İstanbul'un en prestijli AVM'lerinden birinde açılmak üzere, aylardır bir mağaza projesinde çalışıyoruz. İtalya menşeili bu mağaza ya da marka diyelim, hem AVM için, hem de onu buraya getiren Türkiyeli firma için bir prestij meselesi. Pandemi karantinası başladığı dönemlerde bu mağazayı teslim etmemize çok yaklaştığımız bir aşamada şantiyeyi kapatmak durumda kalmıştık, aynı zamanda AVM de kapanma kararı almıştı.
Yaklaşık bir buçuk ay boyunca evden çalışma durumumuz devam etti. Çalıştığım ofis neredeyse tüm işlerini kaybetme noktasına geldi. Bu durumdayken bile sürekli yapacak işler çıkıyordu. Evden çalıştığımız bir buçuk ay boyunca mesai kavramı ortadan kalktı. Öğleden sonra belli bir saatten sonra çalışmaya başlayıp, gecenin bir saatinde gelen maillere cevap vermek durumunda kalıyorduk. Ya da haftasonu şantiye raporu hazırlayıp gönderiyorduk. Bilfiil bilgisayar başındaydık.
Taşeronu olduğumuz Türkiyeli firma da, mağaza sahibi marka da evden çalışmaya devam ediyordu, ama bu durum onların rapor istemesine engel değildi. Bir süre sonra işi bitirmemiz gerektiğinden, şantiyeyi açmak durumda kaldık. Biz boyacıya, mobilyacıya 'şantiye durmasın' dedik, gittiler, çalıştılar. Şantiye sorumlumuza 'işleri kontrol et' dedik, ben maaş alabilmek adına, patronlarım maaşları ödeyebilmek adına işlere devam ettik.
Kısa bir süre sonra ofise gidip gelmeye başladık. Pandemi bitti mi? Hayır. Tehlike geçti mi? Hayır. Durumu olanlar arabasıyla gidip geliyor. Çalışanlar olarak biz arabayla mı geliyoruz? Tabii ki hayır. İşe gidişlerde kısa duraklar da olsa üç farklı toplu taşıma hattına biniyoruz. Bize bir şey olmaz diye mi düşünüyoruz? Tekrar ediyorum, hayır. Eve para girebilmesi adına hem kendimizi hem de çalıştığımız insanları tehlikenin içine atıyoruz.
Durum buyken çalıştığınız, bağlı olduğunuz firmaların da bu durumunuzu görüp en azından 'insani' davranmasını bekliyorsunuz. Davranıyorlar mı? Yine, hayır. Şantiye bitti. Teslim zamanı geldi. Bağlı olduğumuz firmadan bir mail geldi. "Gidip kontrol yapalım, videolar, fotoğraflar çekip markaya gönderelim, çünkü markanın Türkiye'deki sorumlusu teslime gelmeyecek”. Tehlikeli olduğunu düşündükleri için çalışanlarını şantiyeye yollamıyorlar. Siz gidin oradan görüntülü arayın dediler...
Bir yandan sermaye, bir yandan kazanılacak milyonlar, bir yanda ölüm-hastalık korkusu... Alın size güzel bir harman.
İstanbul'dan Bir Beyaz Yakalı