Cumhurbaşkanı'nın gece yarısı aldığı kararla İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararına karşı bir çok şehirde binlerce kadın sokaklara çıktı, alanları doldurdu.
İstanbul Sözleşmesi'ni Uygula Kampanya Grubu'nun çağrısıyla kadın örgütleri İstanbul'da Kadıköy'de Beşiktaş İskele Meydanı'nda toplandı. Binlerce kadın, "Susumuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz" "Haklarımızdan, Hayatlarımızdan, İstanbul Sözleşmesi'nden Vazgeçmiyoruz" sloganlarını hep birlikte haykırdı.
Katledilen kadınların isimlerini okuyarak "Burada" diye haykıran kadınlar, 8 Mart'ta haykırdıkları ve sonrasında gözaltına alınmalarına gerekçe gösterilen "Zıpla Zıpla Zıplamayan Tayyip'tir" sloganını tekrar hep birlikte zıplayarak attı.
"İstanbul Sözleşmesi Bizim, Vazgeçmiyoruz" yazılı pankartın açıldığı eylemde resimleri ve "Bundan Sonrası Kadınlarda", "İstanbul Sözleşmesi Bizimdir", "Vazgeçmiyoruz, Kabul Etmiyoruz", "İsyandayız, Özsavunmadayız", "İstanbul Sözleşmesi'ni Fesh Etmek Cinayete, Şiddete, Tecavüze Suç Ortağı Olmaktır", "Erkek Devlet Yıkacağız Elbet", "Kadın Cinayetleri Politiktir", "Kararınız Mutlak Kötülüğün 'Yasal' Hali", "Yaşasın Kadın Dayanışması" dövizleri taşındı. Kadınlar eylem boyunca hep bir ağızdan "Kadın Cinayetleri Politiktir", "Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz", "Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam", "Trans Cinayetleri Politiktir", "Geceleri De Sokakları Da Meydanları Da Terk Etmiyoruz", "Vazgeçmiyoruz", "Asla Yalnız Yürümeyeceksin", "Jin Jiyan Azadi" sloganları atıldı.
"O Sözleşme Uygulanacak"
Kampanya Grubu adına açıklamayı okuyan Tuğçe Canbolat, sözleşmenin feshedilmesinin, kadın düşmanı, dinci ve muhafazakar kampanyalar sonucu olduğunu ifade etti. Dün gece saatlerinde Cumhurbaşkanı kararı ile İstanbul Sözleşmesi'nden çıkarıldığını hatırlatarak, "2011 yılında Meclis'te onaylanan tüm kadınları ilgilendiren sözleşme, kadınları şiddete mahkum etmeyi kafasına koymuş kadın düşmanlarının sözünü onaylayan tek bir adam tarafından kaldırıldı. İstanbul Sözleşmesi'ni tartışıp duruyorlar, çünkü kadınların şiddete mahkum olmasını istiyorlar. Kadınlar hayır diyemesin, kadınlar şiddete ses çıkaramasın, kendi hayatları hakkında karar alamasın istiyorlar. Kadınları korumakla yükümlü olan devlet ise erkek devlet olduğunu bir kez daha gösterip kadınların haklarını, can güvenliğini hiçe sayıyor" dedi.
"İktidar, Kadınların Özgürleşmesinden Korkuyor"
İktidarın, kadınların özgürleşmesinden korktuğunu vurgulayan Canpolat, "Kadınlar üstündeki egemenliklerini kaybetmemek için çırpınıyorlar. İstanbul Sözleşmesi'nden nefret ediyorlar, çünkü toplumsal cinsiyet eşitsizliği lafını dahi duymak istemiyorlar. Eşitsizliği doğallaştırmak, kadınları erkeklere tabi kılmak için fıtrattan, adaletten dem vuruyorlar. Bizler ise biliyoruz ki eşitlik olmadan adalet olmaz. Kadınlara yönelik şiddeti önleyen, koruyan, kadınları güçlendirecek destek mekanizmalarını oluşturan ve failleri cezalandırma yükümlülüğü veren bir sözleşmeden çekilmek, devletin bu yükümlülüklerden kaçması anlamına gelir. Kadın cinayetlerine karşı, kadına yönelik şiddeti önlemek için sorumluluk almayı reddettiği anlamına gelir. Bu devletin kadınlara karşı olduğu anlamına gelir" dedi.
"Öldürülen Her Bir Kadının Faili Devlettir"
Bundan sonra yaşanacak kadın cinayetlerinde ortalıkta ikiyüzlü açıklamalar yaparak, 'ağır ceza getireceğiz' sözleriyle kamuoyu tepkisinin yatıştırılmaya çalışılacağını söyleyen Canpolat, "Biz ise biliyoruz ki şiddete maruz kalan, öldürülen her kadının, fail kadar suçlusu, devlettir" diyerek devletin kadın katliamlarının suç ortağı olduğuna dikkat çekti.
İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararını tanımadıklarını vurgulayan Canpolat, kadınların, tüm hukuksuzluklara karşı birleşerek haklarını geri alacaklarını söyledi. Canpolat, kadınların mücadeleden vazgeçmeyeceğine işaret etti, "Faillerin sırtının sıvazlanmasına, kadınların, kız çocuklarının ve LGBTİ+'ların şiddetin hedefi haline getirilmesine karşı direneceğiz. Bu kararı tanımıyoruz, kabul etmiyoruz! Tek bir kadın, tek bir çocuk, tek bir LGBTİ+ bu ülkede tehdit altında kalmayıncaya kadar İstanbul Sözleşmesi'ni ve 6284'ü uygulamak, haklarımızı, hayatımızı korumak ve işinizi yapmak zorundasınız" diye konuştu.
"Sonuna Kadar Mücadele Edeceğiz, Haklarımızı Alacağız"
Sözleşmeden ayrılmanın failleri ve erkek şiddetini teşvik etmek anlamına geldiğine dikkat çeken Canpolat, "Bir imzayla uluslararası sözleşmeden ayrılmaya kalkmak bu ülkedeki tüm kadın ve LGBTİ+'ların varlığına, haklarına açık saldırı demektir. Gece yarısı yapılan yasa değişiklikleri bizim için yeni değil. Ancak bir imzayla uluslararası sözleşmeden ayrılmaya kalkmak bu ülkedeki tüm kadın ve LGBTİ+'ların varlığına, haklarına açık saldırı demektir. Bilinsin ki sonuna kadar mücadele edeceğiz, birleşeceğiz ve haklarımızı geri alacağız" diye konuştu.
İskeledeki eylemlerini sona erdiren kadınlar Kadıköy sokaklarında yürüyüşe geçti. Bahariye Caddesi üzerinden "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır", "Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz" sloganları atarak Mehmet Ayvalıtaş Parkı'na yürüdü.
Polis Saldırısı Ve 5 Gözaltı
Kadınların büyük bir kısmı ara sokaklarda ilerlerken PTT önünde etten duvar ören polis kadınların geçişini engelledi. Slogansız dağılınması aksi halde saldırılacağı anonsu geçmeye başladı. Polisin özellikle LGBTİ+'lara saldırgan bir tavırla iterek "Geçiş Yok!" demesi üzerine kadınlar tepki gösterdi. Bir süre tartışma ve arbede yaşandı. Kadınlar diğer sokaklardan sloganlarla yürüyüşe devam etti.
Mehmet Ayvalıtaş Parkı'nda eyleme devam eden kadınlar dağılırken polisin saldırarak 5 kişiyi gözaltına aldığı belirtildi.