Pandeminin derinleştirdiği ekonomik ve siyasi krizin gölgesinde ezilen, sömürülen emekçiler olarak yaşamlarımızı geçindiremiyoruz.
Geçinemediği için intihar edenler, aldığı maaşı yetiremeyen işçiler, işsizlikle boğuşanlar, her yerde iki kat fazla sömürülen emekçi kadınlar, güvencesiz ve düşük ücretle çalışmaya mahkum edilmiş göçmen işçiler, bankalara olan borçlarını ödeyemeyenler, gelecekten ümidini kesmiş binlerce genç, her gün tencereye koyacağı yemeği düşünmekten bitap düşmüş ev işçisi kadınlar açlık ve geleceksizlik sarmalının girdabında. Markete pazara giderken defalarca düşünür, kiramızı ödeyememenin, gelecek faturaların kaygısıyla yaşar hale geldik.
Farplas, Yemek Sepeti, Migros, Corazon, Dijitürk ve nicesi.. Tekstilden ekonomiye, petrokimyadan metale, sağlığa, taşımacılığa kadar birçok sektörde ardı ardına başlayan eylemler, bizlere bu açlık ve geleceksizlik sarmalında sorunlarımızın ortak olduğunu göstermekle kalmadı sadece, bu sarmaldan ancak birbirimizden aldığımız sınıf bilinci ile birlikte mücadele etmenin çözüm olacağını da gösterdi. Açlık sınırında çalışmaya mecbur bırakılan binlerce emekçi, bir yerde başlayan isyanın ateşini alıp ülkenin dört bir yanında aynı koşullarda açlığa mahkum edilen milyonlarca işçiye taşıdı; bu ateş harlanarak büyüyor.
Ve biz emekçi kadınlar... Aynı koşullarda daha düşük ücretlerle çalıştırılanlarız. Adları işten çıkarılacaklar listesinde hep en üst sıralarda olanlarız. Güvencesizliğe mahkum edilen bizler; pandemi ile beraber artan ev işlerinin, çocuk ve yaşlı bakımının da yükünü bir kez
daha omuzlayan bizleriz...
Uzun uzadıya yapılan ekonomi hesaplamaları ile değil, ocağa koyduğumuz yemeğin tedirginliğinde biliyoruz krizi; gelen faturaları bekleyişimizde, pazardan eli boş çıkarkenki öfkemizde. Bir gün çalışmazsak, sonraki ay ne yapacağımızı bilmeden, elimizdekini ucu ucuna yetiştirmeye çalışıyoruz...
Bu çifte sömürüye duyduğumuz öfkeyle, nerede bir isyan başlasa biz kadınlar, oradayız.
Bizler, fabrikayı kilitleyenleriz, üretimi durduranlarız... Bize üç kuruşu reva görürken kesesini dolduran patronların ensesinde hesap soranlarız.
Bugün açlık sınırının altında yaşamayı reddediyor, mücadele ediyoruz.
Alınterimiz üzerinden sefa içinde yaşayan patronların sahip oldukları her şey, bizimdir. İnsana yakışır bir yaşamı; bize ait olan ne varsa almakla kazanacağız. Bizleri evlerimizde sömüren erkek egemen sisteme, işyerlerinde sömüren kapitalizme karşı ancak sömürünün olmadığı bir yaşamı kurarak özgür olabiliriz.
Bu yüzyılda bizlere hala karın tokluğunu reva görenlere söylüyoruz, sömürü düzeninizi yerle bir edeceğiz.
Gelin açlık ve geleceksizlik sarmalından birlikte çıkalım, (bu 8 Mart’ta) isyanımızı tek ses olarak haykıralım.
Açlığa Başkaldırıyoruz!
Geleceksizliğe Başkaldırıyoruz!
Yoksulluğa Başkaldırıyoruz!
Kapitalizme Başkaldırıyoruz!
Yaşanacak Bir Dünyayı Ellerimizle Kuracağız!
Emekçi Kadınlar (EKA)