< TDİ Eyleminde Gözaltına Alınanlar Beraat Etti

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi'nin 28 Ocak 2024 tarihinde Kadıköy'de yapmak istedikleri basın açıklamasının Kaymakamlık kararıyla yasaklandığı gerekçeleriyle işkenceyle gözaltına alınan 10 kişi hakkında açılan dava beraatle sonuçlandı.

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi 28 Ocak 2024 tarihinde S ve Y Tipi Zindanların kapatılması talebiyle Kadıköy-Beşiktaş İskele Meydanı'nda basın açıklaması yapmak istemişti.

Basın açıklaması için giden Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi'nden Abdülmelik Yalçın, Fatma Yıldırım, Hıdır Sabur, Gülten Kahraman ve basın açıklamasına katılmak için giden Sena Şat, Delal Erol, Arjin Vahap, Erdoğan Yılmaz Umut Adnan Aydemir ile haber takibi için alanda bulunan gazetemizin muhabiri Serpil Ünal hiç bir uyarı yapılmadan, Kaymakamlığın eylem yasağı kararı bulunduğu gerekçesiyle çevik kuvvet ekipleri tarafından kalkanlarla çembere alınmış ve ters kelepçe işkencesiyle gözaltına alınmışlardı.

Gözaltına alınanlar hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 32/1, TCK 53 maddesi gereğince haklarında dava açılmıştı. İstanbul Anadolu Adliyesi 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü.

Avukat Seher Dursun ifadeler alınmadan önce söz alarak davaya konu olan eylemin gerçekleşmediği ve bu nedenle aslında bir dava konusu bulunmadığını, eylem gerçekleşmiş olsaydı da kişilerin demokratik haklarını kullandıkları bir eylem olacağını ve bu hakkın kullanılmasının engellenmesi söz konusu olduğu için mahkemenin sanıkların beraatine karar vermesi gerektiğini belirtti.

Duruşmada kimlik tespitinin ardından ifadeler alındı.

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi üyeleri, S ve Y Tipi Zindanlarda tutsakların hak gaspları, keyfi arama, işkence, hasta tutsakların tedavilerinin engellenmesi gibi sorunlar yaşandığını buna ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirmek istediklerini belirtti.

Kadıköy'de açıklama yapılacak alana geldiklerinde emniyet amirinin yasaklama kararı bulunduğunu söylediğini fakat aynı anda çevik kuvvet ekipleri tarafından kalkanlarla iki sıra polis çemberine alındıklarını ve bir anda ters kelepçe yapılarak gözaltına alındıklarını belirtti.

Fatma Yıldırım'ın kalp hastası olduğu Hıdır Sabur ve Gülten Kahraman'ında rahatsızlıkları bulunduğu ve belirtilmesine rağmen ters kelepçe yapıldıkları ve araçta da 4 saat bu şekilde tutuldukları belirtildi.

Basın açıklamasının gerçekleşmediği ve herhangi bir suç da oluşmadığını, aksine demokratik haklarını kullanmalarını engelleyerek işkence ile gözaltına alan polislerin yargılanması gerektiğini belirtti.

Basın açıklaması için gelenlerden iki kişi polis çemberi dışında kaldıklarını ve TDİ üyelerinin gözaltına alındıklarını çemberen uzaklaşmış olmalarına rağmen sivil polisler tarafından ters kelepçe yapılarak gözaltına alındıklarını ve suç unsuru da bulunmadığını belirtti.

Gazetemiz muhabiri Serpil Ünal ise basın açıklamasını takip için alanda bulunduğunu, TDİ üyeleri alana geldiklerinde bir şey sormak için yanlarına gittiğini bu sırada polislerin gelerek TDİ üyelerine tebliğde bulunacaklarını söylediğini fakat aynı anda etraflarında çevik kuvvet ekipleri tarafından kalkanlarla iki sıra halinde çember oluşturulduğunu, çember oluşturulurken gazetecilerin çember dışına çıkarıldıklarını söyledi.

Ne olduğu anlamaya çalışırken çember içinde kaldığını, kendisinin de gazeteci olduğunu söylemesine ve diğer gazetecilerin de kendisinin bırakılmasını söylemesine rağmen alanda bulunanlarla birlikte gözaltına alındığını belirtti.

Polisin yasaklama kararını bildirirken bir yandan da gözaltı yapmaya başladığını ve insanların olduğunu anlamasına fırsat bırakmadan ters kelepçeyle gözaltına alındıklarını ifade eden Ünal, "O gün herhangi bir eylem gerçekleşmedi, hatta TDİ üyelerinin kendilerini bekleyen basına durumu anlatmasına bile imkan verilmedi. Bu nedenle de bizim açımızdan işlenmiş bir suç yoktur.

Tam aksine insanların demokratik haklarını kullanmalarını engelleyen ve işkenceyle gözaltına alan polisler suç işlemişlerdir. Haklarında dava açılması gerekir" dedi.

Ayrıca kendisinin gazetecilik görevi gereği alanda bulunduğunu, yasaklama kararına rağmen eylem yapılmış olsaydı bile görevi gereği alanda kalarak olayı takip etmesi gerektiğini belirterek hem olay anında hemde gözaltında tutulduğu süre nedeniyle mesleğini yapmaktan alıkonulduğunu ve yasalara aykırı bir şekilde gözaltına alan polislerin yargılanmasını talep ettiğini belirtti.

Duruşmaya katılan avukatlar da bir yargılama yapılabilmasını gerektiren kanuna aykırı bir fiilin bulunmadığını, haklarında dava açılan kişilerin demokratik haklarını kullanmak istediklerini fakat bunun engelkendiğini belitrterek, yasaklama kararına rağmen eylem yapmış olsalardı dahi dava konusu suç oluşmayacağını belitrterek tüm sanıkların beraatine karar verilmesini talep etti.

Mahkeme iddianamede belirtilen suç fiilinin gerçekleşmemiş olması nedeniyle tüm sanıkların beraatine karar verdi.

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi “İnfaz Yakmalara Son! - Devrimci Tutsaklara Özgürlük!” diyerek infazı ertelenen ve yakılan kadın tutsaklar için yarın Bakırköy Zindanı önünde açıklama yapacak.

🗓️19 Kasım Salı

⏰12.00

📌Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi