164 yıl önce bugünlerde fabrikalarında daha iyi çalışma koşulları için greve çıkan dokuma işçisi kadınlar diri diri yakıldı.
Çağlar boyunca evlere kapatılmaya çalışılan, başkaldırmaya kuralları çiğnemeye başladığında cadı diye yakılan kadınlar, ihtiyaç olduğunda tarlalara, fabrikalara doldurularak bu defa sistemin sürdürülebilmesi için çifte sömürüye maruz bırakıldı.
Kadın... kölenin kölesi, ezilenin ezileni....
Maruz kaldıkları her tür sömürüye karşı ayağa kalktıklarında, tüm dünyaya, tüm devrimlere ilham oldular. Haiti'de sömürgeciliğe karşı elde silah savaşan Solitude, Vietnam'da işgale karşı savaşan Trieu Thi Trin, Apaçilerde Lozen, özgürlük ve devrim için Latinlerde Celia ve Tanya oldular. Faşizmin darağaçlarında haykıran Tanya, Avrupa'dan Sovyetlere, Latinlerden toplama kamplarına mücadelede Olga, İspanya iç savaşında, Stalingrad önlerinde, Filistin'de... Bugün Kürdistan'da, Tunus'ta, Cezayir'de... Dünyanın dört bir yanında özgürlükleri için, sömürülmemek için en önde savaşım veriyorlar.
Dünden bugüne özgürlükleri için, yaşamın yarısı olan hakları için ayağa kalkan tüm kadınları selamlıyor ve yarınlarımız için haykırıyoruz:
“İsyan Ediyor Başkaldırıyoruz”