Her yıl Temmuz ayı geldiğinde şehrimizde düzenlenen Evvel Temmuz Kültür Sanat Festivali; Antakya, Samandağ ve çevre halk için bu yıl, deprem felaketi sonrası rezerv alana karşı eylemler ve örgütlenmelerin oluştuğu mahalle komisyonlarının kurulduğu bir süreçte, kültürel yaşamı kurmak için büyük bir heyecan kaynağı olmaya devam etti. Bu yıl 24.sü düzenlenen festival, renkli konserleri ve panelleri ile büyük ilgi gördü.
Festivalin en dikkat çekici özelliklerinden biri, çeşitli sanat ve kültürel etkinliklerle dolu olmasıydı. Sokak tiyatroları, yerel sanatçıların sergileri, el sanatları atölyeleri ve müzik performansları festival alanında yerlerini aldı. Özellikle, genç sanatçıların sergilediği yetenekler ve enerjileri, festivalin ruhunu yansıtan Arapça ezgiler en güzel unsurlardan biriydi. Konser alanına giden yolda ise emekçiler ve siyasal örgütler birçok stant kurdu.
Yeme-içme alanları ise festivalin en canlı noktalarından biri olarak öne çıktı. Dondurmacılar, yöresel yemekler ve tatlılar, kadınların emekleri ile ürettiği yemekler dışarıdan gelen ziyaretçilere güzel bir gastronomik deneyim yaşattı.
Bizler de DÖB ve Mücadele Birliği olarak farklı şehirlerden gelerek bu yılki festivalde yerimizi aldık. Önce Serinyol sonra da Samandağ'da bir gençlik kampı düzenleyerek, günümüzde gençliğin yaşadığı lise-üniversite sorunları, niteliksiz eğitim, cinsel yönelim ve tercih üzerine baskılar, ekonomik problemler, yemekhane ve yurt ücretleri, dinci faşizmin okullarda ve fabrikalarda gençleri katletmesi; ailemizden uzak yaşadığımız şehirlerde ucuz iş gücü olarak görülüyor olmak, biz gençleri bu sorunlara karşı neler yapabileceğimize dair fikirleri tartışmak ve çözüm planları üretmek üzere bir araya getirdi.
Serinyol’da başlayıp Samandağ’da son verdiğimiz kampımızda çeşitli eğitimler ve etkinlikler düzenledik. İlk gün “Kentimizin Hikayesi: Bir Antakya Anlatısı” oyununu izlemek üzere Meydan Köyü’ne gittik. Diğer günler çeşitli etkinlikler ile devam ettik. Bahoz filmini izleyerek bu film üzerine tartışmalar yürüttük. Serin bir akşamüzeri mahalle halkı ile açık havada “Peki Şimdi Nereye” filmini orijinal dilinde (Arapça) izledik. Yıldırım Piknik Alanı’nda Serinyol halkı ile birlikte güzel bir halk pikniği gerçekleştirdik, şiirler okuyup, şarkılar söyledik.
Samandağ’da ise yaklaşık 10-15 kişilik bir ekip ile güne erken başlayarak komün bir yaşam sürdürdük. Demokratik Halk Devrimi ve Geçici Devrim Hükümeti üzerine bir sunum dinledikten sonra devrime giden yolda üzerimize düşen görevler ve bizlerin hedeflerinin ne olması gerektiği konusunda bir tartışma yürüttük. 70’ler, 80’ler, 90’lar ve günümüzde devrimci gençliğin mücadele tarihini çeşitli anlatıcılardan dinledik. Son dönemin gündem tartışması göçmen meselesi üzerine fikirlerimizi konuştuk ve tartıştık.
Çeşitli eğitimlerin yanı sıra çeşitli enstrümanlar çalarak eğlendik, sohbetler ettik, drama atölyeleri ve antikomünizm üzerine karşılaştırmalı bir edebiyat atölyesi düzenledik, doğa gezilerine çıktık ve Antakya’nın tarih kokan coğrafyasını keşfettik. “Karanlıkta Kahkaha” isimli resim sergisine katıldık ve siyasi tutsakların ürettiği karikatür ve resimleri inceleme fırsatı yakaladık.
“Hafızamız Kimliğimiz ve Geleceğimiz” adlı paneli dinlemeye gittik. Akşamları ise festival alanında DÖB ve Mücadele Birliği olarak stantlarımızı kurarak genç yoldaşlarımıza, kadınlara ve emekçilere seslendik, deprem felaketi yaşayan halkımızla dayanıştık.
Bugün geldiğimiz süreçte, biz devrimci öğrenci ve gençlerin üzerine düşen bazı sorumluluklar olduğu açıkça ortadadır. Toplumsal ve politik değişim süreçlerine katkıda bulunmak amacıyla çeşitli alanlarda aktif ve bilinçli bir şekilde hareket etmeliyiz. Devrimci düşünceleri ve ideolojileri anlamak için kapsamlı okumalar yapmalı, tarihi ve güncel olayları incelemeliyiz. Medya ve bilgi kaynaklarını eleştirel bir şekilde değerlendirip doğru bilgiye ulaşmaya çalışmalıyız. Örgütlenme ve dayanışmayı büyütmeliyiz, bunun için okul ve üniversitelerde öğrenci kulüplerinde aktif rol almalı, toplumsal hareket içerisinde aktif rol oynamalıyız. Sosyal medya ve diğer dijital platformları etkili bir şekilde kullanarak farkındalık yaratmalı ve organize olmalıyız. Devrimci fikirleri sanat ve kültür yoluyla ifade edip, bu alanlarda projeler geliştirmeli ve sergiler, konserler, tiyatro oyunları gibi etkinlikler düzenlemeliyiz.
Günümüzün dinamik ve karmaşık yapısında devrimci öğrenci ve gençlerin sorumlulukları geniş ve çok yönlüdür. Bu görevleri yerine getirirken toplumsal faydayı göz önünde bulundurmalı ve sürekli olarak kendimizi geliştirerek, devrim sürecine en etkili katkıyı sağlamanın yollarını aramalıyız.
Devrimci Öğrenci Birliği