Kabine toplantısı sonrasında açıklama yapan RTE, “Türkiye’nin yükselişi kimsenin önünde duramayacağı, engelleyemeyeceği, geri döndüremeyeceği bir ivmeye ulaşmıştır” dedi.
Şimdi eminiz milyonlarca işçi ve emekçi, “acaba biz başka bir boyutta, başka bir zaman ve mekanda mı yaşıyoruz? Bu ivmelenmeyi biz niye hissedemiyoruz?” diye soruyordur.
Eh siz de TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu)’in seyisi olsanız, İkarus gibi güneşe doğru kanat açtığınızı düşünebilirdiniz! İşsizlik düşüyor (bu arada istihdam oranları da düşüyor; ama olsun, “işsizlik düşüyor”). Önümüzdeki aylarda %5 büyüme bekleniyor (sanayii durma noktasında, kapasite kullanım oranları düşüyor; işletmeler peşpeşe konkordata ilan ediyor; ama olsun “%5 büyüme bekleniyor”). Türkiye’nin borç stoku büyüyor (cari açık korkunç boyutlarda; hazine tamtakır; ama “borç stokumuz büyüyor”. Enflasyon düşüyor (gerçek enflasyon, hayat pahalılığı insanları boğuyor; ama “enflasyon düşüyor; düşmeye de devam edecek; tek haneli rakamlara inecek”). Covid-19 ile başarılı bir şekilde mücadele ediyoruz (5 bine yakın insan öldü; uygulanan testlerin sayısı düşürüldü; buna rağmen vaka sayıları “normalleşme adımları” ile artışa geçti; ama “başarılıyız” dedik mi, söylediğimize bizden başka kimse inanmasa da “başarılıyız”) vb vb.
“İvmeleniyoruz” dedik mi ivmeleniyoruzdur; “şahlanıyoruz” dedik mi şahlanıyoruzdur! Ah bir de şu inatçı gerçekler olmasa! “Dev aynaları”nı paramparça eden gerçekler!!