İzmir Kadın Dayanışması Platformu, Konak İş Bankası önünde,"Siz Öldürdünüz, Biz Yaşatırız" şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. İnsanların bir çok acil ihtiyacı varken devletin "manevi duyguları beslemek için" din görevlileri göndermesine, ırkçı saldırılar, şiddet olaylarına tepki gösterdi. Kadınlar deprem bölgesindeki tüm insanlarla dayanışma içinde olacaklarını vurguladı.
İzmir Kadın Platformu,6 Şubat'ta Maraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli depremler sonrasında kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekmek ve deprem bölgesindeki kadınlarla dayanışmyı büyütmek etmek için Konak İş Bankası önünde basın açıklaması düzenledi.
"Siz Öldürürsünüz Biz Yaşatırız! Deprem Bölgesindeki Kadınlar Yalnız Değildir" yazılı pankartı açılan eyleme çok sayıda demokratik kitle örgütlerimden kadın katıldı.
"Sermaye-Devlet Onbinlerce İnsanın Katili"
6 Şubat günü bir felakete gözlerimizi açtıklarını belirten Didar Gül, Maraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7.6 ve 7.7 şiddetindekidepremlerde başta Antakya, Maraş, Antep, Diyarbakır, Adıyaman ve Urfa olmak üzere 10 şehirin onbinlerce insan ile birlikte yok olduğunu belirterek "Binlerce insan adeta katledildi! İmar afları ile sermaye-devlet işbirliğinin binlerce insanın katili olduğu ağır bir tablo ile karşı karşıyayız" dedi.
"Depremde Devlet İnsanları Ölüme Terk Eden Pratiğiyle Vardı"
Yüz binlerce insanın göçük altında kurtarılmayı beklediği saatler-günler boyunca "Devlet nerede?"sorusunu soran insanların: devrimcilerin, kadınların, gençlerin yani halkın kendi dayanışması ile bu felaketi aşmaya çalıştığınıa dikkat çeken Gül, "Devlet yok muydu? Devlet vardı. Devlet, 'yarım saat içerisinde AFAD'ı gönderiyoruz' diyerek ortadan kaybolan, insanları ölüme terk eden pratiğiyle vardı. Devlet, deprem bölgesinde OHAL ilan ederek vardı. Devlet, halkı 'haysiyetsiz, namussuz, şerefsiz' küfürleriyle azarlayarak vardı. Devlet, AFAD'ın IBAN'ını duyurarak vardı" dedi.
Devlet 'Yağmacı' Denilerek Mülteciler Katledilirken Vardı"
Devletin, nasıl uygulanacağı belli olmayan bir kararla üniversiteleri kapatıp, depremzedelerin yerleştirileceği iddiasıyla öğrencileri yurtlardan koyduğunu, binlerce insanı göçe zorladığını hatırlatan Gül,"Mültecilere yönelik "yağmacı" yalanları ile hedef gösterirken, katlederken devlet yine oradaydı" dedi.
Daha iki gün önce yardımları toplayan Hasankoca Cemevi’ne kayyum atandığını ve toplanan yardımlara el konulduğunu, dayanışma ile götürülen yardım kamyonlarının önüne AFAD pankartı asıldığını hatırlatan Gül, Adıyaman'da yetkilileri eleştiren kadın sağlıkçının evine polis gönderildiğini ve devletin kayyum, şiddet, küfür, işkence ile deprem bölgesinde olduğunu ve tüm bu uygulamalarına devam ettiğini belirtti.
Gül, tüm bu yaşananlara rağmen halkın dayanışmasının devam ettiğini ve enkazın altından dayanışma ile çıkma mücadelesinin sürdüğünü vurguladı.
"Deprem Vergileriyle Yapılan Yollar Kağıt Gibi Dağıldı"
Devlet eliyle kentlerin sermayeye nasıl peşkeş çekildiğinin bir kere daha görüldüğünü belirten Gül, yıllardır topladıkları deprem vergilerine ne olduğu sorulduğunda utanmadan 'vergilerle yol yaptık' denildiğini ve yapılan o yolların kağıt gibi dağıldığına dikkat çekti.
