İşçi sınıfı, geçmişi yinelememeli, geçmişle, geçmiş mücadelelerin anılarıyla oyalanmamalı; geçmişin hatalarını, eksiklik ve zayıflıklarını eleştirmeli ve geçmişi aşarak geleceği inşa etmelidir. Emekçi sınıf, geleceği inşa ederek kendini kurtarabilir.
Yeni bir gelecek inşa etmek çalışan sınıfın amacıdır. Zaferde ya da yenilgide, devrimci yükselişte ya da bastırıldığında daima amacını izlemelidir. Devrimci amacını izlemeyen işçiler, burjuvazinin etkisine girer, sonuç olarak hiçbir zaman kurtuluş yüzü göremez.
İşçi kitleleri amacını takip ederse, küçük-burjuva demokratik hareketle ilişkide, güç ve eylem birliğinde ittifak sürecinde, bu hareketin içinde erimez. Ancak geleceği inşa etme hedefine bağlı olarak, birlikte hareket ederken bağımsız sınıf çizgisini koruyabilir. Devrimci işçiler küçük-burjuva demokratik hareketlerle ilişkiye girerken, proletaryanın tam kurtuluş bakış açısıyla hareket eder.
Nasıl ki tüm ezilen ve sömürülenler, işçi sınıfını takip etmeden, kapitalizmin baskısından kurtulamazsa; işçi sınıfı da, diğer halk kitlelerini yanına çekemezse, burjuvaziyi yenemez ve kendi hedefine ulaşamaz. Fakat, yeni bir gelecek kurmak için dövüşen işçiler diğer emekçi kitleleri yanına çekebilir. İnşaa edilecek gelecekte, bugünkü toplumda sürdürülen çeşitli ve zengin yaşam sürdürülecek ve daha da ileri götürülecektir. Fakat bu zengin, ileri, çeşitlilik gösteren yaşamdan kapitalist toplumun aksine, bir avuç asalak değil, tüm toplum faydalanacaktır. Böylesi ilerici, zengin, insanal bir gelecekte kendi kurtuluşlarını gören işçi olmayan emekçi kitleler, işçilerin amacına ikna olur ve onunla birlikte burjuvaziye karşı ortak kavgaya atılır.
Nasıl ki, amaç olmadan proletaryanın tam kurtuluşu hedefi olmadan işçi sınıfı ne için dövüşeceğini ve hangi yöne gideceğini bilemezse; işçi sınıfına dayanmadan, işçilerin devrimci eylemi olmadan, emekçi sınıf iktidara gelmeden devrimci amaç da pratiğe geçmez, işçi sınıfı partisinin bir program ifadesi olarak kalır. İşçi sınıfının ve tüm ezilen ve sömürülenlerin kurtuluşu adına ne söylenmişse, ancak emeğin devrimci iktidarında pratik bir değeri olur.
Geleceği inşa etmek, günün gerektirdiği devrimci görevleri geleceğe ertelemek değildir; fakat şu demektir: Ancak mücadelenin bugünkü aşamasının görevlerini yerine getirerek, geleceği, inşa edecek bir aşamaya ulaşabiliriz. Bugünün ivedi devrimci görevi, kapitalist toplumsal düzeni, bu kapitalist kölelik sistemini yıkmaktır. Kapitalist sınıf egemenliğini, kapitalist sınıf düzenini yıkmadan yeni bir geleceği inşa edemeyiz.
Geleceğin inşasını geleceğin insanlarını bırakamayız. Gelecek için tam da bugünden mücadele veririz. Yeni bir gelecek için savaşımı bugünden vermemek, bugün sistem içi taleplerle oyalanmak ve burjuva düzenin ömrünün uzamasına hizmet etmektir.
Proletaryanın toplumsal devrimi olmadan yeni bir geleceği ya da toplumun sosyalist yeniden örgütlenmesini gerçekleştiremeyiz. İşçilerle kapitalistlerin çatışmasının ya da hesaplaşmasının kaçınılmazlığı, proletaryanın toplumsal devriminin kaçınılmazlığı demektir. İşçi sınıfının iktidara gelmesi de kesindir. Çünkü sınıf savaşı oraya varır. Bizim görevimiz tam da devrimci eylem ve örgütlü çalışma yoluyla bu süreci hızlandırmak ve sonucuna götürmektir. Ne için dövüştüğümüz açıktır. O halde, bütün politik pratik mücadeleleri, propaganda ve ajitasyon çalışmalarını açıklığa kavuşturduğumuz büyük hedefimizi gerçekleştirmek için yürütmeliyiz.
Dünya işçi hareketinde, kısa dönem yararlarını bir çizgi haline getiren bir çok işçi (komünist) parti oldu. Bu çizgiyi bugün başkaları izliyor. Bunu o kadar ileri götürdüler ki, kısa süreli yararlar uğruna, ilkelerini, devrimci amaçlarını bir kenara atacak bir duruma geldiler; ya da bazıları devrimci amaçlarını kağıt üzerinde kabul ettiler, gerçekteyse, pratikte yadsıdılar. Kısa süreli yararlar uğruna mücadeleyi bir kez önde tutunca, burjuvaziyle her tür uzlaşma ve var olan duruma boyun eğme kaçınılmaz olur. Dolayısıyla hepsi de devrimci işçilerin sınıf partisi olmaktan çıktılar. Geleceği inşa etmek yerine, işçilerin kısmi çıkarları için, bazı yararlar için burjuvaziyle uzlaşmaya girenleri bekleyen daima kötü sondur.
