Erkeğin, sermayenin, burjuva devletin biz kadınlara yönelik saldırıları, baskıları ve terörü şimdi daha bir yoğun, şiddetli ve iğrenç düzeyde. Fakat günlük yaşamda sadece bunlar olmuyor. Canlı yaşamda kadınlara karşı kesintisiz olarak sürdürülen erkek baskısı, kadını öven parlak, süslü laflar, şiirler, filmler vb ile birlikte yürüyor. Aynı anda, aynı süreçte, aynı ilişki içinde. Erkek güzellemesi, yalnızca, kadının ezilmesini örtmeye yarıyor. Yani baskı ve güzelleme aynı madalyonun iki yüzü gibidir.



Erkeğin kadına yönelik güzel sözleri, kadının toplumsal konumunda, yani ezilmesinde en ufak bir değişiklik yaratmaz. Biz kadınlar; süslü püslü sözler değil eşit ve özgür olmak istiyoruz. Yani toplumsal konumumuzu köklü olarak değiştirmek istiyoruz. Bizler, kadına yönelik boş ve aldatıcı sözlerin kadınlara karşı artan aşağılık saldırıların, katliamların üstünün örtülmesini, dikkatlerin başka tarafa çekilmesini sert biçimde teşhir etmeliyiz. Aksi takdirde kadınlar olarak, erkeğin, toplumun ve siyasi iktidarın bir oyuncağı durumuna düşeriz.
Kadınlar, kadın olmaktan ileri gelen, ikincil sorunlarla kendini oyalarsa, sistemin tüm toplumu çürütmesi sonucu kendi en canlı, en iyi güçlerini de yitirmiş olurlar. Kapitalizm herkesi çürüttüğü gibi, toplumun en canlı, en enerjik, hayat dolu güçlerini de çürütür. Bu toplumun dönüşüme uğraması bir zorunluluk iken, bunu başaramamak, toplumun tamamen çürümesini kabullenmek demektir. Burjuva sistemin toplumu büyük yıkımlara, felaketlere sürüklemesi önlenebilir. Bunun yolu toplumsal devrimden geçer. Kadınlar, kadınların eşitlik ve kurtuluş hedefiyle, devrimde daha etkin rol üstlenmelidir.

Her insan kendi çağının koşullarına bağımlıdır ve bu koşulların çerçevesinde hareket eder. Devrimcilik şurdadır ki, nesnel toplumsal koşullardan hareket eder, fakat bu koşullara boyun eğmez; toplumu, çağı, toplumsal koşulları değiştirmek için mücadele verir.
Bir kimse, hem bir çağda, bir toplumun bireyi olup, hem de ondan ayrı davranamaz. Kadınların ve proletaryanın kurtuluşu, varolan toplumu dönüştürmesi uğruna mücadeleden ayrı olarak ele alınamaz. Kadınların toplumsal konumunun değişmesi, bir çağın – kapitalizm çağı – sona erdirilmesini gerektirir zorunlu olarak. Bu çağı sona erdirmek, kadınların tüm ezilen sınıfların, toplumsal grupların kurtuluşunun ön koşuludur.
Toplumsal devrim kavramı, yalnızca toplumun dönüştürülmesini ve sınıfların kaldırılmasını içermiyor. Kadının gerçek eşitlik ve gerçek özgürlüğünü de içeriyor. Bu hedefin gerçekleşmesi için devrimci bir strateji belirlenmelidir. Feminist kadın hareketleri, reformist olduğundan, kadınların kurtuluşuna yönelik devrimci bir stratejileri yok. Onlar zaten şunu söylüyorlar: “Reformist ile devrimci etkinlik arasında artık bir ayrım olamaz” (Rosalina Coward’dan akt. M. Barrett).

Feminist görüşte olanlar kadınların, devrimci sınıfla birlikte devrimci bir strateji izlemesini ve devrim için savaşmasını engellemeye çabalıyorlar. Devrim hedefinden yoksun bir kadın hareketi, kapitalist toplumun sınırları içinde kalan bir hareketin ötesine geçmez. Bu burjuvazi tarafından kabul edilebilir bir durumdur. Kadınların gerçek kurtuluşu, komünist kadınların hedefidir.