"Hiçbir Çocuğu Tarikat Ve Cemaatlerinize Vermeyeceğiz"
Binlerce gönüllünün, demokratik kitle örgütlerinin, belediyelerin, siyasi partilerin, kadın örgütlerinin dayanışması ile yaraları sarmaya çalıştıklarını belirten Gül, "Deprem bölgesinde annesini babasını kaybetmiş, kaybolmuş çocukların geleceği ile ilgili endişeliyiz! Bir kere daha gördük ki çocuk hakları ilk gözden çıkarılan şey oldu. Bu alanda yapılan çalışmaların yetersizliği ve bu alanda uzman kişi ve kurumlarla işbirliğinden uzak olunmasından kaynaklı endişeliyiz! Ve kararlıyız; hiçbir çocuğu tarikat ve cemaatlerinize vermeyeceğiz" dedi.
"Gençler Ve Kadınlar İçin Endişeliyiz"
Eğitim hakkı gasp edilen gençler için de endişeli olduklarını ifade eden Gül, "Yurtlardan bir gece vakti kovulan kadın öğrenciler için endişeliyiz! Ailesi ile yaşamayan, gidecek bir yeri olmayan binlerce kadın öğrencinin güvende olduğu alanları yaratamadığınız için endişeliyiz!" dedi.
"Devlete Öfkeliyiz!"
Deprem bölgesindeki tüm insanlar için pek çok nedenle endişe duyduklarını ifade eden Gül, "Ve öfkeliyiz! O binaları yapanlara da, o binaların yapılmasına izin veren yetkililere de, insanları ölüme terk eden , halen enkazdan canlı depremzedeler çıkarken, alelacele enkaz kaldırmaya başlayan, ölümüze- dirimize saygı duymayan devlete de öfkeliyiz!
Yağmacı iddiaları ile mülteci düşmanlığının körüklenmesine, mültecilerin yaşam hakkının engellenmesine , işkence yapılmasına ve görüntülerin iktidar eliyle servis edilmesine öfkeliyiz" dedi.
"Bu Enkazı Kadınların Dayanışması Kaldıracak"
Depremde evini, yurdunu kaybetmiş, yurtlarından bir gece vakti kovulan ve eğitim hakkı gasp edilen, enkaz başında yakınlarının kurtarılmasını beklerken ya da henüz daha yasını yaşarken iş başı yapmaya çağrılan kadınlarla dayanışmayı sürdüreceklerini vurgulayan Gül "Biz kadınlar buradayız! Ve bu enkazı dayanışmamız kaldıracak" dedi.
Bir yandan da tabloyu fırsat bilen iktidar, başlattığı cadı avı ile İranlı ressam Terme’yi sınır dışı etme kararı aldı. Hem depremzede kadınların hem Terme'nin bulunduğumuz her yerde sesi olmaya devam edeceğiz!
"Sorumlu Herkesten Hesap Sorulması İçin Dayanışmayı Büyüteceğiz"
Gül, konuşmasının devamında"Acilen OHAL'in kaldırılması ve seferberlik ilan edilmesi, depremzedelere insani koşulların sağlanması, sağlık hakkına erişimin hızla gerçekleştirilmesi, temel ihtiyaçların sağlanması, halk dayanışmasının engellenmemesi, deprem bölgesinde kadınların güvenliğinin sağlanması, en ücra noktalara kadar mobil tuvalet ve konteynerlar konması ve bir kısmının sadece kadınlar için ayrılması, güvenli kentler ile yaşam hakkımızın gözetilmesi ve yetkili-sorumlu olan herkesten hesap sorulması için soluksuz mücadele edecek ve dayanışmamızı büyüteceğiz" dedi.
"Dayanışmanın En Güçlü Örneğini Birlikte Yaratalım"
İzmir Kadın Platformu olarak hem bölgedeki hem de bölgeden göç etmek zorunda bırakılan binlerce kadının ihtiyaçlarını karşılamak için bir dayanışma kampanyası başlattıklarını açıklayan Gül, tüm kadınlara seslenerek; "Gelin kadın dayanışmamızın en güçlü örneklerden birini birlikte yaratalım" diyerek sözlerini tamamladı.