Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta gerçekleşen Maraş merkezli depremde Antakya’da yaşamını yitiren Mücadele Birliği Platformu Antakya Temsilcisi ve Önsöz dergisi yazarı Onur Kopranı ailesi, yoldaşları ve mücadele dostları Antakya Asri Mezarlığı’nda mezarı başında anıldı.

“Onur Kopran Ölümsüzdür” sloganıyla başlayan anmada Gizem Salata “Geçtiğimiz yıl depremde kaybettiğimiz Onur Kopran’ı anmak için toplandık. Depremde akrabalarımızı, sevdiklerimizi, yoldaşlarımızı, dostlarımızı kaybettik. Binlerce insanımız katledildi. İsteselerdi binlerce insanımız kurtarabilirdik, fakat bu sistem katliamlar üzerine kurulu ve sevdiklerimizi depremde kaybettik” diyerek Onur Kopran, Vefa Serdar, tüm devrim savaşçıları ve depremde yaşamını yitirenler için şiirler eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu.“Onur Yoldaş Kavgamızda Yaşıyor” sloganı atıldı.

Onur Kopran’la tanışmalarının ardından Ayışığı Ekin Sanat Merkezi’nde çalışmalara katıldığını, tiyatro, şiir ve sanat çalışmalarında hep yer aldığını, her zaman sorumluluklar üstlenen bir insan olduğunu belirten Gizem Salata, “Onur yoldaş çok naif bir insandı, insanları, doğayı, çocukları çok severdi. Yoldaşlarının daima önünü açmaya çalışırdı. İnsanların tüm sorunlarıyla ilgilenir ve çözmek için elinden geleni yapardı. Onur yoldaşı ne kadar anlatırsak anlatalım eksik kalacağını düşünüyorum. Çünkü o tüm yaşamını devrim mücadelesine adamış bir yoldaşımızdı. Onu bir yıl önce depremde kaybettik. Acısı ve öfkesi hala içimizde duruyor. Onun mücadelesini her yerde büyüteceğiz. Bu topraklarda, Antakya’da katledilen tüm insanlar için, çadırlarda yanan çocuklar için, kayıp olan çocuklar için, Onur yoldaş için hesap soracağız” dedi.

Mücadele Birliği Platformu İstanbul Temsilcisi Muhammed Hizmetçi, 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçtiğini ve hala acısını duyduklarını, depremde kaybedilen tüm insanları ve Onur Kopran’ı saygıyla andığını söyledi.

Sermayedarların afeti kıyamete çevirdiklerini, ardından imar planlarıyla depremi ranta çevirmeye başladıklarını ve Antakya halkını şehirden sürmeye çalıştıklarını belirten Hizmetçi, tüm bu acıların ve zorlukların karşısında emekçi halkların dayanışması ve yüce gönüllüğüyle tekrar ayağa kalktıklarını, birbirlerine el verdikçe güçlendiklerini söyledi. Enkazlardan ölülerini birlikte çıkardıklarını, insanların ihtiyaçlarını karşıladıklarını, çadırları birlikte kurduklarını, yaşamı yeniden hep birlikte kurduklarını, kültür sanat faaliyetleri, mahalle ve semt örgütlenmeler yaptıklarını belirten Hizmetçi “Ölenlerimizin anılarını böyle yaşatıyoruz” dedi.

Onur Kopran’ın Antakya sokaklarında dolaşırken hep emekçi halkların örgütlenmesi üzerine düşündüğünü bunun için çaba harcadığını, yeni yaşamı, yeni insanı yaratmanın kavgasını verdiğini vurgulayan Hizmetçi “Dünyanın neresinde ve hangi nedenle olursa olsun bir devrimcinin, bir komünistin yüreğinin atmasının durması bizleri üzüyor. Yüreğimizi dağlıyor. Bizler de Onur yoldaşın bıraktığı yerden mücadeleyi sürdürmek zorundayız. Ayağa kalkmak ve faşizme karşı bu topraklardaki mücadeleyi en yükseğe taşımalıyız. Denizlerin bayraklarını göklere kaldırmak zorundayız. Sermaye egemenliğini yıkmadığımız her gün insanlık için, doğa için, Onur’un çok sevdiği çocuklar için bir kayıp olacaktır” dedi.

Onur Kopran’a devrim sözü verdiklerini belirten Hizmetçi, Denizlere, Sinanlara verilmiş bir sözdü. Ve bugün Onur yoldaşa da bu sözü verdik. Bu nedenle de bize çok görev düşüyor, çok çalışmak, sokağı örgütlemek, örgütlenmek gerekiyor” dedi.

6 Şubat anmaları sırasında halkların öfkesinin devlet yetkililerini kaçacak noktaya getirdiğini belirten Hizmetçi bu öfkeyi örgütlü bir güce dönüştürerek devrime dönüştürmek gerektiğini ifade etti.

Devrimci Öğrenci Birliği adına konuşan Merve Yeşilova Onur Kopran’ı günlerce kendi çabalarıyla kurtarmak için uğraştıklarını belirtti. Onur Kopran’ın Mücadele Birliği Temsilcisi olduğu andan itibaren cesaretini, cüretini hiç eksiltmeden, pes etmeden tüm sorumlulukları alarak mücadele ettiğini söyleyen Yeşilova, “Antakya’da onu tanımayan yoktur. Dokunduğu herkeste bir iz bırakmıştır. Tüm çabalarına rağmen Antakya’yı nasıl yok edemedilerse, var olmaya devam ediyorsa, Onur da bu şekilde mücadelemizde kendini varediyor. Çünkü Antakya neyse Onur da oydu bizim için. Onur da kendini mücadelemizde var ediyor. Ve sadece kendini var etmekle kalmıyor yıkımların en onurlusunu da kendisi var edecek. Kapitalizmin enkaz altında bırakmasının hesabını soracağız ve mücadelesini her yerde büyüteceğiz” dedi.

