6 Şubat 2023’te gerçekleşen depremde Antakya’da yaşamını komünist Onur Kopran, evinin bulunduğu yerde sabahın ilk saatlerinde anıldı.

Geçen yıl 6 Şubat’ta Antakya’yı yerle bir eden depremde enkaz altında kalarak yaşamını yitiren Mücadele Birliği Platformu Antakya Temsilcisi, Önsöz dergisi yazarı devrimci komünist Onur Kopran, sabahın ilk saatlerinde yıkılan evinin önünde anıldı.

Mücadele Birliği Platformu anmaya “Onur Kopran Ölümsüzdür” sloganıyla başladı. Ardından Onur Kopran şahsında depremde yitirilenler adına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Saygı duruşu sırasında “Yaşamak değil öyle değil, / Hani çiçeklerde, albenilerde / Tekil mutluluklara yenilmeden / Ve de batmadan yalnızlıklar içinde / Çağlayıp büyümek mevsimlerce / Biz Denizlerin partisini kan revan içinde büyütmüşüz / Denizlerin partisi de işte kavgayı böyle büyütüyor.” denildi.

Onur Yoldaş Ölümsüzdür”, “Devrim Savaşçıları Ölümsüzdür” sloganları atıldı.

Mücadele Birliği Platformu adına yapılan konuşmada “Bugün 6 Şubat... Geçen sene bugün yüzbinlerce insanımızı kaybettik. Yüzbinlerce insanımız katledildi. Antakya’da katledilenlerden biri de Mücadele Birliği Platformu Temsilcisi Onur Kopran yoldaşımızdı. Cenazesinin başında on gün nöbet tuttuk, enkazdan çıkarmaya çalıştık. Onur yoldaş bir kitabevinde çalışıyordu. Bir çoğumuz onu burada gördük, burada tanıdık. Antakya’nın emekçi mahallerinde, eski sokaklarında çok emeği olan bir yoldaşımızdı. Dokunduğu her yürekte iz bıraktı. Ne yazık ki 6 Şubat depremi Onur yoldaşımızı aramızdan aldı. Biz onun hayallerini, devrim hayalini gerçekleştirene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Mücadelemiz mutlaka zafere ulaşacak” denildi.

Yoldaşları kısaca Onur Kopran’ı anlattı. Onur’u anlatmanın zor olduğunu belirten yoldaşları onu yine bir yoldaşının yazdığı “ONUR'umuzla Günlerle Yolculuk...” başlığını taşıyan metni paylaşarak anlattı.

Kentin üzerine dehşetin gölgesi düştüğü andan beri senin sesinle seslenildi enkaz altında kalanlara. Senin ellerinle çıkarıldı çocuklar enkazdan.
Sen masal şehrin masal çocuğu!..
Sen bize yaranın adını söyledin, biz herkese tekrar ettik; Armutlu!.. Gezi yüzlü yüzünle seni bize getiren Armutlu!..
Şimdi giderek zifirileşen bir boşluğa teslim etmişti kendini...
Ordaydın!..

(...)
Günlerin adı yoktu artık birbiri ardına sıralanan tek bir gündü yaşanan bildiğimiz en uzun takvim olmuştu Şubat! Gecikmiş bir merhabanın mahcubiyeti ile daha önce olamadığımız her yerdeydik. Hasat durmuyordu zamanı katlaya katlaya akıyordu ve kim soruyorsa bizi Armutlu'dan geliyoruz dedik. Gezi yüzlü yüzünle söyledik herkes biraz sen oluyordu, herkes biraz Armutlu!
Sonrası mı? sonrası çok bu hikayenin...
Oradaydın!..
Ve onlar geldiler.... Onlar!.. Her şeyi bir zamanın içinde boğmak isteyen Barbarlar!.. Hep öldürmek için yüzlere bakan Barbarlar!.. Bu sefer şehri moloz yığınlarıyla öldürmek için geldiler... En iyilerimiz en önde, senin sesinde savundu şehri... "Ma Rıhna Nıhna Hon!" dediklerinde yumruğun havadaydı... Ordaydın!

(...)
En iyi bildiğin şeylerin var senin Evvel Temmuz gibi... Antakya'dan bir şey kalmışsa bize Temmuz'dur diyorsun Evvel Temmuz!.. Türkümüzden bir ses! Hikayelerimizden bir ses! Tam da senin söylediğin yerde kuruldu çadırlar. Tam da orada söylendi türküler! Her aklımızdan geçeni Onur Ve Devrim saydık.
Ordaydın!..
Hayat bazen şiirle de savunulur, ki sen bunu da iyi biliyorsun. Şiir okuduğunda sen, hayat yeniden üretiyordu kendini. "Başımı Omzuna Yasla Göğsümde Taşıyayım Seni" Hiç uzağa gitmedi sesin şiirler okuyoruz... Şiirlerde Antakya ve sen!.
Şarkılarda Reyhan! Antakya'yı anlatıyoruz ya, Antakya seni buluyor...
Ordaydın!..”

Yoldaşları Onur Kopran’ın devrim düşünden bahsederek “Onun düşlediği yaşamı kuruncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz, Onur mücadelemizde yaşayacak” dediler.