İzmir Gençlik Örgütleri son dönemde 2911 Sayılı Kanun gerekçe gösterilerek yapılan tutuklama ve gözaltı saldırılarına karşı 23 Mayıs Perşembe günü saat 18:00'da Karşıyaka İskele önünde toplanarak Karşıyaka İzban önüne yürüdü.
Yürüyüş esnasında sık sık "Devrimci Tutsaklar Onurumızdur", "Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük", "Devrimci İrade Teslim Alınamaz", "Yaşasın Devrimci Mücadelemiz", "Yaşasın Devrimci Dayanışma", "1 Mayıs Alanı Taksim Meydanı", "Taksim'de Düşene Dövüşene Bin Selam", "Yaşasın Devrimci Dayanışma", "Bijî Berxwedana Zindana", "Gözaltılar, Tutuklamalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz" sloganları atıldı.
Karşıyaka İzban önüne gelindiğinde okunan basın metninde son süreçteki tutuklama saldırılarından bahsedilerek "2024 1 Mayıs’ı ve sonrasında yüzlerce kişi gözaltına alınırken, şu ana kadar 49 devrimci, 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkma iradesi gösterdikleri için tutuklandılar. İzmir’de geçtiğimiz günlerde devlet, Van halkının iradesine sahip çıktıkları için, gözaltı terörü estirdi ve 16 devrimciyi gözaltına aldı; 9’unu tutukladı. Seda ve Sibel aynı gerekçeyle günlerdir tutsak. 18 Mayıs’ta 4 devrimci, İbrahim Kaypakkaya’nın adını alanlara taşıdıkları, devrimci mücadelesini sahiplendikleri için tutuklandılar. Yine bu süreçte 'İsrail ile ilişkiyi kes' dedikleri için 5 arkadaşımız tutuklandı. Burjuva siyaset arenasında yumuşama tartışıladursun, işçi ve emekçilerle, ezilen halklarla ve onların yanında duran devrimcilere karşı 'yumuşamanın' ne anlama geldiğini birkaç haftalık süreçte herkes görmüş oldu. Filistin halkının yanında olduğunu söyleyip, Siyonist İsrail Devletinin bütün ihtiyaçlarını ihracatıyla karşılayan sermaye ve iktidarı; Filistin ile dayanışma eylemlerine azgınca saldırıyor. 'Yumuşama' siyasetinin Kürt halkını kapsamadığı, Van eylemlerinden yaklaşık 7 hafta sonra İzmir’de gerçekleşen gözaltı terörü ile gözler önüne serilmiştir." denildi.
Bütün dünyanın Filistin için ayakta olduğu vurgulanan açıklamada "Bizler Taksim’de, meydanlarda direnirken dünyada da direniş dalgası büyüyor. Katil İsrail Devleti Refah’a saldırıyor ve öğrenciler dünyanın her yerinde kampüs kampüs, meydan meydan Filistin halkının sesini yükseltiyorlar. İntifada’yı, Aksa Tufanı'nı yaratanlar, egemenlerin yıkılmaz dedikleri Demir Kubbeyi yıkanlar, küresel intifada çağrısı yapıyorlar. Bizler bu çağrıya da yanıt vermenin sorumluluğunu taşıyoruz. Filistin’de beyaz bayrak yok diyor çocuklar. Sorbonne’dan, Cambridge’e, Oxford’dan, ODTÜ’ye yankılanıyor sesleri." denildi.
Egemenlerin büyük bir korku içinde oldukları, bu korkuyla saldırıyı büyüttükleri söylenen açıklamada" Deniz’den, Mahir’den, İbrahim’den korkuyorlar. Gezi’den, Rojava’da ve Filistin’de savaşan halklardan, Amerika’dan Taksim’e barikatlarına yumruk gibi indirdiğimiz devrimci iradeden korkuyorlar. Arkadaşlarımıza, yoldaşlarımıza saldırıları da bundandır." denildi.
İstanbul Valisi'nin" Yarına kalır yanlarına kalmaz" söylemine de değinilen metinde "Devrimciler, kadınlar, işçiler, öğrenciler; sefalet koşullarına mecbur ettiğiniz, bu köhnemiş düzeniniz içinde her gün öldürülen bizler; yanınıza bırakmayacağız. Uykularınız kaçsın, yarın barikatlarda; sokaklarda yine bizler olacağız. Yoldaşlarımızı alacağız ve onların mücadelesini tüm kentlere tüm meydanlara taşıyacağız. 1 Mayıs 2024 ve sonraki süreç devrimci çizginin gücünün egemenleri nasıl korkuttuğunu bir kere daha göstermiştir. Sokaklardan uzak durarak, mücadeleden uzak durarak yaşamak mümkün değildir. Geriye atılacak adım kalmamıştır. " denildi.
Mücadeleyi büyütme çağrısı yapılan açıklama "Şimdi, mücadeleyi ve örgütlenmeyi büyütmenin, yaymanın zamanıdır. Yoldaşlarımızı alacağız. Yine onlarla birlikte barikatların önünde biz olacağız. Mücadeleyi büyüteceğiz." sözleri ve alkışlarla sona erdi.