Günlük çıkarlar ve günlük mücadelelerin kaygılarıyla hareket ettiler. İçinde hareket ettikleri yasal olanakların ne olacağı kaygıları, onlarda baskın oldu. İşçilerin günlük çıkarları ne olacak diye kaygı duyanlar, aynı kaygıları proletaryanı kurtuluşunun nasıl başarılacağı üzerine duymadılar. Oysa ki asıl titizlik gösterilmesi gereken işçilerin ortak geleceğidir. Devrimci olan, işçilerin ortak geleceği için savaşımdır.
Yeni bir gelecek, sınıf savaşının ve devrimin sonucudur. Ama devrimi bir olay değil, bir dizi olay oluşturur. Üç ağaçtan bir orman olmaz. Birçok nicelik gelişimin belli bir aşamasında nitel sıçramaya uğrar ya da nitel değişim geçirir. Başka bir deyişle devrim, olaylar, eylemlerdir. İsyanlar, olayların tümünün bütünlüğü tarafından oluşturulur. Koşulları doğmuşsa, birçok olay aniden ve arka arkaya ortaya çıkar. Bu, gerçek işçi sınıfı partisi için, yani devrimci parti için şu anlama gelir: her an olayları karşılamaya hazır olmak gerekir. Yalnızca olayları değil, büyük olayları karşılamaya hazır olmalıyız. Çünkü bugünün geleceğe gebe olduğu tarihsel aşamada küçük bir olay, büyük bir olaya ve devrime yol açabilir.
Bugünün geleceğe (yarına) eski toplumun yeni bir topluma gebe olduğu bir tarihsel aşamadayız. Dolayısıyla bu aşamada yeni bir gelecek uzak bir dönemin sorunu değil, bugünün sorunudur. Bu durumda devrimci işçilerin partisinin yapması gereken, tüm yeteneği, gücü ve çabasıyla geleceğe hazırlanmak. Başka bir deyişle, geleceği inşa etmek için, sınıf savaşının karşımıza çıkaracağı tüm mücadele biçimlerini karşılayacak bir konumda olmalıyız. Tarihsel aşamanın bizden istediği görevleri yerine getirmek için niteliğimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Çok yönlü çabalarımızı hızlandırmalıyız, çünkü yeni ayaklanmalar, bizden çok uzakta değildir.
Kapitalizmin çöküş dinamiklerinin işbaşında olduğu, bir tarihsel sistemin çöküşte olduğu bir aşamada, burjuva toplumun sonunu getirecek olaylar ani ve hızla oluşuyor. Böyle bir tarihsel momentte gelecek mücadeleleri karşılayacak bir konumda olmayan bir işçi sınıfı partisi, büyük olaylar aniden patlak verdiğinde öylece kala kalır. Büyük olaylarda etkin ve öncü bir rol oynamak için yarına, bugünden hazır olmalıyız.
Olayların ard arda gelmesi, kapsamı ve daha büyük olayları doğuracak koşulların olgunlaşması, toplumda köklü dönüşümler zorunluluğunun dışa vurumudur. İşçilerin toplumdaki durumları güvensiz ve durum gün gün kötüye gidiyor. Bir anda büyük bir işçi kitlesi, işsiz kalıyor. Emekçilerin içinde bulunduğu genel sefalet koşulları yeni geniş başkaldırıları kaçınılmaz yapıyor. Toplumda devrimci dönüşüm kendini her bakımdan dayatıyor.
Toplumsal düzen değişikliğiyle karşı karşıyayız. Burjuva muhalefet bloku toplumda köklü bir değişim istemini, bir hükümet değişikliğiyle boşa çıkarma çabasında. Gelişmeler toplumun devrimci dönüşümüne kadar varmasın diye, devleti ve düzeni kurtarmak için hükümet değişikliği sorununu öne çıkarıyor. Burjuva güçler, bu politikalarında yalnız değiller. Uzlaşmacı küçük-burjuva demokratik hareketleri ve reformistleri de yanlarında bulacakları açık. Varsın her çabayı göstersinler; ezilen ve sömürülenlerin devrimci kavgayı yükseltmesi, egemen sınıfın tüm girişimlerini başarısızlığa uğratır.
Burada işçilerin ve emekçi halk kitlelerinin en ileri, en tutarlı ve en mücadeleci kesimlerinde büyük bir değişim olduğunu belirtmeliyiz. İşçiler eğitimli, kültürlü, sınıf bilinçli vb. nitelikli ve gelişkin bir düzeyi temsil ediyorlar. Sınıf savaşının uzun bir sürecinden geçtiler. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden entelektüel bir konumdalar. Eğitimli ve birçok yönden ileri bir düzeyde olan işçiler, proletaryanın devrimci sınıf partisi, leninist partinin görüşlerini dahi iyi kavrayabilir ve benimseyebilir. Sınıf savaşımına ve devrime önderlikte daha güçlü duruma gelebilir. Bu, çalışmalarımıza ve mücadelemize bağlıdır.
Safları güçlendirelim. Devrimci kavgayı yükseltelim. Yeni bir gelecek bize uzak değildir.
C.DAĞLI