“Bizden sonra gelenler şunu bilmelisiniz ki, biz Bolşevik devrimciler olarak hepimiz sıradan insanlarız. Hiçbirimiz gökten inen kahramanlar değiliz. Bizi diğerlerinden ayıran tek şey var, hayatımızın belirleyici bir anında kendi bireysel mutluluğumuz için değil, bütün ezilenlerin mutluluğu için mücadele etmeye karar verdik. Biz en sıradan insanlarız ancak kendimiz için değil başkaları için yaşıyoruz. Bizim gücümüz de farklılığımız da burada yatıyor.”
Böyle diyordu Kamo, Yoldaşım Ve Öğretmenim Stalin kitabında. Gorki bir gün ona, yaşadığı tüm süreçleri yazması gerektiğini anlatır. Önemli olanın süslü cümleler değil, gerçekler olduğunu söyler ve Kamo yoldaş biyografisini yazmaya başlar. Fakat yazım işleminin bir noktasında kalemi tıkanır ve asıl yazması gerekenin Stalin olduğunu, herkesin devrimin kahramanı olarak kendini ileri ittiği bir dönemde o günlerin asıl kahramanı olarak gördüğü Stalini yazmak gerektiğini hisseder. Kitabı bitirir ve okurla konuşmaya başlar. “Bunu çok iyi yapmamış olabilirim ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Yer yer kendi yaşamımla ilgili şeyleri paylaştım bunu yapmaktaki amacım yoldaşımız yaşamımın üzerindeki etkisini göstermek içindir” der.
Bir devrimci için hayatını örgütlü mücadeleye çeviren öğretmeninin, tutsaklık yıllarında yoldaşlarının onu unutmadığını ve onu özgürlüğe kavuşturmak için ellerinden geleni yaptığını bilmenin ne kadar önemli olduğunu hissettirmeye çalıştım der. Kitabın sayfaları arasında gezinirken bir yanınız geçmiş sayfalarda isimlerinin yanına kahramanlıklar yazdıran yoldaşların ölümsüzleştiği haberini büyük buruklukla hissettirir Kamo. “Bir sene daha yaşayabilseydi devrimi görecekti” der ve o derin sessizliği paylaşır bizimle. Haydi o zaman! Kamo’nun peşine takılalım: Devrimin gerçekleştiği ve şen kahkahalarla özgürlük kokan caddelerde yürüdüğü günlerden, yoldaş sözcüğünün can ve kan bedeliyle sınandığı günlere birlikte dönelim.
Kamo yoldaş bu eserinde, Bolşeviklerin sesi olan yayınların ne koşullarda basıldığı, o matbaaları nasıl kurduklarını, kamulaştırma eylemlerini nasıl planlayıp yaptıklarını anlatıyor büyük bir mütevazilikle. Satırları okurken samimi bir işçi diliyle karşılaşıyoruz büyük bir açık yüreklilikle, “dürüst olmak gerekirse çuval taşımak benim için yazmaktan daha kolay” der. Yazmanın partiyi güçlendireceğine, gençliği şekillendireceğine inanır inanmaz, eline kalemini almıştır.
Stalin ile çocukluk arkadaşlarıdır. Kamo o dönem ulusal yönde öfkesini bilemiş ve bir Ermeni olarak Türklerden intikam almak için gün sayan asker olma hayalinde bir gençtir. Stalin Marksizmi özümseterek Kamo’ya baskı, kan ve gözyaşının temelinde yatan sınıfsal çelişkileri göstermiştir. O günden sonra da Kamo, öğretmenim dediği Stalin’in izinden yürümüştür. Devrimi gerçekleştiren yoldaşlar bir çok ulustan işçileri ve emekçileri, milliyetsizce örgütlenen burjuvaziden kurtarmıştır.
O dönem cüret isteyen işleri Bolşeviklerin nasıl yaptığı üzerine konuşulduğu günlerde, Kamo bunu büyük bir sadelikle açıklar kitapta; “Bunun temelinde yatan olgu, her bir Bolşeviğin neye mal olursa olsun Parti’nin talimatlarını yerine getirmeye hazır olmasıdır. Gerekirse öl ama görevini yap! İşte Bolşeviklerin tüm dünyaya karşı mücadele etmesini sağlayan ilke budur” der.
