İngiliz ordusunun resmi dergisi, bu ordunun üst düzey subaylarından olduğu söylenen Paul Carney'in görüşünü yayınlamış. Bu İngiliz asker, İngiliz ordu mensuplarının ailelerini çocuklarının Rusya ile savaşa gönderilebilecekleri konusunda uyarmış.
Yok, ailelerin çocukları için savaşa karşı harekete geçmeleri için değil. Aksine, böyle bir gelişmeye hazır olmaları için yapmış uyarısını. İngiliz ordusuna da, aileleri de savaşa hazırlamalarını tavsiye ediyor. Malum, aileler savaşa hazırlıksız yakalanmaları halinde protesto eylemlerine başlayabilirler, savaşan askerlerin morallerinde bozulmaya yol açabilirler vb.
Haberde Paul Carney'in rütbesi açıklanmamış. Ama İngiliz ordusunun resmi dergisinde görüşlerinin yayınlanmış olması ciddiye alınması için yeterli sayılmalı. Dahası, bu savaş çığırtkanı, aslında İngiliz Genelkurmay Başkanı Patrick Sanders'in görüşlerini dile getirmekten başka bir şey yapmış değil.
İngiliz Genelkurmay Başkanı, Patrick Sanders, göreve geldiği Temmuz ayının ortalarında, ayağının tozuyla, İngiliz birliklerinin Avrupa'da bir savaşa hazır olmaları gerektiğini, İngiliz ordusunu böyle bir savaşa hazırlamakla yükümlü bir nesil olduklarını açıklamıştı.
“Rusya'nın Ukrayna'yı işgali, İngiltere'yi karada savaşmaya ve savaşları kazanmaya hazır hale getirmeli. Artık müttefiklerimizle birlikte savaşabilecek ve savaşta Rusya'yı yenebilecek ordu oluşturmak için yakıcı bir zorunluluk var. Orduyu bir kez daha Avrupa'da savaşmaya hazırlaması gereken nesiliz.”
Sorun, bir devletin ordusunun genel anlamda savaşa hazırlık yapması değil. İngiliz ordusu, düşmanı ve savaş alanı belli, son derece somut bir savaşa hazırlık yapıyor. Savaş Avrupa'da olacak. Düşman da belli:Rusya.
İngiliz emperyalistler, savaş kışkırtıcılığını, faşist Ukrayna üzerinden alenen yapıyor. En büyük, somut ve her an nükleer savaş yol açabilecek kışkırtma, Zaporijya Nükleer Santrali ve Kırım üzerinden yapılıyor.
Biliniyor, Ukrayna'nın faşist iktidarı, bütün Avrupayı etkisi altına alacak bir nükleer patlama tehlikesine rağmen, Zaporijya nükleer santralinin bombalanmaktan vazgeçmiyor. Elbette, nükleer santrali bombalanması fikri, kukla Ukrayna yönetimine ait değil. Santralin bombalanması, İngiliz ve ABD emperyalistlerinin Ukrayna yönetimine direktifleriyle oluyor. Santrali bombalayacak silahlar ABD ve İngiliz emperyalistlerinden; hedef koordinatları da onlardan.
Bir diğer aleni kışkırtma Kırım üzerinden yapılıyor. Faşist Ukrayna, Kırım'ı bombalamasına rağmen eylemini resmen üstlenmeye cesaret edemezken İngiliz Savunma Bakanı, son derece kışkırtıcı bir üslupla, saldırının Ukrayna saldırısına benzediğini ve Ukrayna'nın Kırım'ı hedef alma hakkı olduğunu açıkladı.
İngiltere Savunma Bakanı Wallace, aynı açıklamasında “Ukrayna için, gerekirse ölümcül güç kullanarak, toprağını geri almak ve işgalci gücü püskürtmek tamamen meşrudur” demiş.
Gerçi bu konuda bizdeki sosyal reformistlerle İngiltere Savunma Bakanı arasında bir düşünce farkı olduğunu sanmıyoruz. Kimisi “komünist” geçinen bu sosyal reformistlere göre zaten savaşın müsebbibi, saldırgan taraf Rusya'nın kendisidir. Dolayısıyla, tıpkı İngiltere Savunma Bakanı gibi, Ukrayna'nın kendisini savunduğunu, savunma halinde olduğunu; bu savunma bağlamında Rusya'nın hedeflerini vurmasının son derece doğal olduğunu söylerler.
Bu sosyal reformistler, “Rusya Ukrayna'ya savaş açmasaydı bu savaş olmazdı” diye düşünürler. Haliyle, dünya barışını tehlikeye atan, dünyayı nükleer savaşın eşiğine getiren Rusya'dır. Sosyal refromistlerin bütün düşünce yapısını anlatan bu basit düşünce işte böyledir. Daha önce de yazdık: Bu basit düşüncenin özeti şuna indirgenebilir: “Dokunmazsan ısırmaz. Rusya, Ukrayna'ya saldırarak yılanı deliğinden çıkardı. Öyleyse bütün musibetlerin nedeni de odur.”
Devrimci komünist düşünce ise, darkafalı basit düşünceden farklı olarak, önce kimin saldırdığına bakmadan “her savaşı somut bir tahlilden geçirir.”
Emperyalistlerin topyekun bir dünya savaşın hazırlıklarına uzun yıllar öncesinden başladıklarını bizzat kendi açıklamalarından öğreniyoruz. Her şey bir yana, “Rusya-Ukrayna” savaşının başlamasından tam bir yıl önce, İngiliz emperyalizmi, daha önce almış olduğu nükleer silah stoklarını azaltma kararından vazgeçmiş, tersini yapmaya, nükleer savaş başlıkları stoklarını artırma kararı almıştı. Ukrayna ise, Donbas ve Kırım'a topyekun bir savaş açmak üzere yıllar süren hazırlıklarını bitirmiş, savaşın başlamasından neredeyse bir yıl önce, uyuşturucu bağımlısı Ukrayna Devlet Başkanı, “Ordumuz hazır” açıklamaları yapıyordu.
Çok açık: Böyle bir savaşı çıkarmaya güç ve cesaretlerinin yetip yetmeyeceğinden bağımsız olarak, şunu rahatlıkla söylemek mümkün. Özellikle ABD ve İngiltere, savaş örgütü NATO üzerinden Rusya- Çin Halk Cumhuriyet-Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti-Küba ve dünya halklarına karşı bir dünya savaşını kışkırtıyorlar.
Bu emperyalistler, Avrupa kurumlarındaki sadık adamları sayesinde, Avrupalı emperyalist devletleri de kendi savaş arabalarına bağlamışlar ya da bağlamak üzereler.
ABD ve İngiliz emperyalistleri ve onların savaş arabalarına tasmalarından bağlanan Avrupalı emperyalistler, nükleer silahların kullanılma ihtimali olan bir savaşı başlatmaya cesaret ederler mi? Şimdiden bilmek mümkün değil. Ancak şunu biliyoruz: Özellikle Avrupalı emperyalistleri halk ayaklanmaları korkusu şimdiden sarmıştır. Avrupa işçi sınıfı; örneğin İngilizi emekçi sınıfları grev ve devrimci kitle eylemleri hazırlığındalar. Hoşnutsuzluk her tarafı sarıyor; devrimci hava her tarafa yayılıyor.
Emperyalistlerin topyekun bir dünya savaşını başlatma cesaretlerini kıracak en büyük güç budur. Emperyalist savaşların panzehiri proleter devrimlerdir ve devrim havası dünyanın dört bir tarafına yayılıyor.