Bir pandemi sürecinde, yeni sayımızı, 3. sayımızı siz okurlarımızla buluşturmaya çalışıyoruz.
Belki insanlık tarihinde çok önemli bir dönemden geçiyoruz. Uzun yıllar boyu hafızalarımızda tazeliğini koruyacak bir dönemden... Küçücük bir virüs, Koronavirüs; tüm insanlığı tehdit ederek, hepimizin yaşamlarını altüst etti...
Kimimiz işsiz kaldık, kimimiz daha çok çalışmak zorunda kaldı. Ve çoğumuz “açlıktan” ya da “Koronavirüsten” ölüm tehdidiyle yaşıyoruz....
Kimi ev işçisi kadınlar çalıştığı evlerden virüs bulaştıracağı gerekçesiyle dövülerek işten çıkarılıp sokağa atıldılar, bu süreçte...
Kimimiz #Evde Kal#ırken daha çok şiddete maruz kaldık. Ve ayrıca Koronavirüs gerekçe gösterilerek “affedilen” tacizci, tecavüzcü ve katillerin saldırılarına uğradık!...
Tüm bu olumsuzluklara rağmen pek çok yerde yaşamı yeniden var edebilmek için dayanışmayı örmeye çalıştık. Yalnızlaştırılmaya çalışıldığımız bu süreçte, ulaşabildiğimiz tüm olanaklarla yalnız olmadığımızı hatırlattık birbirimize!
Pandemi süreci öncesi; her yerde, kadın kitlelerinin yükselen protesto eylemleri damgasını vurdu. Tüm dünyada kapitalist-emperyalist sömürü sistemine karşı yapılan gösterilerin başını yine özgürlükleri için dövüşen işçi ve emekçi kadınlar çekti.
Özgürlüklerini sokaklarda dövüşerek kazanacağının bilincinde olan sömürülen işçi ve emekçi kadın kitleleri 8 Mart’ta da dünyanın bütün sokaklarında özgürlük sloganlarını haykırdılar... 8 Mart, tüm dünyada kadın kitlelerinin öfkesini meydanlarda haykırmasına vesile oldu....
2020’nin 8 Mart’ı; işçi sınıfının Birlik, Dayanışma ve Kavga günü olan 1 Mayıs’ın nasıl geçeceğini de gösteriyordu aynı zamanda....
İşte böyle bir süreçte, emekçilerin sermayeye öfkesinin sel olup akacağı bir süreçte, bir pandemiyle yüz yüze kaldı insanlık!... Tüm dünyada pandeminin gölgesinde yasaklarla kutlandı işçi sınıfının bayramı.
Evlerinin balkonlarından, camlarından, alkışlarla, ıslıklarla Çav Bella marşı söyleyerek kutlayanlar da vardı... sosyal mesafeyi gözeterek meydanlara çıkanlarda...
Sokağa çıkma kısıtlaması ilan edilmesine rağmen; Kızıl Meydan Taksim’e çıkanlar da vardı 1 Mayıs’ta... Bir kere daha gördük ki, işçi ve emekçi kitleler, devrimci kitleler gözünü Taksim’e çevirdi...
İşte bu; 3. sayımız tüm bu sürecin izlerini, izlenimlerini taşıyor yazılarına.... sizlerin, okurlarımızın paylaşımlarından oluşuyor bir çoğu...
Yine birbirimize sıkıca sarılacağımız, sanal değil, yüzyüze görüşeceğimiz zamanlarda yeniden buluşmak dileğiyle iyi okumalar...