Hiçbir eylemi diğerinin karşısına koymadan yürüdü yoldaşlarımız. Kitlesel miting düzenlenecekse en öne, kamulaştırma yapılacaksa en öne, zindandan kaçırılarak bir yoldaşı güvenli bir bölgeye taşıma işinde en öne, matbaa kurulacaksa en öne... Hep bir adım öne çıktılar ve ne nasıl ne araçla yapılır gösterdiler. Çelik’ten bir irade olan Stalin yoldaşın dokunuşlarıyla şekillendi Kamo.
Bir gün yoldaşlardan biri, bir kadına aşık olur ama ailesi evlenmelerine engel olur. Kadın üzüntüye boğulur ve intihar eder. Yoldaş da bunun ağırlığıyla aynı şekilde intihar eder. Stalin içeri girdiğinde bir odada ateşli şekilde bu konu konuşuluyordur. Kimisi bunu büyük bir zayıflık ve çalışmalardaki aksaklık olarak görüyor, kimi ise aşkından dolayı sağlıklı düşünemedi diyerek savunuyor. Stalin herkesi dinler ve son sözü söylerdi; “böyle bir aşk zararlıdır. Sevgi bir insanın aklını bulandırmamalı, insana güç vermelidir... En güzel aileler otokrasi yıkıldıktan sonra kurulabilir. İllegal koşullarda yaşayan, ömrü hapishanelerde, sürgünde geçen bir devrimcinin nasıl bir aile hayatı olabilir ki? Bir nevi devrim yolunda seferber olmuş askerleriz. Askerler, çocuklarını eşlerini cepheye götürmezler, görev zamanı evlenmezler. Bizim aşkımız ancak bizimle aynı yolu paylaşan kişilerle mümkün olabilir. Ancak o zaman otokrasinin yıkılmasını beklemeye gerek olmaz. Yani Kamo, ya bir devrimciye aşık olacaksın ya da otokrasinin yıkılmasını bekleyeceksin”
Günlük yaşamda işlerini kolaylaştıran illegalite kurallarını, bunları uygularkenki eksikleriyle birlikte samimi bir dille aktarıyor Kamo yoldaş ve ekliyor, yaptığımız her hata bir yoldaşın yaralanmasına ya da ölmesine sebep oluyordu. Katı kuralların kendi koşulları içerisinde neden zorunluluk olduğunu örneklerle anlatıyor.
Yüz yıl önce yazılmış olan bu kitapta anlatılanları bir çok yerden okumuş olabilirsiniz ama bir de Kamo’nun kaleminden okuyun. Tanıdık tanımadık yüzleriyle gördüğünüz fotoğraflarda bugünü göreceksiniz yoldaşlar. Vefa yoldaşı göreceksiniz gördüğü her sorunda düğümü çözen, çözülmez bir sorunsa kesip atmasını bilen yoldaşımızı, onun öğrencilerini göreceksiniz. Bu kitapta zindan savaşçılarını göreceksiniz Murat’ı, Sibel’i, Aysunu, sokakları kavuran Emre yoldaşı ve Vefa yoldaşın öğrencisi, öğretmenimiz Kenan yoldaşı... Bu kitapta adı geçen her yoldaş yaşayan ve savaşan bir partinin militanlarınca anlaşılabilir bir canlılıkta.
Kamo bütün ağır sorumluluklarına rağmen hiçbir detayı unutmadan, eş geçmeden planlayan, düşünen, pratiği ve kişiliği ile öğretmeni yoldaşımız Stalin’i anlatmayı devrime bir katkı olarak sunmuştur. Bunu yaparken “devrim yıllarında bir yoldaş yüksek fedakarlık ve katkılarına rağmen kendini anlatmıyorsa siz onu anlatın” diyor ve bizlere bir öğüt veriyor; “kendi adıma, tüm devrimci yoldaşlarıma tavsiyem, oturup kendi tanıdıklarını yazmalarıdır. Belki iki üç kişi bir araya gelerek ortak çalışmalar da yapılabilir. Bu sayede gelecek kuşakların büyük bir ilgiyle okuyacakları bir devrim tarihi külliyatı yaratılmış olur. TEMBELLİK ETMEYİN YOLDAŞLAR! Bu önemli ve gerekli konuyu ertelemeyin. Başaramamaktan korkmayın. Başarabilirsiniz. Bunu size ben, Kamo söylüyor. Önemli olan dürüst olmak her şeyi olduğu gibi süslemeden ve çarpıtmadan anlatmak. Sadece gerçeği yazın!”
Bir Mücadele Birliği Okuru