< < "2024'de Özgürlüğümüz, Hayatlarımız Haklarımız İçin Mücadeleyi Sürdüreceğiz"

 

Kadınlar Birlikte Güçlü ve Sultangazi Kadın Dayanışması, Gazi Mahallesi'nde 10 gün içinde 3 kadının aile bireyleri tarafından katledilmesini ve kadın cinayetlerini Gazi Mahallesi Cemevi önünde eylem yaparak protesto etti. Devlet eliyle mahalleye çetelerin yerleştirildiğini ve kadınların güvende olmadığını belirterek tüm kadınları özgürlükleri için sokağa örgütllü mücadeleye çağırdı.

2023 yılının son eylemini on günde 3 kadının katledildiği Gazi Mahallesinde düzenleyen kadınlar, hayatlarından ve mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi. Gazi Mahallesine devlet eliyle çetelerin sokulduğunun altını çizen kadınlar, tüm kadınları sokağa, örgütlü mücadeleye çağırdı.

Kadınlar Birlikte Güçlü ve Sultangazi Kadın Dayanışması 2023 yılının son eylemini kasım ayında on gün içinde 3 kadının en yakınındaki erkekler tarafından katledildiği Gazi Mahallesinde, gerçekleştirdi. Gazi Cemevi önünde toplanan Kadınlar Birlikte Güçlü "Katiller Hanemizde Önleyici Politikalar Nerede? Hayatlarımız Ailenize Sığmaz!" , Sultangazi Kadın Dayanışması "Katledilen Kadınlar İsyanımızdır" yazılı pankart açtı.

"Kadın Cinayetleri Politiktir", " Hayatlarımız Ailenize Sığmaz", "Aileniz Batsın Kadınlar Yaşasın", "Gamze Akar, Aleyna Dayıoğlu, Pınar Bektaş, Şadumane Timuçin Katiller Hanemizde", Suç Mahali Aile" "Erkek Şiddetine Susma", "Evlerden sokağa Özgürleşmeye" yazılı dövizler taşıyan kadınlar sık sık "Kadın Cinayetleri Politiktir", "Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz", "Jin Jiyan Azadi'", "Yaşasın Kadın Dayanışması", sloganları attı. Kadınlar Birlikte Güçlü adına basın açıklamasını okuyan Evrim Güvenir, Türkiye'nin 2023 yılı küresel eşitliği raporuna göre 146 ülke arasında 129. sırada olduğunu belirterek kadınların her alanda yaşadığı eşitsizliğin iktidarın kadın düşmanı politikalarıyla daha da yayıldığını, 6284 sayılı kanuna yönelik saldırıların yanında kadınların nafaka hakkının gasp edilmeye çalışıldığını söyledi.

 

"11 Ayda 399 Kadın Erkekler Tarafından Katledildi"

İktidarın düzenlediği aile şuralarıyla ve dillerinden düşürmedikleri ‘kutsal, güçlü aile’ söylemiyle büyütmeye çalıştıkları aileci politikaların, medeni kanunun değiştirilmeye çalışılmasının, LGBTİ+ları hedef alan nefret yürüyüşlerinden güç alan erkeklerin zaten sahip oldukları ayrıcalıkları bunlardan cesaret alarak sonuna kadar kullandıklarını söyleyen Güvenir "Erkekler tarafından 11 ayda 399 kadın katledildi. Failler koca, eski eş, baba, abi, oğul gibi aile içindeki erkekler. İktidar, koruyucu ve önleyici politikaları uygulamak yerine şiddete maruz kalan kadınların haklarını aramalarının önünde engeller oluşturuyor, bizleri şiddet dolu ailelere hapsetmeye çalışıyor" dedi.

 

"Kadın Katilleri Cezasızlıkla Ödüllendiriliyor"

İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkan iktidarın, her gün artan erkek şiddetini önlemek yerine; cezasızlık politikalarıyla fail erkeklerin sırtını sıvazlıyor, hakları için mücadele eden, hayatlarına sahip çıkan kadınları yıllarca haksız yere hapishanelerde tutuyor, şiddetten uzaklaşmak isteyen, haklarını arayan kadınları caydırmaya çalışıyor, bizlerin mücadelesi sayesinde kazanılan haklarımıza saldırmaya devam ediyor" diyen Güvenir, failler kravatlarıyla mahkeme salonlarını doldurup erkeklik indirimleri alırken, kadınların koruma talep ettikleri karakoldan ‘hadi barışın’ denilerek evlerine gönderilğine dikkat çekti.

