Gayrettepe Masquerade adlı gece kulübünde tadilat yapılırken 2 Nisan günü çıkan yangında 30 işçinin yaşamını yitirmesine ilişkin davanın ilk duruşması bugün görülüyor. Davada tadilat sırasında hiçbir güvenlik önlemi alınmadığı ve çoğu kişinin sigortasız çalıştırıldığı ortaya çıktı.

İstanbul’un Beşiktaş ilçesindeki Gayrettepe’de Masquerade adlı gece kulübünde 2 Nisan'da tadilat sırasında çıkan ve 30 işçinin ölümüyle sonuçlanan yangına ilişkin 9 sanığın yargılandığı davada ilk duruşma Silivri’de başladı. İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Marmara Cezaevi (Silivri) karşısındaki salonda görülen duruşmada, 7'si tutuklu 9 sanık ile avukatları hazır bulundu. Müştekiler ile avukatları ve izleyicilerin de katıldığı duruşmaya, bazı müştekiler bulundukları şehirlerdeki adliyelerden SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Yangında yaşamını yitiren 30 kişiden 27’sinin yakınları müşteki sıfatıyla iddianamede yer alırken, ölen 2 göçmen işçinin yakınlarınınsa şikayetçi olmadığı öğrenildi. Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme heyeti başkanı, iddianamede sanıklara yöneltilen suçlamaları hatırlattı. Duruşma, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam etti.

 

İşçiler Sigortasız, Göçmen İşçinin Ölümü Takdiri İlahi

Duruşmada savunmasını yapan sanık metal işlerini yapan Çağatay Altunel'in firmasında sigortasız çalıştırdığı Ahmed Medhuş isimli Afganistanlı göçmen hayatını kaybetmişti. Altunel, Ahmed Medhuş'un kaçabilecekken yangını söndürmeye çalışması ve hayatını kaybetmesini "takdir-i ilahi" olarak niteledi. Sigortasız çalışan göçmen işçi için çalışma izni almaya çalıştığını ama alamadığını iddia eden Altunel, Medhuş’un ailesinin kendisinden şikayetçi olmadığını “yine de tazminat ödeyeceğini” söyledi.

 

Tadilat İznini Sormadan Çalışmışlar

Müşteki avukatlarının tadilatın izinsiz olup olmadığına dair bilgisine ilişkin sorusu üzerine "Normalde sorarız bu defa sormadık" dedi. Ayrıca yevmiyeyle çalıştırdığı işçiler olduğunu aktardı. Kaynak yapan işçininse kendi firmasında çalışmadığını iddia etti. Ardından Çağatay Altunel'le beraber tadilat işlerini yapan firmalardan birinin sahibi olan sanık Kahraman Erdem, yangına sebep olduğu iddia edilen ve hayatını kaybeden kaynak ustası Ahmet Sever'in Erdem'in şirketinde çalıştığı belirtildi.

 

Kilitli Kapıyı Açıp Gitmişler

Mobilya tasarım işleri yaptığını ifade eden Erdem, yangın sırasında kendisinin de gece kulübünde olduğunu, bulunduğu yere yakın olan kapının kilitli olduğunu, Mehmet Menduh Ceylan'ın anahtarla kapıyı açtığını söyledi.

 

Yangın Kaynaktan Çıkmadı İddiası

Tadilatın olduğu yerdeki malzemenin MDF olduğunu söyleyen Erdem, yangının kaynaktan değil gece kulübünde bulunan bir “odacık”ta çıktığını ileri sürdü. Kaynak ustası Ahmet Sever ise sigortasız çalıştırılıyordu. Erdem, Ahmet Sever'in sigortasız çalışmayı kendi istediğini ileri sürdü, başka günlerde yevmiyeli gruplar çalıştırdığını söyledi.

 

Daha Önce Çıkan Yangınlar Medyada Abartılıyormuş!

