Cumartesi Anneleri'nin 997. Hafta eyleminde, 32 yıl önce gözaltında kaybedilen üniversite öğrencileri Soner Gül ve Hüsamettin Yaman için Galatasaray Meydanı'ndaydı.
Cumartesi Anneleri / İnsanları 997. haftasında 32 yıl önce gözaltında alınan üniversite öğrencileri Soner Gül ve Hüsamettin Yaman'ın akıbetini sordu. Galatasaray Meydanı'nda gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ve karanfillerle bir araya gelen Cumartesi İnsanları adına basın açıklamasını Maside Ocak okudu.
Anayasa mahkemesi kararlarına rağmen Galatasaray Meydanı'nın hala polis bariyerleriyle kapalı olduğuna işaret ederek "Temel hak ve özgürlükler hukuksal güvence altında değilse, orada keyfi yönetimler vardır" diyerek sözlerine başladı.
32 Yıl önce 4 Mayıs 1992'de İstanbul'da gözaltına alınarak kaybedilen ve akıbetleri hala bilinmeyen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül için adalet istediklerini belirten Ocak, Yaman ve Soner'in gözaltına alınması ve sonraki süreçte yaşananları aktardı.
22 yaşındaki Hüsamettin Yaman İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisiydi. Pankart taşımak suçlamasıyla 15 gün kadar cezaevinde kaldı ve 6 Eylül 1990 tarihinde tahliye oldu.
"Gözaltındalar Hayatlarından Endişe Ediyoruz"
21 yaşındaki Mehmet Soner Gül, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisiydi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğrenci Derneği üyesiydi. Bu nedenle gözaltına alındı, ağır işkence gördü. İçişleri Bakanlığı’nın iddiasına göre 10 Mart 1991 tarihinde Malatya’da yakalanan A.N. isimli şahsın sorgudaki ifadesinde ismi geçtiği için polis tarafından aranıyordu.
Hüsamettin Yaman 2 Mayıs 1992 cumartesi günü evden çıktı. 4 Mayıs pazartesi günü Ağabeyi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişi "Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade' de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun" dedi.
"Gözaltıları İnkar Eden Devlet Aileleri 2 Yıl Polis Takibinde Tuttu"
Yaman ve Gül Aileleri, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurdu. İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü girişimlerde bulundu. Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi. Girişimlerini sürdüren Yaman Ailesi 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu.
"Çarkın'ın İtirafına Rağmen Soruşturma Açılmadı"
19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın'ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları yayınlandı. Çarkın, itiraflarında Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladı. Onların son sözlerinin “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!” olduğunu söyledi.
Bu beyanların ardından Yaman Ailesi yeniden suç duyurusunda bulunarak, dosyanın tekrar açılmasını istedi. Ayhan Çarkın'ın ifadelerine rağmen dosyada ilerleme kaydedilmedi. Bu durum, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını ve siyasi etkilere açık olduğunu göstermektedir.
"Adil Ve Etkin Bir Soruşturma Başlatılmalı"
Her hafta Galatasaray’da yaptıkları açıklamaların suç duyurusu niteliğinde olduğunu ifade eden Ocak, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili adil ve etkin bir soruşturma başlatılmasını istedi.
Ocak sözlerini "Kaç yıl geçerse geçsin Hüsamettin Yaman, Soner Gül ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz" diyerek bitirdi. Cumartesi İnsanları gözaltında kaybedilen yakınlarının anısına karanfiller bırakarak eylemi sonlandırdı.