 

"Sömürünün, İstismarın, Şiddetin Olduğu Hiçbir Aile Kutsal Değildir"

6284 sayılı kanunu etkin bir şekilde uygulamazken kadın düşmanı ittifak tarafından kanunun kaldırılmasına yönelik saldırılar sürdüğünü Diyanet’ten Aile Bakanlığı’na, tarikatlardan aile reislerine hepsinin aileyi kutsamak için seferber olduğunu ve özgürlüğü için mücadele eden kadınları ve LGBTİ+’ları kontrol edecekleri hapishaneler yaratmaya çalıştıklarını vurgulayan Güvenir Kutsal aile, güçlü aile söylemiyle bize dayattıkları ailenin kadınlar, LGBTİ+lar için ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. Çocuk bakımı, yaşlı bakımı, temizlik, herkesin hayatını düşünmek derken emeğimizin görünmezleştiği ve karşılıksız sömürüldüğü; 6 yaşından itibaren bir çocuğu istismar eden, istismarı gizleyen, “dinimiz” diyerek savunan; bize çocukluğumuzdan itibaren nasıl davranmamız gerektiğini söyleyen, dayatan; arzularımızı, isteklerimizi, varoluşumuzu yok sayan; bizleri öldüren, şiddet uygulayan erkeklerin reis olduğu aile dayatmasını kabul etmiyoruz" dedi.

Dini baskıların, LGBTİ+ düşmanlığının, milliyetçiliğin aile üzerinden yeniden tanımlandığına dikkat çeken Güvenir "çinde sömürünün, istismarın, şiddetin olduğu hiçbir aile kutsal bu yeniden tanımlamalar da asla kadınların, çocukların, Lgbti+ların iyiliği için değildir" dedi.

 

"Kadınlar Emek Sömürüsüyle Yoksullaşırken Erkekler Güçleniyor"

Kadınların aile içerisinde ve evlilik boyunca eğitime erişmesine, meslek edinmesine, ücretli bir işte çalışmasına engel olunurken ya da zaten ev işleri ve çocuk, yaşlı, hasta bakımı yükü nedeniyle çalışamazken boşandıktan sonra da çok düşük ücretli, güvencesiz, esnek işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını ifade eden Güvenir, "Ücretsiz ve erişilebilir kreşlerin, yaşlı- hasta bakım evlerinin olmaması nedeniyle boşandıktan sonra çalışmaya başlayamıyoruz. Bizlerin evlilik içinde harcadığı karşılıksız emek sayesinde biz yoksullaşırken hayatlarını rahatlıkla sürdüren, güçlenen erkekler nafaka ödememek için örgütleniyor; gelirini asgari ücret olarak göstermek, mal varlıklarını başkalarının üzerine geçirmek gibi türlü türlü yollara başvuruyorlar" dedi.

 

"Kadınların Şiddet Dolu Ailelere Hapsedilmek İsteniyor"

Kadınlara ödenen nafaka miktarı ortalama 370 TL gibi bir rakam olduğunu ve nafakanın cinsiyetten bağımsız olarak yoksulluğa düşen tarafa ödemediğini hatırlatan Güvenir hükmedilen nafakaların %66’sı ödenmediğini, kadınların yoksulluğunu önlemek, eşitliğin sağlanması için politikalar üretmek yerine kadınları şiddet dolu ailelere hapsetmeye çalışan, boşanmaları engellemek için nafaka hakkına saldıran bir grup erkeği destekleyenkadın düşmanı iktidarın boşanmak isteyen kadınların önüne türlü engeller çıkardığını söyledi.

 

"Hayatlarımızdan, Haklarımızdan, Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz"

Uzun zamandır bir devlet politikası olarak Gazi Mahallesi’nde uyuşturucuya, çetelere yol verildiğini , her geçen yıl sokakların okulların, ve mahallenin daha güvensiz hale getirilmesinin, çetelerin her gün birbirini vuruyor olmasının, hanelerde artan erkek şiddetinin birbirinden bağımsız olmadığını belirten Güvenir "Hayatlarımıza ve haklarımıza yönelen saldırıları görüyoruz. Biz kadınlar, bu saldırılara karşı, hayatlarımızdan, haklarımızdan, mücadelemizden vazgeçmiyoruz" dedi.

 

"Katiller Hanemizde Önleyici Politikalar Nerede?"

Güvenir "Geçtiğimiz ay 10 gün içinde 3 kadının ailelerindeki erkekler tarafından öldürüldüğü Sultangazi ’de bir aradayız, çok öfkeliyiz, birbirimizden ve mücadelemizden vazgeçmiyoruz. Korudukları ailelerde öldürülüyoruz, emeğimiz sömürülüyor, istismara maruz kalıyoruz. Katiller hanemizde. Önleyici politikalar nerede?" diye sordu.

 

"Hayatlarımız Ailenize Sığmaz!"

Güvenir, failleri korurken, İstanbul sözleşmesinden bir gecede kararname ile çıkan devlet kazanılmış haklarına, 6284’e, nafaka haklarına saldırmaya devam ederken kadınların da saldırılara karşı 20230 yılını hep birlikte 'Hayatlarımız ailenize sığmaz" diyerek kapattıklarını ve 2024 de mücadeleyi yükselteceklerini belirtti.

