Antakya'da, Boğaziçi üniversitesi öğrencilerine destek olmak ve son süreçte yapılan gözaltı, tutuklama ve baskılara karşı 19 Şubat Cuma günü bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Devrimci Öğrenci Birliği'nin de bulunduğu gençlik örgütleri katıldı.

MKÜ Üniversite Öğrencileri adına yapıldı açıklama. Öğrencilerin isyanının korkusunu iliklerine kadar hisseden iktidarın saldırısının gecikmediği söylenen açıklamada, “Ev baskınları, gözaltılar, tutuklamalar ve ev hapisleri direnenleri susturamadı. Bu defa da yalanlarla hedef göstermelerle üniversitede açılan resim sergisi üzerinden LGBTİ+’leri hedef gösterdiler. Bu nefret ve hedef gösterme sürecinde iki arkadaşımızı tutukladılar iki arkadaşımızı da ev hapsine mahkum ettiler. Hukuka sığmayan bu kararların ardından çıkıp aymazca ‘evlerinde LGBTİ bayrakları ele geçirdik’ diye açıklama yaparak direnişi hedef göstermeye ve yalnızlaştırmaya çalıştılar. Öğrencileri ve en çok LBGTİ+ hedef göstererek yeni bir saldırı dalgası başlattılar” denildi.

Öğrenci hareketinin Boğaziçi’nde başlayan eylemlerinin tüm ülkeye yayılmasıyla iktidarın korkularının büyüdüğü, ama gençleri susturamadıklarını, boyun eğdiremediklerini söyledikleri açıklamada, “bugün kimse terörist olarak nitelendirilmekten korkmuyor. Direnen işçiler de terörist size göre; öğrenciler de, LGBTİ+’lar da, kadınlar da, liseliler de, işsizler de, akademisyenler de, sanatçılar da, doktorlar da, gazeteciler de, madenlere, santrallere karşı direnen köylüler de terörist. Geriye kim kaldı ki; bir avuç yardakçı, bir avuç medya patronu. Onlarda kendi aralarında ki bir sonraki kavgaya kadar...” diye vurgulandı.

Yaşanan gözaltı saldırılarında 11 arkadaşlarının tutuklanıp 25 arkadaşlarının ev hapsine mahkum edildiği söylenerek, tüm arkadaşlarını alana kadar mücadele edecekleri belirtildi.

“Böylesi bir ortamda direniş aşağıya değil, birbirine bakar hale geldi. Yüzlerce gündür direnen Cargill işçileri, eylemlerini Ankara’ya taşıyan PTT işçileri, BİMEKS işçileri, fabrikalarında MESS dayatmalarına karşı eylemde olan metal işçileri, Somalı Ermenekli madenciler,

Karadenizli köylüler, alanları özgürleştiren kadınlar, eşbaşkanları siyasi rehine olan Kürtler bir bütün olarak Boğaziçi Direnişi’ni selamlayarak ‘Aşağıya Bakmayacağız’ dediler. Boğaziçi Direnişi de hepsinin selamını alıp ‘Boğaziçi’ni BİMEKS işçileri yönetsin’ ile karşılık verdi.

Birçok üniversitede akademisyenler Boğaziçi direnişini selamladılar ve sahiplendiler, Dünyanın farklı yerlerinden öğrenciler eylemlere destek oldular, sanatçılar öğrencilerin talepleri taleplerimizdir diyerek direnişi sahiplendiler” denildi.

Açıklama, “Direnişin güzelliği öğretmesinden gelir biz biliyoruz. Direniş katılana nefes aldırıyor, başları yukarı çevirtiyor. Direndikçe güzelleştireceğimiz dünyanın nüvelerini örüyoruz, yaşamak için, onurlu bir yaşam için birlikte olmaktan başka bir yol olmadığını görüyoruz. Dayanışmanın bu kadar yakıcı bir ihtiyaç-zorunluluk olduğu süreçte tekrar ediyoruz: Boğaziçi Yalnız Değildir!” denilerek sona erdi.