Tutuklu bulunan ÇHD Genel Merkez yönetecileri Kozağaçlı ve Şaraldı'nın davası bugün İstanbul Adliyesi'nde görüldü. Duruşma salonuna polis ve jandarma doldurularak avukatlara yer bırakılmaması ve savunmanın engellenmesi üzerine avukatlar mahkeme heyetini protesto ederek salonu terk etti.
Hukuk Örgütleri, 6 Şubat 2024 tarihinde gerçekleştirilen polis operasyonu sonucunda haklarında hiçbir delil olmaksızın tutuklanan ÇHD Genel Merkez yöneticisi Av. Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı ile ÇHD üyesi Av. Seda Şaraldı’nın bugün (2 Ekim 2024) İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek görülecek duruşmaları öncesinde İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Adalet için Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Derneği,Demokrasi için Hukukçular, Katılımcı Avukatlar, Özgürlükçü Demokratik Avukatlar, Özgürlük için Hukukçular Derneği, Sosyal HukukToplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı ve çok sayıda avukat basın açıklaması ve duruşmaya katılmak üzere Çağlayan'daydı.
"Av. Betül Vangölü Kozağaçlı ve Av. Seda Şaraldı’ya Özgürlük” yazılı pankartın açıldığı basın açıklamasında "Devrimci Avukatlar Onurumuzdur" sloganı atıldı.
Açılış konuşmasını Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Ezgi Önalan yaptı. Basın metnini Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Yöneticisi Özge Serdar okudu. Ardından Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Eş Genel Başkanı avukat Serhat Çakmak, Avukat Hakları Grubu Baro Başkan Adayı Avukat Turgay Bilge ve Avukat Kemal Aytaç konuşma yaptılar.
Avukatların müvekkilleri ve fiilleriyle özdeşleştirilmesine karşı çıkmanın yalnız avukatlara değil avukatlık mesleğini de savunmak için hayati bir önem arz ettiği vurgulandı.
Okunan basın metninde avukatların 6 Şubat günü İstanbul Adliyesine gerçekleşen silahlı saldırı akabinde bir polis operasyonu ve soruşturmaya maruz kaldıkları hatırlatılarak “Gerçekleşen silahlı saldırıyla bir bağlantıları bulunmamakta olup yalnızca takip ettikleri davalar ve müvekkilleri nedeniyle hedef haline gelmişlerdir. Tutuklama nedenleri olarak ofislerinde gerçekleşen hukuka aykırı arama neticesinde el konulan CD ve bilgisayarların incelenmesinin tamamlanmamış olması gerekçe yapılmıştır. Meslektaşlarımız hakkında 26 Temmuz 2024 tarihinde iddianame düzenlenmiş olup silahlı saldırı sonrasında meslektaşlarımız kriminalize edilerek hedef gösterilmelerine karşılık dosya kapsamında herhangi bir şekilde bu konuda bir isnat yer almamaktadır. Ofiste el konulan dijital materyallerin herhangi suç unsuru içermediği ve takip ettikleri davalara dair dosyalar olduğu ortaya çıkmıştır” denildi.
Dosya kapsamında haklarında yalnızca Halkın Hukuk Bürosunda avukat olarak çalıştıklarını ve vekaletli müvekkilleriyle görüştüklerini beyan eden 2 gizli tanık dışında hiçbir delil bulunmadığına dikkat çeken Av. Özge Serdar, meslektaşlarının kollukta ifade vermeyerek susma hakkı kullanması, aleyhlerinde düzenlenen tutanaklara imza atmamaları örgüt faaliyeti sayılarak örgüt üyeliğinden cezalandırılmaları istemiyle dava açıldığını belirterek "6 Şubatta gerçekleşen silahlı saldırı olayıyla ilgili haklarında hiçbir iddia söz konusu değildir. Hal böyleyken halen tutuklu olarak yargılanmaktadırlar" dedi.
"Avukatlar Müvekkillerinin Fiilleriyle Hedef Alınıyor"
Haklarında açılan davanın ilk duruşmasının az sonra görüşeceğini söyleyen Serdar, avukatların savunma makamı olarak rolüne dair ilkesel Havana Kuralları ile de belirtildiği üzere avukatlar müvekkilleri ve müvekkillerinin suçlarıyla özdeşleştirilemez, bu bağlamda suçlanamaz, itham edilemez. Ne var ki ülkemizde bu husus defalarca ihlal edildiği gibi halen meslektaşlarımız kendi fiilleriyle değil, müvekkillerinin fiilleriyle hedef alınmaktadır. Bu husus 2 meslektaşımızın özgürlüklerinden mahrum edilmelerine neden olduğu gibi her avukatın mesleki güvencesine de tehdit anlamına gelmektedir. Avukatların müvekkilleri ve fiilleriyle özdeşleştirilmesine karşı çıkmak yalnız meslektaşlarımızı değil, mesleğimizi savunmak için hayati bir önem arz etmektedir" dedi.
"Meslektaşlarımızın Özgürlüğü İçin Mücadelemizi Sürdüreceğiz"
Defalarca karşılaştıkları bu senaryoya alışmayacaklarını ve kimsenin kanıksamasına müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Serdar sözlerini "Meslektaşlarımız özgürlüğüne kavuşuncaya, savunmaya yönelik saldırılar sona erinceye kadar yan yana mücadelemizi sürdüreceğiz” diyerek tamamladı. Açıklama sonrası avukatlar duruşma için adliyeye geçti.
Salona Jandarma Polis Dolduruldu Avukatlar Salona Alınmadı
Duruşma salonuna avukatlar alınmadı; salon polis ve jandarma ile doldurularak avukatlara yer bırakılmadı. Salon kapılarının kapatılması nedeniyle duruşma uzun süre başlayamadı. Mahkeme heyeti önce salonu terk etti. Heyet sonra yeniden salona girdi.
Tutsak avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, avukatlarının salona alınmadığı ve yargılamanın aleniyetinin sağlanmaması nedeniyle tüm avukatları içeri alınmadığı sürece savunmasını yapmayacağını söyledi.
Avukatlar Savunmanın Engellenmesini Protesto Etti
Onlarca avukat müvekkillerinin savunmasının engellendiğini belirterek "ÇHD Susmadı Susmayacak", "Devirmci Avukatlar Onurumuzdur" sloganları ve protesto alkışlarıyla salonu terk etti.
Duruşma ÇHD Genel Merkez yönetecilerinin tutukluluk halinin devamı kararıyla 6 Aralık 2024 tarihine ertelendi.