Cumartesi Anneleri 1004. Hafta Eyleminde gözaltında kaybedilişinin 30. yılında Mehmet Zeki Doğan'ın akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı'ndaydı.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve karanfillerle Galatasaray Meydanı'na gelen Cumartesi Anneleri / İnsanları bu hafta 30 yıl önce gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Mehmet Zeki Doğan'ın akıbetini sordu. Basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi Aysel Ocak okudu.

İktidarın "yumuşama" söylemini hatırlatan Ocak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanmadığı, Anayasa’nın bireyin hak ve özgürlüklerini korumaya yetmediği, yurttaşın taleplerini karar vericilere iletmek için muhatap bulamadığı anormal koşullardan uzaklaşmadan “yumuşama”dan söz edilemeyeceğini belirterek, normal olanın devlet yönetiminde insan haklarını, hukukun üstünlüğünü ve yurttaşın taleplerini esas almak olduğunu söyledi.

Eğer bir “yumuşama”dan söz ediliyorsa öncelikle Cumartesi Anneleri'nin AYM kararlarının eksiksiz uygulanması talebinin karşılanması gerektiğini ve 29 yıldır maruz bırakıldılkarı hukuksuzluğa, adaletsizliğe yenilerini ekleyen İçişleri Bakanı'nın tüm randevu taleplerini karşılıksız bırakmaktan vazgeçmesi gerektiğini vurgulayarak "1004. haftamızda bir kez daha hatırlatıyoruz: Halkın haklı ve meşru taleplerini dikkate almayan yönetimler demokratikleşemez, yumuşayamaz" dedi. Ocak Mehmet Zeki Doğan'ın dosyasını paylaştı.

 

Zorla Panzere Bindirilerek Götürüldü

37 yaşındaki Mehmet Zeki Doğan Hakkari/Çukurca’da yaşıyor ve 10 yılı aşkın süredir Çukurca Lisesi’nde kamu personeli statüsünde hizmetli olarak çalışıyordu. Özel Harekât Timleri 7 Haziran 1994'te saat 23.00 sıralarında liseye baskın düzenledi. Kapıyı kırarak içeri girip gece nöbetinde olan Mehmet Zeki Doğan’ı zorla bir panzere bindirerek götürdü.

 

Zap Suyu Kenarında Ceketi Ve Ayakkabıları Bulundu

Ailesi, olaya tanık olan mahallelilerden Mehmet Zeki Doğan’ın gözaltına alındığını öğrendi. Resmî makamlara başvurarak aldığı izin belgesiyle bölgede arama faaliyetine başladı. Çukurca halkının da katılımı ile gerçekleşen kapsamlı bir arama faaliyeti yürütüldü. Tanık beyanlarından yola çıkarak yapılan arama sonucu Çukurca’ya 5 km mesafede boşaltılmış olan Narlı Köyü civarındaki Zap Suyu kenarında Mehmet Zeki Doğan’ın ayakkabıları ve ceketi bulundu. Giysilerin olduğu yerde kan izleri de vardı. Ancak aramalar sonuçsuz kaldı, Mehmet Zeki Doğan’a ulaşılamadı.

 

Devlet 30 Yıldır Yükümlülüğünü Yerine Getirmedi

Kamu personeli olan Mehmet Zeki Doğan, görev başındayken gözaltına alınıp kaybedilmesine rağmen, okul yönetimi ve Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından herhangi bir girişimde bulunulmadı ve ailesine bilgi verilmedi.

Ailenin “Mehmet Zeki Doğan gözaltına alındıktan sonra öldürülüp Zap Suyu’na mı atıldı?” sorusu karşısında resmî makamlar suskun kaldı. Devlet Mehmet Zeki Doğan’ın yaşam hakkını kamu gücünün müdahalesine karşı koruma yükümlülüğünü yerine getirmedi.

Olayın kanıtlarını saptamak, maddi gerçeği açığa çıkarmak, fail ve sorumluları tespit etmek ve cezalandırmakla görevli makamlar, suçun cezasız kalması yönünde bir tavır sergiledini vurgulayan Ocak, Doğan ailesinin 30 yıldır evladının başına gelenleri öğrenemediğini söyledi.

Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Zeki Doğan için, tüm kayıplarımız için adalet istemeye devam edeceklerini belirten Ocak; "Devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Mehmet Zeki Doğan'ın kardeşi Emirhan Doğan'ın Cumartesi Annleri'ne ilettiği mektubu ise Kemal Gökhan Gürses okudu.

"Ben Emirhan Doğan. 7 Haziran 1994 tarihinde Hakkari Çukurca’da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Mehmet Zeki Doğan’ın kardeşiyim. Ağabeyim Çukurca Lisesi’nde hizmetli kadrosunda çalışıyordu. 7 Haziran’da okulda gece nöbetindeydi. Olaya tanıklık edenler bize geç saatlerde Özel Harekat timlerinin okula bir baskın yaptığını ve ağabeyimi gözaltına alarak zırhlı bir araçla götürdüklerini söylediler.

 

Bizim Ve Çukurca Halkının Çabalarına Rağmen Ağabeyimi Bulamadık

Çukurca halkı ile birlikte ağabeyimi her yerde aramaya başladık. Bu sırada Narlı köyünden insanlar bize Zap Suyu kenarında giysi bulduklarını haber verdiler. Hemen oraya gittik. Bulunan ayakkabı ve ceket abime aitti. Ceketin cebinde iki paket sigarası duruyordu. Su kenarında kan izleri vardı. Ailemizin ve Çukurca halkının tüm çabalarına rağmen cenazemizi bulamadık. Hukuki başvurularımızdan da sonuç alamadık.

 

"30 Yıldır Ağabeyimi Arıyoruz"

O gün bu gündür ağabeyimi öldürüp Zap Suyu’na mı attılar şüphesini taşıyoruz. Annem Hayat Doğan ve babam Cemal Doğan, ağabeyimden bir haber alamadan aramızdan ayrıldı. Ailesi olarak 30 yıldır ağabeyimi arıyoruz. Gerçeği bilmek istiyoruz. Bize bu acıları yaşatanların yargılanarak cezalandırılmasını istiyoruz. Adalet istiyoruz.

Bir daha hiçbir aile bu acıları yaşamasın istiyoruz. Ağabeyime ulaşana kadar arayışımız ve bekleyişimiz devam edecek."

Mektubun okunmasının ardından Cumartesi İnsanları gözaltında kaybedilen yakınlarının anısına karanfiller bırakarak Galatasaray Meydanı'ndan ayrıldı.