“Burjuva Egemenlik Bir Bütündür” başlıklı son “Editör” makalemizi, şu sözlerle bitirmiştik:
“Asıl mesele merkezi iktidardır; bütün iktidarın birleşik devrimle ele geçirilmesidir. Bunun dışındaki her şey, 'ıvır zıvırdır'.”
Yıllardır yineliyoruz. Seçimler, emekçi yığınların iradelerinin tecellisi değildir. Emekçiler açısından iktidarı kazanmanın aracı hiç değildir. İşçi ve emekçilerin iradeleri, devrimci eylemlerle açığa çıkar, sandıkla değil.
Vahşette her tür sınırın aşılma kararının ilanı bu. Daha doğrusu, uzunca bir zamandır uygulanan “strateji”nin zirve noktalarından biri.
Yerel seçimler sonrası Türkiye ve Kürdistan halklarını neler bekliyor? Şimdi yanıtı en çok aranan soru, yerel seçim sonuçları ne olacak değil, seçimler sonrası iki ülkenin işçi ve emekçi sınıflarını neler beklediğidir.
16 Mart tarihli “Sosyal Reformistlerin Ağzından Yerel Seçimler” başlıklı makalemizde, sosyal reformist partileri kastederek “Bunlar, politik iflas eğik düzlemi üzerinde duruyorlar ve dibi bulana kadar kaymaya devam edecekler” diye yazmıştık.