Savcılık ifadesinde yer alan daha önce de yangın çıktığına ilişkin bilgisi sorulduğunda “medyada abartıldığını, küçük bir parlama olduğunu” ifade etti. Gece kulübünün kendi çalışanlarının tadilat sırasında ne yaptığı sorulduğunda bilmediğini, “ufak tefek” işler yaptığını aktardı. Tadilat sırasında mal kabul kapısının açık olduğunu, bir de kendisinin kurtulduğu kilitli olan kapıyı bildiğini söyledi. Altunel ve Erdem’in avukatları tahliye talep etti.

 

Tadilatta Garsonlar Da Çalıştırılmış

Verilen aranın ardından duruşma teknik servis sorumlusu olduğu söylenen sanık İbrahim Bildirici'nin savunmasıyla devam etti. İddianamede tadilat ve tamirat işlerinden sorumlu olduğu ifade edilen İbrahim Bildirici, işlerin başında mekan sahibi Şahzade Şekergümüş'ün olduğunu söyledi. Bildirici, gece kulübünün maaşlı çalışanı olduğunu kulüpte basit tadilat işlerini yaptığını söyledi. Kağıt üzerinde mekan sahibi olarak görünen Fatma Dörtgül'ü daha önce tanımadığını, mesul müdür olarak geçen İsmet Şen'in asıl patron olmadığında kulübe baktığını, Mehmet Menduh Ceylan'ın ise muhasebeci ve daha üst bir yönetici olduğunu söyledi. Yangının kaynak sebepli olduğunu bildiğini söyleyen Bildirici, kaynak yapılan yerde ne olduğu sorusuna “ses izolasyonu” yapıldığını söyledi. Kulüpte garson vb. olarak çalışanların tadilatta çalışıp çalışmadığı sorusuna ise "İşlerin ucundan tutarlardı" yanıtını verdi. Ramazan ayı boyunca işe gittiğini ifade eden Bildirici, “teknik servis sorumlusu” ifadesini reddetti. Gündüz çalışmanın ardından iftardan sonra iki saat daha çalışıldığını belirten Bildirici, sorular üzerine kulüp hakkında şu bilgileri verdi: Tadilatın yapıldığı alan üst kapıdan bir kat aşağıda, mal kabul çıkışıyla aynı hizada, Kulüpte yangın merdiveni yok, Kulüp yaklaşık bin kişi alıyor, müşteriler için tek giriş-çıkış kapısı var, Mal kabul ve müşteri giriş kapıları dışında bir de Kahraman Erdem'in çıktığını söylediği, bir pasaja açıldığı iddia edilen kilitli bir kapı olduğu ileri sürülüyor. Elektrik akımında yaşanan herhangi bir kaçakta sigorta atıyor, elektrikli sistemler çalışmıyor, Bildirici herhangi bir iş güvenliği eğitimi alamadığını söyledi. Bildirici tahliyesini talep etti. Müşteki avukatları ve sanık avukatları arasındaki bir tartışma üzerine heyet duruşmaya 20 dakika ara verdi.

 

Üç İşçi Eğitim İçin Gitmiş

Aranın ardından duruşma, asansör işleri yapan ve kulübün sahnesini kuran şirketin sahibi Dursun Çelik'in savunmasıyla devam etti. Elektrikli DJ masasını Arda Arman (Perihan) ve Şahzade Şekergümüş'e teslim ettiğini ifade etti. Makinenin kullanım eğitimini vermek üzere üç çalışanın gece kulübüne gittiğini, o esnada yangın çıktığını ve üç işçinin hayatını kaybettiğini söyledi.

 

Yangının Öngörülebilir Değilmiş

Şirket çalışanları profesyonel kaynakçı Emrah Demiroğlu, elektrik ustaları Hüseyin Ak ve Kadir Orhanoğlu'na tüm iş güvenliği eğitimlerinin verildiğini ve dosyaya eklendiğini öne sürdü. Sanığa Şekergümüş'ün karakol ifadesinde yer alan "oksijen tüplerinin sahne kuruluş ekibi tarafından getirildiği" iddiasını ise kendisinin de Şekergümüş'e bunu sorduğunu söyleyerek reddetti. Çelik ve avukatı kendilerine ait olmayan bir işyerinde çıkacak bir yangının öngörülebilir olmadığını söyleyerek tahliye talep etti.

