2021 son haftası, Ocak’ın soğuk bir Pazar gecesi seni ölümsüzlüğe uğurladık. Sibel’in de dediği gibi “bırak dünyanın yükünü yaşayan yoldaşlarına” diyordu. Canım yoldaşım, omuzlarındaki ağır yükü analarına, yoldaşlarına bıraktın.

Senin yokluğun hepimizi ateş olup yaksa da seni unutmayacağız. Kalbimizde yaşayacaksın. Kendimi tutamadım, sözcükler boğazıma düğümlendi. Bu satırı ağlamaktan yazamıyorum. Kendimi tutamıyorum. Biliyorum ki, canım yoldaşım seninle ancak gurur duyarım.

Yoldaşların soracaklar, nasıl anlatacağım... Yoldaşların yoldaşsız, sensiz kaldılar. Sakine yoldaşın yalnız kaldı, yoldaşların öksüz kaldılar.

Tekirdağ’ın yolları yalnız yürünmez. Kantine varınca anam aç kalmasın diye masaya çayları çorbaları kim getirecek. Yoldaşlarım diye canını veriyordun, onları kime emanet ettin?

Görüntülü konuşuyorduk; “Sana bir şey olmasın yoldaşım sensiz olmaz” demiştim.

Canım yoldaşım, Pazar gecesi ölümsüzleşti. Dördüncü gün Zuhal arayacak, soracak. Ne diyeceğim? Canımız yoldaşımızın ölümsüzleştiğini nasıl söyleyeceğimizi düşündük…

Biz söyleyelim, başka yerden duyarlarsa perişan olurlar. Söyleyelim dedik Şenol’la. “Sen anlat olup biteni” dedim, cenaze merasimini, nasıl olduğunu, nasıl geliştiğini... Saat geldi Zuhal aradı, durumunun kötü olduğunu anladım. Her zamanki Zuhal değildi, titriyordu sesi yavrumun. “Nen var hasta mısın” dedim.

“Duyduk Anne” dedi. Şenol’a verdim “dayınla konuş” dedim. “Biz duyduk, nasıl oldu” dedi. Biz anlattık durumu, canımızı nasıl yoldaşlarının ona yaraşır biçimde yolculadığımızı...

İki noluya haber gittiğini, bir nolunun duymamış da olabileceğini konuştuk.

Herkes ağlıyordu. Telefonun öbür ucunda Zuhal, bir ucunda biz. Ağlıyorduk. Sen Vefa yoldaş ne iyi bir insandın. Sevgi saygı doluydun, hiçbir görevinden geri durmaz ön saflarda yürürdün.

Canım yoldaşım, ruhun şad olsun!

Sakine Sürücü