< "Hukuksuz Davalar Bizi Durduramaz"

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na açılan kapatma davasının üçüncü duruşması İstanbul Adliyesi 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Dava öncesinde basın açıklaması gerçekleştiren kadınlar kapatma davasının mücadeleyi durduramayacağını vurguladı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na açılan kapatma davasının üçüncü duruşması İstanbul Adliyesi 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşma öncesinde Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.Kadın örgütü ve demokratik kitle örgütünden “Platform Durmayacak Kadın Cinayetlerini Durduracağız” pankartını açan kadınlar sık sık “Hukuksuz davalar bizi durduramaz”, “Kadın Cinayetlerini Durduracağız” sloganları attı.

 

"Hayatı Çalınan Her Kadının Hesabını Soracacağız"

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platform temsilcisi Gülsüm Kav, “Biz her hava şartında, her türlü zorlukta kadın cinayetlerini durdurmaya ve bunun için mücadeleye kararlıyız. Bir yıldır bizi uğraştırdıkları şeye bakın. Bu memlekette uğraşılacak şey bu mudur? Kadınlar öldürülmesin diye mücadele eden kadınları durdurmaya çalışmak mıdır? Bu davadan hangi sonuç çıkarsa çıksın, önlenebilir nedenle hayatı çalınan her kadının hesabını soracağız” dedi.

 

"Bir Derneğin Tabelası Kanuna AykırI Gelemez"

Platform avukatlarından Leyla Süren, “Bugün avukatlar günü şu üzerimdeki cüppe içinde öldürülen meslektaşlarımın günü. Depremde ölen meslektaşlarımın günü. Sadece 15 günlük koruma kararını bir hakim uygun gördüğü için 11 kurşunla öldürülen sevgili meslektaşım Müzeyyen’in günü” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “5 ekim'den bu yana 95 davaya girmişiz, 161 duruşma yapılmış ve biz hala burda kanuna ve ahlaka aykırı gelmekten yargılanıyoruz. Bir derneğin tabelası kanuna aykırı gelemez. Biz katilleri yakaladığımız için mi ahlaka aykırı davranıyoruz? Şubatta 11 kadın öldürüldü ve Türkiye'de ilk kez 12 şüpheli kadın ölümü oldu. İlk kez şüpheli ölüm kadın cinayeti sayısını geçti. Çünkü diyorlar ki nasıl olsa kimse işini yapmıyor bari izleyerek öldürelim. Bu nedenle bu dava çok önemlidir.”

 

"En Temel Yaşam Hakkı İçin Mücadele Ediyoruz""

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temsilcisi Fidan Ataselim, bu dava bütün kadınların davası olduğunu aktararak, “Hukuksuz bir kapatma davası açıldı. Bizler her gün kadınlar öldürülürken kadınların yaşaması için en temel yaşam hakkı için mücadele ediyoruz" dedi.

Kadınlar eşit, özgür yaşasın. LGBTİQ+lara ayrımcılık yapılmasın, nefret cinayetlerine kurban gitmesinler diye mücadele ettiklerini vurgulayan Ataselim "Bizler kim eşitsizliğe uğrarsa kim haksızlığa uğrarsa onun yanında yer alıyor. Bütün eşitsizliklere karşı da mücadele ediyoruz. Depremde halkın enkaz altında bırakılmasının karşısında halkımızla birlikte mücadele ediyoruz çünkü biz biliyoruz. Kadın cinayetleri durdurulabilir. Depremin ardından enkazlar olmayabilir, ölümler olmayabilir ve biz bunu durdurabiliriz" dedi.

 

""Bu Anlayışı Tarihin Çöplüğüne Göndereceğiz""

Ataselim sözlerini "Kadınları hayatta tutan 6284 sayılı kadına yönelik şiddetten koruyacak olan kanunu hangi anlayış kaldırmak isteyebilir? İstanbul sözleşmesinden hangi anlayış imzayı geri çekti? Bu anlayış Taliban anlayışıdır, İran'daki Molla rejiminin anlayışıdır. Biz bu anlayışı tarihin çöplüğüne göndereceğiz” diyerek tamamladı.

 

"Kadın Cinayetleri Politiktir"

Kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadınların aileleri adına Ceyda Yüksel’in annesi Filiz Demiral ise kızının 20 Ağustos 2020 yılında katlediğildiğini belirterek, görülen 11 duruşuma da kadın cinayetlerini durduracağız platromu’nun yanında olduğunu söyledi.

Demirel, “Öfkem çok büyük. Platformun kapatılması, İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi, sırf tarikatlardan oy kaybetmemek için kadınların üzerinden siyaset uyguluyorlar. Kadın cinayetleri politiktir diyoruz. Adalet sarayının önünde biz adalet arıyoruz. Türkiye için çok utanç verici bir şey. Hakkımı helal etmiyorum. Cumhurbaşkanına asla hakkımı helal etmeyeceğim. Ölüler hakkını helal edemez, kızım hakkını helal edebilir mi? Burada katledilen kadınlar hakkını helal eder mi? Hakkımı da vermiyorum, oyumu da vermiyorum” dedi.