Henüz helikopterlerine, özel jetlerine, yatlarına binip kaçmıyorlar ama artık sokağa da çıkamıyorlar.
İngiliz Daily Mirror gazetesinin “Fransız Devrimi” dediği grevlerin, dev kitle gösterilerinin, çatışmaların, kısaca ayaklanmanın Fransız burjuvalarını getirdiği nokta bu: Sokağa çıkamıyorlar.
Kim olduğu açıklanmayan, ancak Macron ya da onun kadar güçlü bir hükümet üyesi, Fransız Bakanları sokağa, halkın karşısına çıkmamaları konusunda uyarmış.
Sokağa, halkın karşısına çıkmaya korkanların başında Macron, yani Fransız burjuvazisinin birinci dereceden politik temsilcisi geliyor. Geçtiğimiz hafta oynanan Fransa-Hollanda maçını sarayında, televizyondan seyretmek zorunda kaldı. Oysa, Dünya kupası maçlarında gördüğümüz gibi, Macron, bizim RTE'yi aratmayacak biçimde bu tür oyunları reklam ve propaganda için asla kaçırmazdı.
Macron, Fransa mili takımının maçına gitmeye korktu, çiçeği burnunda İngiliz kralı da Fransa'ya gelmeye korktu. İngiltere'nin Kralı, grev, gösteri, çatışmalarla sarsılan Fransa'ya gitmeyi uygun görmemişti! Macron'da bu ortamda davetlisini kabul etmeyi uygun görmemişti. Haksızlar mı? Resimdeki ortama hangi burjuva dahil olmayı göze alabilir!
Fakat burjuvazi açısından durum Fransa'daki vaziyetten ibaret değil. Bütün Avrupa burjuvazisinin politik temsilcilerinin durumu bu şekilde. Fransa'da hükümet üyeleri sokağa, halkın karşısına çıkamaz hale gelmişler de İngiliz burjuvazisinin politik temsilcilerinin, Almanların, İspanyolların, İtalyanların durumu farklı mı? Hiç de değil.
Emekle sermaye, işçi sınıfıyla burjuvazi arasındaki sınıf savaşı öyle bir noktaya gelmiş ki, bu iki sınıftan birinin sokağa hakim olduğu koşullarda diğeri sokaktan çekilmek zorunda kalıyor. Şimdi, Avrupa'nın başta başkentler olmak üzere, hemen hemen tüm şehirleri proletarya ve ücretli çalışan durumundaki emekçiler, gençlik, küçük tarım üreticileri gibi proletaryanın müttefiklerinin hakimiyetinde. Bulgaristan'dan Fransa ve İngiltere'ye; Hollanda'dan İtalya'ya kadar...
Ukrayna üzerinden insanlığa büyük yıkım getirecek bir dünya savaşını kışkırtıp duran emperyalistler kendi topraklarında sokağa çıkamayacakları noktaya geldiler. Bir kez daha, devrim ve ayaklanmalardır insanlığı kurtaracak olan; burjuvazinin parlamentolarına başını, olmadı kuyruğunu sokmak değil.