Doksanlarda zindanlarda yatmış olan çocukları için zindan kapılarından ayrılmayan ailelerimizi kaybetmeye başladık.
Zindanlar mücadelesinde her biri kendi çapında yer almış olan ailelerimizi çeşitli hastalıklardan birer birer kaybediyoruz. İlk önce kanserden Tayibe anamızı kaybetmiştik. Ardından küçücük boyuyla “oğlumu göstereceksiniz” bana diyerek cezaevi savcısının yakasına yapışan ve meydan okuyan Sabiha anamızı.
Ne zaman zindanlarda bir sorun yaşansa soluğu cezaevi kapısında alan Sabiha anaya ahretliğim diyen Hüsniye anamızı... hem de pandemi koşullarında kaybettik. Sonra kızının peşinden gerekirse dünyanın öbür tarafına gidecek olan Saray anamızı da kanserden kaybettik.
Tüm bu acı kayıplarımız yetmezmiş gibi yine son anlarında kanser olduğunu öğrendiğimiz Kısmet anamızı da 3 Eylül'de kaybettik. Kısmet anamızı kaybetmenin acısını yaşarken Musa amcamızın kanser olduğunu ve kanserin hızlı ilerlediğinin haberini aldık.
Ankara’dan Kısmet Ananın taziyesinden gelir gelmez gitmek istedim Musa amcanın yanına ama hastanede yatıyormuş ve yanına bakıcıdan başka kimse kabul edilmiyormuş. Yanına gidip göremedim.
20 Eylül 2021'de de Musa amcamızı kaybettik. Devrimcilerin dostu, yoldaşı olan kocaman yürekli Musa (Binali) Ercan amcamızı kaybettik. O'nu ertesi gün Bağcılar Cemevi'nde yapılan törenin ardından memleketi Dersim'e uğurladık... Çok üzüldüm. Böyle iyi ve güzel insanlarımızı ne kadar çabuk kaybediyoruz.
O hepimizin Musa amcasıydı. Bayrampaşa ve Bakırköy cezaevine kızının görüşüne gelirdi, ama hepimizin görüşçüsü gibiydi. Bir dönem politik faaliyet de yürütmüş, işçi olarak Libya’ya giderek çalışmış, ömrünü çalışarak geçirmişti.
Devrimimizin; güzel yürekli, cesur ve evlâtları için kahramanca savaşan ailelerini asla unutmayacağız...
Onlara zaferimizi henüz armağan edemedik ama, yaşattıkları devrim düşlerini de gerçek kılmak için mücadeleyi daha fazla yükselteceğiz.
ZAFERE KADAR DAİMA!
Bir Çocuğunuz