Bu topraklarda ve dünyada olaylar olayları izliyor. Olayların sıklığı, hızlanması ve devrimci biçimler alması, tarihsel değişimle bağıntı içinde açıklanmalıdır. Çünkü çağımız tarihsel değişimler çağıdır. İnsanların giriştiği ilerici, devrimci eylemlerle yeni bir toplum kurma amacı arasında nedensel bir ilişki var.

Türkiye ve Kürdistan'da olaylar dünyada devrimci mücadelenin gelişim gösterdiği bir çok ülkeye göre çok daha hızlı ilerliyor. Bu yeryüzü parçasında tarihin çok büyük bir süratle ilerlemesinde şaşılacak bir taraf yoktur; çünkü burada mücadele en devrimci biçimde yürütülüyor; çünkü bu topraklarda ezilen ve sömürülenler ve onların en iyi temsilcileri, on yıllardır faşizmin ve sermayenin en şiddetli saldırıları altında cesurca savaşıyor, devrimi başarmak için eksiksiz bir kararlılık ortaya koyuyorlar.

Eylemler, devrimci eylemcilerden ayrı değildir. Eylemcilerin nicel ve nitel gelişmesinin pratik mücadeleye yansıması daha fazla eylemdir, eylemlerin etkisinin artmasıdır. Eylemler yeni toplum amaçlıdır; devrim amaçlıdır. Eylemlerin etkisinin artması devrimin toplum üzerindeki etkisinin güçlendiğini ortaya koyar. Devrimin etkisini devrimin zaferine dönüştürmek için eylemleri en üst biçimlere çıkarmalıyız. Toplumun tarihsel dönüşümü, eylemlerin en yüksek biçimleriyle, en devrimci, en etkili eylemlerle gerçekleşir.

Komünist devrimci güçler, burjuvazinin sınıf egemenliğini devirmek için sürdürdükleri savaşımda ve savaşımla birlikte geliştiler, ustalaştılar. Dolayısıyla hedeflerine daha çabuk ulaşacak bir konumdadırlar. Tarihe güçlü bir ivme verdiklerinden hedef artık daha yakındır. Devrim, tarihin devrimci dönüşümü durdurulamaz bir hızla ilerliyor.

Proleter devrimci hareketin, mücadelenin bugünkü aşamasında var olan gücüyle en ileri, en büyük sonuç elde edilebilir. Hareket başlarında en büyük bir güç ve enerjiyle daha az sonuçlar alınırken şimdi aynı güç ve enerjiyle daha büyük sonuçlar elde edilebilir. Nasıl ki fizik yasalarına göre belirli koşullarda az bir enerjiyle çok büyük güçleri harekete geçirmek mümkün ise, proletarya da daha küçük bir güçle geniş kitleleri harekete geçirebilir ve devrimi gerçekleştirebilir. Böyle bir sonuç toplumsal çelişkilerin çok keskin oluşuna, savaş kapasitesi yüksek ve teorik-pratik donanımlı bir öznenin varlığına ve savaşımına bağlı olarak alınabilir. Bu koşulların oluşmasıyla tarih sıçramalı bir gelişim gösterir.

Kitleler, bugüne kadar verilen büyük mücadelede dönüşüme uğradı, devrimcileşti. Başlarda az sayıdaki insanla sınırlı olan devrimci eylemler, zamanla emekçi halk kitlelerinin önemli bir kesiminin eylemi haline geldi. Bu andan itibaren yani yığınsal devrimci savaşımla isyan ve ayaklanmalarla birlikte tarihsel dönüşüm büyük bir hız kazandı. Yıllarca sürecek devrimci mücadelenin temellerini atan, cesur eylemleriyle nasıl kazanılacağını kendi pratiklerinde gösteren, devrim ateşini ilk olarak yakanlardan farklı olarak bugün yapılması gereken devrimi zafere ulaştırmaktır. Devrimci komünist güçler kendi yapmaları gereken görevleri geleceğin insanlarına bırakamazlar.

Toplumsal çelişkiyi çözecek devrimci kitle gücü oluşmuştur. Bu güç her açıdan devrime yönlendirilmelidir. Büyük devrimci amacın kitle gücü, önemsiz sorunların çözümüyle oyalanıp, pasifize edilmemelidir. Birçok reformist hareket, emekçi halk kitlelerinin cesaretini, coşkusunu, kararlılığını kıracak politika izliyor. Proletaryanın ertelenemez görevi, devrimci eylemleri en üst düzeye çıkararak devrimi ileriye ertelemeden gerçekleştirmektir. Toplumun devrimci dönüşümü savsaklanamaz, ileriye bırakılamaz.

Çağımız, devrimci dönüşümler çağıdır. Bu, bir önceki tarihsel dönemin sona ermesidir. Burjuvazi devrimci çağın kendi sonuçlarına doğru ilerlemesini önlemek için gerici vahşet ve dehşetin her biçimine başvurdu. Faşizm, sıkıyönetim, olağanüstü hal, vs. burjuva devlet terörünün akla gelen ilk biçimleridir. Uluslararası karşı devrimin bir parçası olarak Türkiye'de 12 Mart ve 12 Eylül'de askeri faşist darbe yapıldı. Dünya burjuvazisi, 90 sonrası bütün ülkelerde dünya proletarya hareketine, komünistlere ve diğer devrimci hareketlere karşı yeni bir saldırı başlattı. Devrimci kitleler buna hemen dünya genelinde yeni bir devrimci eylem dalgasıyla karşılık verdi. Sonuçta dünya karşı devrimi, dünya genelinde tarihsel değişimin önünü almayı başaramadı.

Türkiye ve Kürdistan'da faşizm ve sermaye her ne yaptıysa tarihsel değişimin önüne geçemedi. Çünkü tarihsel değişimde, toplumun devrimci yeniden kuruluşunda ısrarlı olan komünistler ve devrimci kitleler senelerdir büyük bir özveriyle savaşıyor. Faşist darbe sırasında devrimi engellemek, devrimci güçleri ezmek için başarılı olamayanlar, bugün hiç bir biçimde başarılı olamazlar. Kapitalist sınıf ve tüm gerici güçlerin tarihsel değişimi durdurmak için girişecekleri hiçbir hareket sonuç vermeyecektir. Bunu anlamak için yakın dönemde başvurulan isyan ve ayaklanmalara bakmak yeterlidir. Daha devrimci daha etkileyici olanlarıysa önümüzde.

Bugünkü tarihsel aşamanın belirgin bir özelliği, devrimci çağın çok hızlı biçimde ilerlemesidir. Dünya genelinde sadece son çeyrek yüzyılda yapılan ilerici devrimci eylemler, bunun güçlü bir kanıtıdır. Birçok merkezde patlak veren eylemler, ayaklanmaya ve küresel başkaldırıya dönüştü. Eylemler arka arkaya oluştu ve süratle dünyaya yayıldı. Devrimler ortaya çıktığı her yerde zincirleme bir etki yarattı; dünya devrimine yeni bir ivme verdi. Bu koşullarda devrimci çağ kendi sonuçlarını daha kısa sürede alır.

Tarihin büyük bir süratle gelişmesi ve gittikçe çok hızlanması dolayısıyla sonuçların kısa sürede alınması, proleter sınıfın ve proleter devrimci partinin bu gelişmeye ayak uydurmasını, dahası öncülük etmesi için, kendi durumunu buna göre ayarlamasını gerektiriyor.

C.DAĞLI