Diyanet İşleri Başkanlığı sitesinde kız çocuklarının cinsel istismara maruz kalmasına yol açacak ve küçük yaştaki çocukların yetişkin sayılarak evlenebileceklerine ilişkin ifadeler kullanıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı sitesinde yer alan ifadeler tepkiyle karşılanıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi web sitesinde yer alan tanımlamalarda bulûğ çağına girmiş olanların dinen nikahlanabilecekleri belirtiliyor. Bulûğ yaşı ise kızlarda 9, erkeklerde 12 olarak belirtiliyor.
“Dini Kavramlar Sözlüğü” bölümünde “Bulûğ” başlığı altında “Sözlükte ‘ulaşmak, yetişmek, iş gayesine varmak gibi’ anlamlara gelen bulûğ, fıkıh terimi olarak, bir kimsenin çocukluk dönemini bitirip, ergenlik çağına ulaşması demektir. Bulûğ çağına ulaşan kimseye bâliğ denir. Ergenlik yaşı çocuğun vücut yapısına ve iklim şartlarına göre değişebilir. İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir. Bu yaşa ulaştıktan sonra erkeğin ihtilam olması, baba olabilme devresine girmesi; kızın da adet görmesi, gebe kalabilme çağına ulaşması fiilî olarak bâliğ olmalarıdır. Ancak erkek ve kızlar 15 yaşlarına ulaştıklarında, kendilerinde bu erginlik alametleri görülmese de bâliğ olduklarına hükmedilir. Buluğ, kişinin dinen mükellef sayılıp, yetişkin insan statüsünü kazandığı dönemdir. Bu çağa ulaşan ve akıllı olan kimse artık tam edâ ehliyeti kazanır. Böylece, ibâdet, helal ve haram gibi dinî hükümlere muhatap; cezâî, malî ve hukukî yükümlülüklere ehil olur” ifadesi yer alıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı bu açıklamasıyla kız çocuklarının 9 yaşında "gebe" kalabileceklerini, erkeklerin de 12 yaşına girdiklerinde "baba" olabileceklerini belirtiyor.
Sitenin “Nikah” başlığı altındaki açıklamada ise ”Sözlükte "evlenmek ve cinsi ilişkide bulunmak" anlamına gelen nikâh, bir fıkıh terimi olarak, karşı cinsten iki kişinin, birlikte yaşamalarına ve karşılıklı yardımlaşmalarına imkân veren ve taraflara karşılıklı hak ve sorumluluklar yükleyen bir sözleşmedir. Medenî bir sözleşme olan nikahı Hz. Peygamber tavsiye etmiş ve "Nikâh benim sünnetimdir." buyurmuştur (İbn Mâce, Nikâh, 1). Evlilik, kişiyi zinadan korur, insan neslinin devamını sağlar. Kişinin gayri meşru ilişkiye girme tehlikesi bulunması halinde evlenmesi vaciptir. Buna karşılık, eşlerin birbirine karşı olan hak ve sorumluluklarını yerine getiremeyeceği ve haksızlık yapacağı kanaatinin ağır basması halinde ise mekruhtur. Bunların dışında evlilik sünnettir. Nikâhın, iki şahit huzurunda tarafların irade beyanında bulunmak suretiyle akdedilmesi gerekir. Buluğ çağına erişmiş kadının velisi olmaksızın kendisinin nikâhlanabilmesi mümkün olmakla birlikte, velisinin de bulunması menduptur. Nikâhın sahih olması için, evlenecek kişilerin evlilik engelleri bulunmamalıdır. Şartlarına uygun olarak gerçekleşen evlilik; dinin izin verdiği ölçüler içinde eşleri birbirine helâl kılmakta, hısım akrabalığı, nesep, miras, mehir, nafaka gibi hukukî sonuçlar doğurmaktadır. Hukuken tanınmayan evlilikte, bu sonuçlar güvence altına alınamadığından, resmen tescil ettirilmeyen evlilik kanunen suç olduğu gibi, dinen de doğru değildir” ifadesi yer alıyor.
Metinde “Kişinin gayri meşru ilişkiye girme tehlikesi bulunması halinde evlenmesi vaciptir” denilirken “Buluğ çağına erişmiş kadının velisi olmaksızın kendisinin nikâhlanabilmesi mümkün olmakla birlikte, velisinin de bulunması menduptur (daha iyi olur)” deniliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı resmi web sitesindeki bu açıklamalarıyla çocukların cinsel istismarının, küçük yaşta evlendirilmelerinin önünü açıyor.