< Asla Yalnız Yürümeyeceksiniz

Atina’da göçmen ve mülteci kadınların çağrısı ile onlarca kadın, Türkiye büyükelçiliği önünde İstanbul Sözleşmesinin uygulanmamasını ve kadın cinayetlerini protesto etti.

Polisin engelleme girişimlerine rağmen kadınlar “Jin Jiyan Azadi”, “Asla Yalnız Yürümeyeceksin”, “Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat etmiyoruz” sloganları ile yürüdü. Bir süre oturma eylemi yapan kadınlar basın açıklamasının okunmasının ardından zılgıt ve sloganlar ile dağıldı.

Kadın gazeteci Maria Louka tarafından Yunanca olarak okunan basın açıklanmasında “Bizler göçmen ve mülteci kadınlar olarak Türkiye’deki kızkardeşlerimizin uğradığı bu haksızlık ve vahşet karşısında sessiz kalmıyoruz! Sınır ötesinden de olsa onların yanlarında olduğumuzu burada Türkiye Büyükelçiliği’nin önünden haykırmaya geldik. Kadınlar olarak Türk devletinin yetkililerine sesleniyoruz! Türkiyeli kadınlar yalnız değildir!

Atina’dan İzmir’deki İstanbul’daki Diyarbakır’daki Mardin’deki kızkardeşlerimize sesleniyoruz: Asla yalnız yürümeyeceksiniz!

İsyanımız yıllardır sürmekte olan erkek şiddeti ve kadın cinayetlerinedir. Bu katliamları önleyecek olan şey ise İstanbul Sözleşmesidir.

Biz katili tanıyoruz

Türkiye Sözleşmeyi imzacı olduğu günden itibaren uygulamış olsaydı, erkekler tarafından katledilen yüzlerce kadın bugün hala hayatta olacaktı.

Münevver Karabulut, Şule Çet, Helin Palandöken, Güldane Cankel, Aleyna Çakır, Zeynep Şenpınar, Ceren Özdemir ve adını sayamadığımız yüzlerce kadın gencecik yaşında katledildi. Siz İstanbul Sözleşmesinden imza çekmeyi tartışırken onlarca kadın öldürüldü” denilerek son günlerde öldürülen kadınların ismi sıralandı.

Açıklama şöyle bitiyor: “İstanbul Sözleşmesi kadınları çocukları ve LGBTI+ ları her türlü şiddetten korumaya yönelik bir anlaşmadır. Buna karşı çıkan gruplar ise devletin Anayasal yükümlülüğü olan ayrımcılık yapmama yükümlülüğüne karşı çıkmaktadır. LGBT+ları değerlerine saldırı olarak görenler kadın ve çocuklara taciz tecavüz etmeyi ve vahşice katletmeyi değerlerinin bir parçası olarak görmektedir. Kadınlar olarak bu hastalıklı zihniyete boyun eğmeyeceğiz. Nerede olursak olalım kadın düşmanı politikalarınızı ataerkil sisteminizi yıkana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Kadınları susturamayacaksınız!

İstanbul Sözleşmesi bir lütuf değil, kadınların onlarca yıldır süren mücadelesinin bir kazanımıdır. Kazanımlarımızdan ve mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”