Teknoloji insanların birbiriyle iletişim kurmasını daha hızlı hale getirdi. Eskiden bir bilgiye erişmek daha zor ve zaman alırken, şimdi en ufak olayı Twitter'dan öğrenebilir haldeyiz.

Ama bu bilgileri süzgeçten geçirmek de bir hayli önemli. Çünkü trendlerde olan bir video veya bilgi, doğruluğu araştırılmadan kabullenilmeye başlandı.

Bunu, yakın zamanlarda emperyalistler eliyle tezgahlanan karşı-devrimci kitle gösterilerinin patladığı Belarus, Hong Kong, Venezuela, Bolivya gibi ülkeler örnek verilebilir. Faşist grupların emperyalistler ve onların medya tekelleri eliyle özgürlük ve demokrasi savaşçısı gibi lanse edilmesi, burjuva medya sitelerinin ve sosyal medya platformlarının sansür ve manüpilasyonu ile “halk diktatöre karşı sokağa döküldü” haberlerinden anlayabiliriz.

Eskiden sosyal medya sadece bir iletişim aracıyken şimdi bir sosyalleşme platformuna, bir isyan, ayaklanma veya kitle hareketinde haber yayma, bilgi paylaşma hatta zaman zaman eylemleri yönlendirme platformuna dönüştü. Bunun artısı örgütsüz bireyler kısmen daha organize oldu, insanlar birbirine daha hızlı ulaşma ve durumlara müdahale etme şansı elde etti, halklar isyanlarını selamladı. Sosyal medya siyasette, yeni dönem kitle hareketlerinde önemli bir rol oynadığı için zaman zaman burjuvazi bu durumu kısmen lehine çevirdi, ama diğer taraftan bu durumlar hep aleyhine dönmeye başladı. Twitter, Instagram gibi sosyal medya platformlarına müdahale kanun tasarısının sunulduğu gün, en fazla tweet atılan gün oldu. Ama aynı zamanda Twitter’dan trollerini salıp, dinci-faşizm sosyal medyadan ihbarcılığı tetikledi. Ama sosyal medyanın gücü devrimciler tarafından da boş bırakılmadı. Bu güç sayesinde insanlar artık daha organize oldu. Eylemlerden artık herkesin haberi oluyor. Bir haksızlık olduğunda insanlar bunu konuşabiliyor.

Ama her zaman başat olan, sosyal medyada gösterilen duyarlılığın sokakta sergilenmesidir. Sosyal medyanın sadece bir iç dökme ve rahatlama ortamına dönüşme, dönüştürülme ihtimalini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadan, asıl sözü sokakta söyleyebilmeliyiz.

Ama sosyal insanın ve toplumların gelişmişlik düzeyi düşünüldüğünde, sosyal medyanın etkili ve doğru kullanımını sağlamak için daha çok çalışmalı, daha çok üretip, daha fazla öğrenmeliyiz. Çünkü teknik üstünlüğü elinde bulunduran düşmanın imkanlarına aldırmadan kendi teknik kapasitemizi geliştirmeli, propaganda ve burjuvazinin dezonformasyonuna karşı daha iyi mücadele etmeliyiz.

Antep’ten Bir DÖB'lü