İnsan Hakları Derneği Hatay Şubesi adına yapılan konuşmada ise “Onur deyince aklıma iki şey geliyor. Biri yapıcılığı biri de içtenliği. Çok üzgünüm gerçekten. Bu kentte gerçekten mücadele eden, bunu içtenlikle yapan bir arkadaşımızdı. Işıklar içinde uyusun” denildi.

Depremin bir afet olduğunu ama bunu katliama çevirenin halkların imhası ve inkarı üzerine kurulmuş olan devlet olduğunu ifade eden Kaldıraç temsilcisi ise Devlet yok deniyor, ama devlet vardı. Askeriyle, polisiyle, şirketleriyle sahadaydı. Fakat biz de sahadaydık. Bugün muhalefet diyen sunulan partiler aslında devletin kendisini ifade ediyor. Burada iki cephe var: Birisi saray ittifakı diğeri de birleşik emek cephesidir. Onur yoldaşımız bir devrim emekçisi ve aynı zamanda birleşik emek cephesinin bir emekçisidir. Onur yoldaş her zaman sokakta mücadelesi ve emeğiyle hepimizin yoldaşı olmuştur. Onur yoldaşın mücadelesi hepimizde önemli izler bırakmıştır. Onun anısı mücadelemizde yaşıyor diyoruz. Çünkü kurduğumuz dayanışmalarda, verdiğimiz her mücadelede onun da izi ve emeği vardır. Yaşadığımız bu katliam ilk değil, son da olmayacak. Buna karşı da biz birleşik mücadelemizi vereceğimizin sözünü veriyoruz. Yoldaşa sözümüz devrim olacak” dedi.

Konuşmanın ardından “Onur’a Sözümüz Devrim Olacak”, “Onur Yoldaş Kavgamızda Yaşıyor” sloganları atıldı.

Antakya Dayanışması adına yapılan konuşmada ise “Depremde kaybettiğimiz sevdiklerimizi, mezarlarını bulabildiğimizde anmak söz konusu olduğunda söz bulmak çok zor” denilerek Nazım Hikmet’in ‘Yaşamaya Dair’ şiiri okundu. Yoldaşlarımız giderken bize onurlu bir yaşam mücadelesini bıraktı. Çok erken bıraktılar bize bu görevi. Ama Antakya sokaklarında, Samandağ’da, Harbiye’de. Defne’de onların bıraktığı mücadeleyi sürdüreceğiz. Onların aramızdan koparılışına dair sürecin de takipçisi olacağız” denildi.

SYKP temsilcisi Antakya’da gençlerin devrimci mücadeleye ilgisinin arttığını, Onur Kopran’ın da genç yaşında mücadelenin içinde yer alanlardan biri olduğunu ifade etti. Antakya’da emperyalizme karşı mücadele veren, barikatlarda dövüşen gençlerin mücadelenin farklı kanallarında örgütlendiklerini belirten SYKP temsilcisi “O günden beri Onur bizim bir dostumuz, yoldaşımızdı. Bizler son süreçte bir çok arkadaşımızı kaybettik, Gezi’de genç arkadaşlarımızı kaybettik. Yine gençlik hareketinden Okan’ı Suruç’ta kaybettik. Geçen sene de Onur’u kaybettik. Bizler için her zaman bir siper yoldaşıydı. Yazısını yazdığı, dağıtımını yaptığı dergileri Antakya sokaklarında dağıtırken de görürdünüz onu, mücadelenin başka bir alanında da. Bizler bu bir yıl içinde her ne yaptıysak Onur yoldaş da aynısını yapardı. Bu nedenle onun anısını yaşatmak, mücadelesini yükseltmek için, bu yıl gösterdiğimiz dayanışmayı sürdürmeye, bu mücadele bayrağını yükseltmeye devam edeceğiz.”

Mücadele Birliği Platformu’ndan Yılmaz Ekşi ise Onur Kopran’ın sanat alanında çalışmalar yaptığını, sanata yatkın bir halk olan Antakya’nın bir çocuğu olduğunu ifade ederek ‘Onur adın daim olsun” dedi.

Bütün bu kötülüklerin yıkımına son verecek olanın halkların birleşik mücadelesiyle gerçekleşecek bir devrim, bir halk iktidarı olduğunu ifade eden Ekşi, “Acılarımız ancak o zaman büyük oranda son bulacak. Onur Kopran yoldaş da bunun için mücadele etti. Çok naif bir insandı ve çok az insan bu kadar naifti. İnsanı, doğayı, çocukları seven, onlarla buluşan bir yoldaştı” dedi.

Bir devrimin ancak işçi sınıfının öncülüğünde gerçekleşebileceğini, bütün ezilenlerin, sömürülenlerin ve doğanın sosyalizmde kurtuluşa erebileceğini ifade eden Ekşi, devrimci bir işçi olarak bugüne kadar devrimi gerçekleştiremedikleri için omuzlarında ölümsüzleşen devrim savaşçılarının ağır yükünü taşıdıklarını ve taşımaya devam edeceklerini belirterek özeleştiride bulundu.

Bir yoldaşlarının Onur Kopran için yazdığı “Onur’umuzla Günlerle Yolculuk” adlı şiirinin ardından birlikte söylenen bir ezgi ve sloganlarla anma sona erdi.

Ailesi, yoldaşları ve mücadele dostları, Onur Kopran’ın mezarına çiçekler bırakarak ayrıldı.