< "Üniversiteler Faşistlerin Değil, Devrimcilerindir"

İstanbul Üniversitesi Dayanışması, Beyazıt Meydanı'nda basın açıklaması yaparak, ırkçı faşist saldırıları ve hedef gösterilmelerini protesto etti. Üniversitede ırkçı faşistlere geçit vermeyeceklerini ve mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.

İstanbul Üniversitesi'nde 10 Ekim Katliamında yaşamını yitirenlerin anıldığı eylemin ardından ırkçı faşist çetelerin devrimci, öğrencilere yönelik saldırıları devam ediyor. Üniversite yönetimi, öğrencilerin saldırıya uğramasına karşı sessiz kalırken, üniversitesi Özel güvenlik görevlileri ve polis işbirliğiyle ırkçı faşist saldırganlar korunuyor.

İstanbul Üniversitesi Dayanışması, ırkçı faşist saldırılara karşı Beyazıt Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Kürtçe ve Türkçe, "Beyazıt'ta Irkçı Faşist Saldırılara Geçit Vermeyeceğiz" yazılı pankartların açıldığı eyleme Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İstanbul Tabip Odası üyeleri de destek verdi.

 

Hukukçu Ve Hekimlerden Öğrencilere Destek

Eylemde konuşan ÖHD avukatlarından Nagehan Avçil, "Çete yöntemiyle üniversitede sesi bastırılmak istenen, müvekkilimiz olarak kabul ettiğimiz öğrencilerin ve mücadelelerinin yanındayız." dedi.

İstanbul Tabip Odası yöneticilerinden Nazmi Algan da öğrencilere yönelik baskının ve öğrenim hakkının gasp edilmesinin kabul edilemeyeceğini belirteren, "Son yıllarda üniversite öğrencilerini yurt, barınma sorunları var. İktidar öğrencilerin bu taleplerini dile getiren eylemlerini bastırmak yerine çözüm üretmelidir. Öğrenciler üzerindeki faşist baskıları kınıyoruz" dedi

 

"Üniversiter Devrimcilerindir"

Hedef gösterilen öğrenciler adına yapılan konuşmada, İstanbul Üniversitesi'nin ırkçı faşist çetelerin değil devrimci önderler Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya'nın olduğu belirtilerek, devrimci geleneğin ve mücadelenin sürdürüleceği vurgulandı.

 

"Devrimci Öğrenciler Hedef Gösterildi"

İstanbul Üniversitesi adına yapılan açıklamada, "Günlerdir yaşanılan sistematik ırkçı faşist saldırıların devlet, polis, ÖGB, ve okul yönetimi destekleriyle gerçekleştiğini biliyoruz. Nitekim iktidar maşası küçük ortak Devlet Bahçeli'nin 'elindeki kılıcı sallayarak', ülkücü faşist çeteleri kastederek 'elinizden zülfikarı eksik etmeyin!' demesiyle birlikte faşist çeteler sosyal medyadan devrimcileri hedef göstermeye ve Kürt kimliği üzerinden tehdit ve tacizlere başlamıştır" denildi.

 

"Mücadelemiz Bu Saldırılara Yenik Düşmeyecek"

Bu saldırıların HDP İzmir İl Örgütü'ne yönelik ırkçı faşist saldırıda katledilen Deniz Poyraz ve Konya'da gerçekleştirilen Kürt bir aileye dönük katliamdan bağımsız olmadığını vurgulanan açıklamada "Bu saldırılar gençliğin mücadeleci kimliğinedir! Bu saldırılar bizim Kürt kimliğimizedir! Bu saldırılar bizim dilimize ve Beyazıt geleneğinedir! Ne bizim demokrasi ve özgürlük mücadele tarihimiz ne de İstanbul Üniversitesi'nin mücadele tarihi bu saldırılara yenik düşmedi ve düşmeyecektir.

 

"Mücadele Geleneğğmizle Hep Üniversitelerde Olacağız"

Dün buradaydık, bugün buradayız ve hep burada olacağız! Rengimizle, dilimizle, Kürt kimliğimizle, devrimci ve mücadeleci geleneğimizle faşist saldırılarınıza karşı üniversitelerde ve Beyazıt Meydanındayız. Bütün sıra arkadaşlarımızı, demokratik kitle örgütlerini ve halkımızı bu faşist saldırılara karşı mücadeleye çağırıyoruz."

 

"Öğrencilere Polis Ablukası"

Eylemin ardından saldırılara karşı öğrenciler toplu şekilde alandan ayrılmak istedi. Bu esnada öğrencilerin önü polis barikatıyla kapatıldı. Polis, toplu şekilde yürümelerine izin vermeyeceklerini, gerekirse "güvenliklerini" sağlayacaklarını iddia etti.

Öğrenciler polise güvenmediklerini, faşistlerle olan işbirliklerini bildiklerini söyledi. Ya toplu halde çıkacaklarını ya da alandan ayrılmayacaklarını vurgulayan öğrencilerin iradesi polislere geri adım attırdı. Polisler barikatı açmak zorunda kaldı, öğrenciler Beyazıt Meydanı'ndan toplu halde ayrıldı.