Kadın sorunu, sosyalizme geçilmeden, gerçek ve tam bir çözüme kavuşmadan, ortada duracaktır. Bugüne dek, kadın lehine bir çok değişiklik yapıldı. Bu sahada sağlanan tüm ilerlemelere rağmen, kadının eşitlik ve kurtuluş hedefi, ulaşılması gereken bir hedef olmayı koruyor. Çünkü, eski toplumda elde edilen haklar, sınırlıdır, kısmi düzeydedir. Kadının yasa karşısında eşitliği ancak sosyalizmde tam olabilir. Kapitalist toplum, kadının yaşam karşısında eşitliğini hiçbir şekilde çözemez. Bu köklü ve devrimci çözüm sosyalizmi gerektirir. Sosyalizm, erkek lehine işleyen tüm ilkeleri ortadan kaldırır. İşbölümü de ortadan kalkar. Toplumsal işbölümünün -toplumda, ailede – olduğu bir yerde bireysel özgürlükten söz edilemez. Kadının özgürleşmesi, özgürlük içinde gelişmesi, işbölümünün kaldırılmasını gerektirir. Toplumsal işbölümü komünist toplumda ortadan kalkar. Tarihin bu en büyük dönüşümünü gerçekleştirecek toplumsal devrim günceldir. Dünya devrimi günceldir.
Feminist hareket (kendine ister “sosyalist feminist”, isterse “marksist feminist” desinler, hepsinin siyasi anlayışı özsel olarak aynıdır) kadınların dikkatini, güç, enerji ve çabalarını, kadınların eşitlik ve kurtuluşunu sağlayacak toplumsal devrimden uzak tutmak ve burjuva toplumda yapılacak değişikliklere çekmek için büyük bir gayret içinde. Günümüzde kadınlara uygulanan baskı da zor da bunların arasındadır.

“Sosyalist devrimin kadınların kurtuluşu için yeterli bir dava olmadığını... bazı önemli değişimlerin kapitalizmde de sağlanabileceğini...” (Michele Barrett)

M. Barrett, sosyalist dervimin sınıfsal doğasını ve kadının özgürleşmeden, bireysel özgürlükten sözedilemeyeceği biçimindeki komünist anlayışı önemsizleştiriyor. Öte yandan kapitalist toplumda kadınların lehine olan sınırlı değişiklikleri ise “önemli değişimler” diyerek abartıyor. Daha doğrusu bu yolla kadınları aldatıyor. Böylece, kadınların kurtuluş kavgasını, gerçek çözümü önemsizleştiriyor.

Türkiye ve Kürdistan’da feministlerin bütün grupları, yasal sol partiler, günlük reformist gazeteler Barrett’le aynı çizgide hareket ediyor. Reformist ve oportünist hareketler, burjuvaziyle sınıf işbirlikçi bir siyaset izledikleri için, kadınlara yönelik olarak feminist-reformist bir anlayışı benimsediler. Onlara bakılırsa, bugünkü özel mülkiyet toplumunda, kadınların lehine önemli değişiklikler yapılabilir. Geriye ne kaldıysa, onu da sosyalizm çözer. Mesela, bugünkü toplumsal yapı içinde kadın katliamları önlenebilir. Yine eşitlikte ileri hedeflere varılabilir. Gerçekte bu ve benzeri görüşlerle yapılan şey kadınların oyalanması, aldatılması ve dolandırılmasıdır. Komünistler, kadınların, kadınlıktan ileri gelen istemleri karşısında kayıtsız kalmazlar. Fakat bunun kadınların gerçek kurtuluşu olarak gösterilmesine karşı ya da kadınların gerçek kurtuluşunun, reformist taleplerin arkasına itilmesi karşısında, kadınları bilinçlendirirler.

Kadınların eşitliği ve kurtuluşu uğruna mücadele, kapitalizme karşı savaşımın belli bir dönemini kapsar. Bu kavga şimdi her yerde yükselişte. Bu kavganın sonunda kadının özgürlükten ve eşitlikten yoksun konumu değişecek. Kadın eşit ve özgür olacak!

Erkeğin lehine işleyen bütün ilkeleri ortadan kaldıracağız!

(Dünyaya Başkaldırıyoruz kadın dergisinin 4. sayısından alınmıştır)