 

İki Göçmen Ve Bir Çocuk İşçi De Yaşamını Yitirdi

Yangında yaşamını yitirenler arasında mekana tadilat için gelen firmaların çalışanlarının yanı sıra mekan sahiplerinin tadilata rağmen işyerine çağırdığı DJ, aşçı, komi, garson gibi çalışanlar, iki göçmen işçi ve mobilya firmasında çalışan 17 yaşındaki Efe Demir de bulunuyor.

 

Kurtulanlara Başka Mekanlarda İş Teklifi

Gece kulübünde garson olarak çalışan Ahmet Uzun da o gün tadilat olmasına karşın işyerine çağrılan ve yangında yaşamını yitiren işçiler arasındaydı. Ahmet Uzun’la birlikte aynı mekanda çalışan kardeşi Hasret Uzun ise yangından sağ olarak kurtulmuştu. Uzun kardeşlerin dayısı Behzat Şahin, gazetecilere yaptığı açıklamada yangından kurtulan yeğenine ve diğer işçilere başka gece kulüplerinde iş teklifleri yapıldığını ancak kendilerinin bunu kabul etmediklerini söyledi. İşçilerin yakınları gece kulübü patronlarının başka mekanlarda iş teklif ederek yangından kurtulanların mahkemede lehlerine ifade vermelerini sağlamaya çalıştığından endişe ediyorlar.

 

Söndürme Sistemleri Çalışmadı, Yangın Öngörülebilirdi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede yangın raporuna da yer verildi. Buna göre yangının söndürülmesi sonrasında yapılan incelemede, işletmenin mal kabul bölümü girişine göre yaklaşık 15 metre mesafede yanmaya dayalı ağır tahribat ve deformasyonun oluştuğu, bu alanda tadilat amacıyla kullanılan ve prize takılı halde bulunan elektrikli kaynak makinesi, elektrikli metal kesme motoru gibi elektrikli el aletleri ile çeşitli sayıda sanayi tipi oksijen tüplerinin bulunduğunun gözlendiği belirtildi. İddianamede, mevcut söndürme sistemi ve yangın dolaplarının çalışmaması ile acil durum aydınlatmaları ve yönlendirme levhalarının olmamasının birlikte değerlendirilmesi neticesinde, elektrikli kaynak makinesi kullanılması suretiyle kolay yanıcı nitelikteki malzemeyi barındıran tadilat işleminin yapıldığı gece kulübünde yangının öngörülebilir olduğu ifade edilerek, "Şüpheliler tarafından özen yükümlülüğüne aykırı davranılmak suretiyle öngörülebilecek ancak istenmeyen neticenin gerçekleşmesine iradi hareketle sebebiyet verildiği ve bu haliyle şüphelilere isnat edilen eylemin bilinçli taksir boyutunda manevi unsur içerdiği yönünde tarafımızda kanaat hasıl olmuştur" denildi.

 

Beşiktaş Belediyesi İtfaiye Raporu Olmadan Ruhsat Vermiş

Mekanın itfaiyeden yangın raporunu en son 2006 yılında aldığı, Beşiktaş Belediyesi'nin mekana verdiği son işletme ruhsatlarında itfaiye raporunun olmadığı da ortaya çıkmıştı. Ramazan ayı sona ermeden tadilatı bitirme baskısı yapan patronun, tüplerin, içkilerin, pürmüzlerin olduğu, çok yanıcı ses yalıtım malzemelerinin olduğu mekanda güvenlik önlemleri alınmadan çalıştırdığı işçilere kaçacak kapı bile bırakmadığı anlaşılmıştı. Mekanın en az üç çıkış kapısı olması gerekirken, yalnızca bilinen iki kapısı vardı, bunlardan biri kilitliydi. Yangın sırasında mekanda tadilat için bulunan firma çalışanlarının yanı sıra gece kulübünde komi, garson ve DJ olarak çalışan kişilerin de bulunduğu, yaşamını yitiren işçiler arasında sigortasız olarak çalıştırılanların da olduğu ortaya çıkmıştı.

