Garzan Mezarlığı’nda bulunan 267 cenazenin, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na getirilmesine ilişkin aileler İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yaparak cenazelerin akıbetini sordu. Böyle bir vahşetin gerçekleşebileceğini hiç tahmin etmediklerini belirten aileler, cenazelerinin taşınmasına tepki göstererek, “Bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.
İSTANBUL - Bitlis'in Tatvan ilçesi Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyündeki Garzan Mezarlığı'nda bulunan 267 cenazenin çıkartılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu'na (ATK) götürülmesine ve cenazeleri hakkında halen kendilerine bilgi verilmemesine ilişkin aileler, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına Garzan Mezarlığı’ndan cenazeleri çıkarılanlardan Abdurrahim Koç'un kardeşi Abdulcemal Koç, Abdulhamit Döner'in babası Şebap Döner, Hüseyin Döner'in babası Yusuf Döner, Fedakar Turan'ın ağabeyi Erhan Turan ile İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Barış Anneleri Meclisi, DBP, HDP yöneticileri ve kapatılan YAKAY-DER üyeleri katıldı.
Toplantıda ilk olarak İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri söz aldı. Farklı kentlerde bulunan şubelerine çok sayıda ailenin başvuruda bulunduğunu aktaran Yoleri, diğer ailelere de başvurmaları çağrısında bulundu. Cenazelerin ATK'de olduğuna dair resmi bir belgenin ellerinde olmadığına dikkat çeken Yoleri, hukukçularla ortak çalışma yürüteceklerini söyledi.
Ardından cenazesi mezarlıktan çıkarılan Fedakar Turan'ın ağabeyi Erhan Turan, savcılığa yaptıkları başvuruda kendilerine mezarların bombardıman altında kaldığı ve mezardaki cenazelerin kimliklerini tekrar tespit etmek için ATK'ye götürüldüğü bilgisinin aktarıldığını söyledi.
“Cenazelerin Nerede Olduğuna Dair Bilgimiz Yok”
Abdülhamit Döner'in babası Şebap Döner, de 2014 ile 2015 tarihlerinde gerçekleştirdikleri ziyaretlerde mezarlığın çevresindeki duvarların yıkıldığını gördüklerini kaydederek, 2015'ten sonra mezarlık ziyaretlerinin artık yasaklandığını söyledi. Cenazelerin çıkartıldığı haberini aldıklarında İHD'ye başvurduklarını dile getiren Şebap, "Hukuken cenazelerimizi bulmak ve almak için başvurduk. Halen cenazelerimizin nerede olduğuna dair bir bilgimiz yok" dedi.
“Aklımıza Böyle Bir Vahşetin Gerçekleşeceği Hiç Gelmemişti”
Abdürrahim Koç'un ağabeyi Abdülcemal Koç da, mezarlığa birkaç kez yaptığı ziyarette bazı mezarların tahrip edildiğini aktararak, "Cami yıkılmıştı. Aklımıza böyle bir vahşetin gerçekleşeceği hiç gelmemişti. Bizim kutsallarımıza saldırıyorlar. Bir daha sahip çıkmamamız için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Onun için biz de kutsallarımıza ve değerlerimize sahip çıkmak için her şeyi yapacağız. Bu işin peşini bırakmayacağız. Arayacağız" dedi.
“Bu Vahşet İç Savaşın Belirtileridir”
Barış Annesi Güler Buğday ise, "Amed'den aldığımız bilgilere göre oradaki şehitlikte de buna benzer durum yapılmak isteniyor. Bütün anneleri sonra da kendine insanım diyen herkesi bu vahşete dur demeye çağırıyorum. Çünkü bu vahşet iç savaşın belirtileridir. Bu savaş olduğunda da herkesin canı yanacaktır" dedi.