TKEP/L Temsilcisi Teğmen Ali, Rojava Devriminin 7. yılında örgüt olarak Rojava Devriminde yer alışlarını, Rojava Devriminin yaratmış olduğu etki ve gelişmelere dair Nuce Ciwan ajansına konuştu.
22 Temmuz günü yayınlanan röportajda Teğmen Ali sözlerine Rojava Devriminin 7. yılını kutlayarak başladı, “Öncelikle Rojava Devrimi’nin 7. yılını kutluyor, halklarımıza bu devrimi armağan eden ölümsüz devrim savaşçılarının yüce anıları önünde saygı ile eğiliyoruz. Onlara Rojava Devrimi’ni korumak ve zaferini daha ileri taşımak yolunda tüm gücümüzle çaba göstermeye devam edeceğimiz sözünü veriyoruz” dedi.
Rojava Devriminin kadın öncülüğünde gelişen kapitalizm ve faşizme karşı halklar devrimi olduğuna dikkat çeken Teğmen sözlerine şöyle devam etti: “Rojava Devrimi, dinci gericiliğe, kapitalizme ve faşizme karşı, başta Kürt halkı olmak üzere Rojava emekçi halklarının kazandığı büyük bir zaferdir.
Rojava Halk Devrimi şu durumda kazandığı pozisyon itibarıyla bir mozaik gibidir. Farklı etnik kimliklerin özgürlükleri için savaştığı, özgürlüklerini kazandığı yeni ve tüm dünya halkları açısından umut verici bir deneyimdir. Devrim, Rojava ve Doğu Suriye’de yaşayan halkların özgürlük yürüyüşünün ortak çatısı olmuştur. Bu anlamıyla dünya devrim mücadeleleri tarihine dersler çıkarılması gereken bir örnek sunmuş, halkların mücadele birliğinin önemini bir kez daha ortaya koymuş, bu birliğin nasıl örülebileceğinin pratik bir örneğini gözler önüne sermiştir.
Devrimde kadın öncülüğün oynadığı rol ve niteliğine kattığı kadın rengi, en ileri yönlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Özellikle Ortadoğu'da kadın öncülüğü anlamında bu zafer bir ilktir denilebilir. Bir başka açıdan ise kadınların her alanda devrimin önemli bir parçası olması, Rojava devriminin bir halk devrimi olarak ne kadar gelişkin ve sağlam bir içeriğe sahip olduğunu da gösteriyor.
Rojava devrimi, kendine özgü bir hatta kendine özgü bir gelişim çizgisi göstererek ilerledi. Halklarımızda birikmiş olan öfke ve özgürlük özlemini bir devrim hareketine dönüştürürken, hem iç dinamikleri hem de uluslar arası durumda var olan çelişkileri, devrimin ilerleyişine kanalize ederek büyük bir beceriyle şekillenen sonuç alıcı pratiği göstermeyi başardı. Düşman için zayıf ve elverişsiz, devrim için ise uygun olan anda gerekli politik ve askeri adımları atarak, halk hareketine yerinde ve zamanında yön vererek ve tüm bunlar için gereken hız ve atikliği göstererek ilerledi ve sonuç aldı. Rojava Devrimi tüm bu açılardan, dünya devrim deneyimleri içerisinde incelenmesi gereken zengin bir içeriğe sahip.
Devrim, görünür adımları 2012 yılında ortaya çıkarken kimse bu sürece kadar geleceğini tahmin edemiyordu. O süreçlerde her şey şok zordu. Her aşamasında büyük güçlükler içerisinde, büyük fedakarlıklarla ilerleyen devrim uzun süre bu imkansızlıklarla beraber ilerleyişini sürdürdü.”
TKEP/L örgütü olarak Kobanê sürecinde Rojava Devrimine katıldıklarını belirten Teğmen Ali, Rojava Devrimini özgürlüğüne susamış olan bir halkın devrime koşusu olarak ifade etti, “TKEP/L (Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist) olarak biz Rojava’ya Kobanê savaşı sürecinde geldik. Öncü gruplarımızın Kobanê savaşına katılımıyla birlikte sürece dahil olduk. O zamanlar bugünkü şartlar yoktu. Bugün temel gereksinimler anlamında bir çok sorununu çözmüş durumda Devrim. Çok zor ve sıkıntılı şartlar altında Devrimin savunulması gerekiyordu ve bu bir sürü yetmezliğe, imkansızlığa göğüs gerilerek başarıldı. Devrim gösterilen büyük özveri fedakarlıklarla ilerledi, ayakta kaldı. Bizce, her zora düştüğümüzde bu devrimin gücünü hissetmek için o zamanları ve o zamanlarda yapılanları hatırlamalıyız. Çünkü Rojava devriminin bize gösterdiği ve öğrettiği en büyük şey özgürlüğe susamış bir halkın ve onun öncülerinin şartlar ne olursa olsun hedefine varabileceği, yeni bir yaşamı yaratabileceği, başarabileceğidir.”
Rojava Devrimi'nin dünya ve Ortadoğu başta olmak üzere dünya halklarının devrim isteklerine cevap ve örnek olduğunu belirten Teğmen Ali, “Rojava Devrimi'ni dünyada gelişen olaylardan ayrı ele alırsak eksik değerlendirmiş oluruz. Dünya genelinde emperyalizme ve kapitalizme, gerici iktidarlara karşı büyük bir başkaldırı ve isyan dalgası hakim. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ayaklanmalar ve devrimler yüzyılının içerisindeyiz. Bu somutluk bütün olay ve olguları etkiliyor, şekillendiriyor.
Şimdi ülkelerimiz ve Ortadoğu halkları yeni devrimlerin eşiğinde. Emperyalist-kapitalist sistem ve işbirlikçi hükümetler bu devrimleri boğmak için harekete geçmiş durumdalar. Ne yaparlarsa yapsınlar yeni, savaşsız ve özgür bir dünya hedefi artık hiç olmadığı kadar görünür.
Rojava Devrimi, savaşın yakıcılığından ve dış tehditlerin sürekli olmasından kaynaklanan sebepler nedeniyle istediği gibi yol alamadı. Dört tarafından tehlikelerle kaşı karşıya bir durumda bu süreci ileri taşımak gerçekten zor bir iştir. Buna rağmen gelişim gösterdi. Devrim henüz yolun başında ve buna göre bir yol ayrımına girecek ileriki süreçte. Burada süreci ileri taşımakta bize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor.
Bizler TKEP/L’den devrimciler olarak bugüne kadar devrimin savunmasında görev aldık. Bugünden sonra da kendimizi bir parçası olarak gördüğümüz bu Devrimin savunması noktasında üzerimize düşenleri yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi.