8 Mart, emekçi kadınların dişleri ve tırnakları ile yarattığı bir mücadele günüdür.
8 Mart, çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebi ile emekçi kadınların burjuvaziye karşı savaş açtığı gündür. İşte o şanlı tarihte emekçi kadınların mücadelesini bastırmak isteyen burjuvazi tarafından 129 proleter kadın yakılarak katledilmiştir. Bunun sonucunda Enternasyonal’e bağlı kadın toplantısında Clara Zetkin’in tekstil işçisi 129 işçi kadının anısına 8 Mart’ın “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılması önerisini çoğunluk kabul etti. Ve her yıl 129 yakılarak katledilen işçi kadınlar için eylemler, etkinlikler düzenleniyor.
O günden bugüne kadınlar evde, işte, fabrikada, atölyede erkek egemenliğe, kapitalizme, sömürüye, şiddete karşı her geçen gün daha güçlü bir şekilde mücadele etmeye devam ediyor. Kâh kadınları katleden, yok sayan devlete karşı barikatın en önünde, kâh okuldaki, cinsiyetçi, tacizci yönetime karşı, kâh sermaye düzenine karşı, kâh kadınları baskı altına almaya çalışan devletin en küçük yapı birimi olan aileye karşı...
Her ne olursa olsun, kadınların “artık yeter” çığlığı her yeri sarsmaya devam ediyor . Kadınların yükselen mücadeleleri, eylemleri toplumdaki tüm ezilen, yok sayılan kadınlara cesaret veriyor.
Geçtiğimiz 8 Mart’tan bu yana ise kadınların direnişleri, isyanı katlanarak arttı. Fabrikalardan, sokaklardan, meydanlardan yükseldi haykırışlarımız!
Özellikle bu dönemde, artan ekonomik krize, yoksulluğa, açlığa, sefalete karşı işçi sınıfının eylemleri dalga dalga büyüyor. Bu eylemlerde kadın işçilerin en önde olduğunu görmekteyiz. En önde, cesaretli bir şekilde sermaye iktidarına, patronlara karşı savaşıyorlar. Ve bu savaşım zafere erene kadar, bir adım dahi geri atılmıyor.
Patronların dayattığı sefalet koşullarına karşı mücadele eden Pas South, Farplas, Getir, Yemek Sepeti, Migros, Alpin Çorap ve daha nice eylemlerde kadınlar her türlü baskıya, yağmura, çamura bakmadan eylemlerde yerlerini aldılar.
1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi feshedildiğinde, 25 Kasım’da kadına yönelik şiddetle mücadele gününde faşist devletin “müdahalelerine”, şiddetine, biber gazlarına rağmen omuz omuza aştık barikatları!
Kadın katliamlarına , tacize, tecavüze, cinsel istismara, sömürüye, şiddete karşı birbirimizden aldığımız güçle doldurduk meydanları.
Ve her sene olduğu gibi, bu sene de Emekçi Kadınlar, yoksul milyonlarca kadın ve LGBTİ+lar olarak öfkemizi kuşanarak, sömürü düzenin barikatlarını yıka yıka, mücadelemizi yükselte yükselte hazırlanıyoruz 8 Mart’a!
Katledilen 129 proleter kadının isyan ateşi aydınlattı 8 Martları. Şimdi ise bizler Nisanları, Mayısları, Haziranları, geleceğimizi aydınlatmak için harlıyoruz o ateşi! Bizi sömüren, katleden bu düzene; olduğumuz her sokakta, meydanda, okulda, iş yerlerinde başkaldırıyoruz! Çünkü biliyoruz ki geleceğimizi bizlerin isyan ateşi aydınlatacak!