İşçiler, emekçiler özgür olmak istiyorlar; “gündüzlerinde sömürülmeyen/ gecelerinde aç yatılmayan” bir yaşam istiyorlar; çalışarak ölmek değil, çalışarak yaşamak istiyorlar.
İşsiz kalmak istemiyorlar; her salgında her felakette canavarın ağzına ilk atılan olmak; sağlıklarından, yaşamlarından ilk vazgeçilen olmak istemiyorlar. Yaşamlarının hiçe sayılmasını; bir kum tanesi kadar bile değer görmemeyi istemiyorlar. Akşam olduğunda evlerine, çocuklarına ekmek götürmek; onlara karşı mahcup olmamak, onları kimsenin yanında mahcup görmemek istiyorlar...İnsan gibi yaşamak, insan gibi gülmek; sevmek, sevilmek istiyorlar. Savaş istemiyorlar; barış ve huzur içerisinde yaşamak, “esefsiz/güvenle/emniyetle/ gölgeli bir bahçeye girer gibi/ girebilmek (istiyorlar) usulcacık ihtiyarlığa”...
Ezilen uluslar özgür olmak istiyorlar. Kendi kaderlerini özgürce tayin edebilmek; “ayrılma hakkı”nı özgürce kullanabilmek; kendi toprakları üzerinde özgürce yaşamak istiyorlar. Ezen ulusa mensup insanların “başka bir ulusu ezen bir ulus asla özgür olamaz” diye düşünmesini ve onların kendi kaderini tayin hakkını “ama”sız tanımasını istiyorlar. Kendi dillerini özgürce konuşabilmek; kendi kültürlerini özgürce yaşayabilmek istiyorlar. Katliamlara uğramak istemiyorlar; hor görülmek, aşağılanmak, yok sayılmak istemiyorlar...
Çeşitli inançlara mensup insanlar özgür olmak istiyorlar; inançlarının gereğini özgürce yerine getirebilmek; egemen inanca mensup insanlar, kurumlar vb tarafından ayrımcılığa, aşağılamaya vb tabi olmamak istiyorlar.
Kadınlar özgür olmak istiyorlar; erkek egemen anlayışlar tarafından baskı altında tutulmak, katledilmek, şiddete maruz kalmak, toplumsal yaşamda ikincil konuma itilmek, tacize tecavüze uğramak istemiyor, kendi bedenleri, kendi yaşayışları hakkında kendileri karar vermek istiyorlar; “ekmek, gül ve hürriyet günleri” istiyorlar...
LGBTİ+ bireyler özgürlük istiyorlar; birileri tarafından hor görülmek, aşağılanmak, değersizleştirilmek, şiddete uğramak, katledilmek istemiyorlar. Kendi bedenleri üzerinde başkalarının ahkam kesmesini istemiyorlar...
Gençler özgür olmak istiyorlar; geleceklerinin ellerinden çalınmasını, geleceklerine başkalarınca karar verilmesini, düşüncelerine değer verilmemesini istemiyorlar. Kendi geleceklerini özgürce kendileri belirlemek istiyorlar; maddi bağlarla ellerinin kollarının bağlanmasını; attıkları her adıma güvensizlikle yaklaşılmasını istemiyorlar; inisiyatif sahibi olmak, atılganlıklarının, dinamizmlerinin önüne geçilmemesini, aksine önlerinin açılmasını istiyorlar...
Bütün bunları gerçekleştirmek mümkün; ama bunun için bir zorunluluğun bilince çıkarılması gerekiyor. O da devrim zorunluluğudur. Açıktır ki, özgürlük bizlere birileri tarafından bahşedilmeyecektir. Özgürlüğü ancak onun için mücadele etmenin zorunluluğunun bilincine varmış olanlar kazanacaktır!