 

13 Kamu Görevlisine Soruşturma İzni Verilmişti

Soruşturma aşamasında savcılığın talebi üzerine İstanbul Valiliği dönemin belediye yetkililerinin olduğu 13 kamu görevlisi için soruşturma izni vermişti. Soruşturma izni verilenler arasında dönemin Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcıları Ahmet Koray Bayraktaroğlu, Ahmet Mithat Şerbet, Yasemin Saral ve Ali Rıza Yılmaz ile ruhsatta imzası bulunan belediyedeki diğer kamu görevlileri ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi itfaiyesinde çalışan kamu görevlileri yer alıyordu.

 

İtfaiye 18 Yıl Önce O Raporu Nasıl Verdi?

Yangında yaşamını yitiren işçilerden, gece kulübünde barmen olarak çalışan Binali Çayır’ın ailesinin avukatı Ahmet Ergin duruşma arasında gazetecilere yaptığı açıklamada, tadilatta çalışan işçilerin sigortasız olduklarının ortaya çıktığını söyledi. Öğleden önceki oturumda iki taşeron şirketin sahiplerinin savunmalarının alındığını belirten Ergin “Bunlar metal işlerini yapan, yangının çıktığı iddia edilen kaynak işlerini yapan şirketlerdi. Sonra yine bir teknisyen şirket yetkilisinin ifadesiyle devam etti. Onun müdafisinin savunması yapılırken biraz gerilim doğdu, ara verdi mahkeme” dedi. Tadilat sırasında gece kulübünde çalışan taşeron şirketlerin çalışanlarının sigortalı olmadığının ortaya çıktığını dile getiren Ergin "Bırakın risk değerlendirmesini, iş güvenliği eğitimini vs.’yi, sigortası dahi yok. Bir çalışan emekliymiş o yüzden yapmamış, diğerleri yevmiyeciymiş, her birinde böyle gerekçeleri var kendilerince ama işte ‘biz sorumluluklarımızı yerine getireceğiz’ diyorlar. Yani bu iş ortamının ne kadar düzenden bile yoksun olduğunu, güvensiz olduğunu gösteriyor. İşin abecesidir. İşçinin sigortası yapılır. O bile yapılmamış tadilatta çalışan işçiler için. Birincisi bu ortaya çıktı” diye konuştu. Yangının sebebine ilişkin her sanığın kendi pozisyonuna göre suçu başka yerde arama çabasına girdiğini kaydeden Ergin “Ancak bu ortamda böyle bir yangının çıkmaması şansı yok zaten, o belli oldu yargılamanın bu ilk bölümünde” dedi. Ergin hiçbir sanığın “Biz burada bir risk değerlendirmesi yaptırdık, bu işyerinde bütün iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini aldık” savunmasını lafzi olarak dahi yapamadığını da vurguladı. Duruşmanın geç saatlere kadar sürmesi bekleniyor. Mahkeme heyetinin önce tutuklu sanıkların savunmalarını aldıktan sonra duruşmayı erteleyebileceği belirtiliyor. Yaşamını yitiren işçilerin ailelerinin çoğunun duruşmaya katıldığını da aktaran Ergin henüz aileler arasında bir koordinasyon ve dayanışmanınsa henüz kurulamamış olduğunu dile getirdi. Bu dayanışmanın ilk duruşmadan sonra sağlanmaya çalışılacağını ifade etti.

Duruşma sonunda tutuklu sanıklardan ikisi adli kontrol şartıyla tahliye edilirken dava 7 Ekim tarihine ertelendi.