Sultangazi Kadın Dayanışması adına "Kadınlar LBGTİ + ‘lar olarak yaşamlarımıza, kazanımlarımıza, haklarımıza yönelik saldırıların arttığı, buna karşılık mücadelenin ,direnişin, dayanışmanın yükseldiği, İran’da mola rejimine karşı çıktığı için ahlak polis tarafından tutuklanan ve polis nezaretindeyken öldürülen Mahsa Jina Amini’n direncini taşıdığımız, alanlarda 'Jin Jiyan Azadi' şiarını haykırdığımız bir yılı geride bırakıyoruz" diyen Mürüvvet Yılmaz, 2023 yılında İstanbul Sözleşmesinden çıkılma kararının Danıştay tarafından onaylandığını hatırlarak Kadınlar için can güvenliği demek olan İstanbul Sözleşmesinden resmen çıkılmış olduğunu söyledi.

İstanbul Sözleşmesinden çıkılmış olmasının bedelini kadınların yaşamlarıyla ödediğini, kadınların LBGTİ+‘ların her gün birden fazla kadının yaşamını yitirdiği kadın cinayeti haberleriyle uyandığını belirten Yılmaz, son 11 ay içinde 399 kadının ailelerindeki, yakınları olan erkekler tarafından boşanmak istedikleri, hayır dedikleri için öldürüldüklerini söyledi.

 

"Mahallemizde Can Güvenliğimiz Yok"

Güvenli olması gereken yaşam alanlarının yaşadıkları mahalle, sokak ve evlerin kadınlar için can güvenliğini tehdit eden yerlere dönüştüğünü ve dönüşmeye devam ettiğini ifade eden Yılmaz "Şu an basın açıklaması yaptığımız yer, Gazi mahallesi, daha önceleri bizler için günün hangi saati olursa olsun can güvenliğimizin olduğu bir yerdi. Bizim mahallemizdi.. Şimdi erkek egemen iktidarın desteklediği çetelerin gece gündüz çatıştığı bir yere dönüştü. Biz kadınlar bir yürüyüş, bir açıklama yapmak istediğimizde hemen gelen, engellemeye çalışan emniyet güçleri saatlerce süren çeteler arası silahlı kavgada her şey bittikten sonra gelmektedir. Mahallemizde gitgide yaygınlaşan çetelerin, uyuşturucunun, kadın ticaretinin erkek egemen devletin özel politikası olduğunu biliyor, yetkililere bir kez daha görevlerini hatırlatıyoruz" dedi.

Yılmaz,son bir ay içinde Pınar Bektaş, Şadumane Temuçin, Aleyna Dayıoğlu'nun en yakınındaki erkeler, eşleri tarafından öldürüldüğünü hatırlatan Yılmaz, kadın cinayetlerinin münferit olmadığını bir an önce İstanbul Sözleşmesine geri dönülmesini, erkek adalet değil gerçek adaletin uygulanmasını istediklerini belirtti.

Erkeklerin başlattığı ve sürdürdüğü savaşlarda da en çok kadınlar ve çocuklar zarar gördüğünü söyleyen Yılmaz "Hem devletlerin ve erkeklerin erkek egemen zihniyetle iş birliği bitmedikçe dünya barış içinde bir yer olmayacak. Patriyarkal kapitalist sistem kadınları her gün yoksullaştırıyor, güvencesizliğe hapsediyor: Bu sistemin krizlerinin faturasını ödemek zorunda bırakılmaya itirazımız var! Bize rağmen dayatılan yaşamları değil, isyanımızla kuracağımız kendi hayatlarımızı yaşamak istiyoruz" dedi. Doğanın bir gereği olan ama insan eliyle felakete dönüştürülen depremin, kadınların, LBGTİ +’ ların yaşamında derin izler bıraktığını söyleyen Yılmaz "Yaşlı, hasta ve çocuk bakımı konusundaki yükler ağırlaştı. Şiddet arttı. Kadının ev içindeki görünmeyen emeği daha da görünmez hale geldi, yoksulluk derinleşti" dedi.

 

"Susmuyoruz, Korkmuyoruz, İtaat Etmiyoruz"

Şiddetsiz, sömürüsüz, eşit, özgür bir hayat kurana dek isyanın devam edeceğini söyleyen Yılmaz "2024 Bir kişi daha eksilmediğimiz, serbest bıraktığınız tüm katillerin ve meşrulaştırdığınız erkek şiddetinin hesabını verdiğiniz bir yıl olacak. Bu yıl tüm tutsak kadınları özgürlüklerine kavuşturduğumuz, bu yıl İstanbul Sözleşmesi için, onurlu bir barış için mücadele edeceğimiz bir yıl olacak" diyen Yılmaz, tüm kadınları, hakları, özgürlüklerii, hayatımız için 2024'te mücadelenin kadın dayanışmasının ve bu kalabalığın bir parçası olmaya çağırıyoruz" dedi.

Gazi Mahallesi'nde 14 yaşındaki bir çocuğun çeteler tarafından başından vurularak öldürüldüğü bilgisini alan kadınlar, biz burada bir açıklama yaptığımızda polis ablukasına alınıyor. Ama çeteler arasında bir çatışma çıktığından polis saatler sonra her şey bitince geliyor" diyerek tepkl gösterdi. 

Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.