İnsanlık tarihini anlatmak çok zor olmasa gerek. Ama insanlık tarihinde en zor anlatılabilen kısım, tarihsel gelişme yasalarının işleyişi çerçevesinde kavranmasının zorluğundan kaynaklı, "insanı insanla insansızlaştırmak" kısmıdır. Yani köleleştirme... Bunu yaparken burjuvazi her çağda farklı yol ve yöntemler kullanmıştır. Kapitalizm bir ülkede nasıl yerleştirilir, uluslararası tekellerin yerli işbirlikçileri kimlerdir ve bu süreci nasıl yönetmişlerdir. Bu ekonomik sürecin siyasal karşılığı neler olmuştur, sorusunun cevabını sanırım dünyada en iyi Marx verebilmiştir. Üzerinde yaşadığımız topraklarda ise onun penceresinden bakarak yazdığı "Türkiye Tekelci Kapitalizmi ve Yapısal Bunalımın Nedenleri" adlı kitapla Taylan Işık, bunu yapmaya çalışıyor..
Anlatılan yabancı sermayenin bizzat yeni kurulan TC devleti eliyle nasıl ülkeye getirildiği, pazarının sağlandığı, toplumsal tepkilerin nasıl baskı altına alındığı, bir burjuva sınıfın geliştirilmesi için devlet kaynaklarının nasıl kullanıldığı, aslında emperyalizme karşı ulusal bir kurtuluş savaşı verilmediği, bunun sadece Türk burjuvazisinin emperyalizmle kendi istediği koşullarda masaya oturma savaşı olduğudur.
Bir yandan devlet desteği ile sermaye biriktiren yerli burjuvazi bir yandan biriktirilen sermayeyi global şirketlerin ittifakı olan yerli sermaye sahipleriyle işbirliği yaparak işçi emekçi ve yoksul köylülerin zaten zor olan hayatlarını zehir etmenin türlü versiyonlarını yaratma çabası içinde olmaya devam etmiştir. Bunun için de burjuvazi, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın ilk partisi CHP hükümetleri eliyle işçi, köylü ve emekçilerin sömürülmesinin ve örgütlenmesinin engellenmesi için izin verdikleri sol-sosyalist partilerin kapatılmasını sağlamıştır. Grev hakkı olmayan içi boş sendikaların kurulmasına izin vermiştir. Yine işçi köylü ve emekçileri türlü politik manevralarla sömürerek büyüyen Türk burjuvazisi ecnebi vatandaşların mallarına el koyarak servetine servet katmaya devam etmiştir
Tekelci burjuvazi sermayesini arttırmak için bulundukları ülkelerdeki siyasi partileri, bankaları toprak ağaları, politikacıları ve kurulmasını sağladıkları sendikaları kullanmaktadır. Bunun için çok partili zamana kadar kendini halkın partisi olarak lanse eden CHP kurucuları, bürokratları, mebusları ile savaş ganimetlerinden elde ettikleri servetleri ile yerli burjuvazi içinde "önemli" köşe başlarını tutmuşlardır. Ele geçirdikleri sermayeyi korumak ve arttırmak için iktidarda olmanın tüm olanaklarını (vergi, topraksızlaştırma, zorunlu çalıştırma, ecnebi mallarına el koyma vb) kullanmışlardır. Çok partili hayata geçişle birlikte tüm partiler burjuvaziye hizmette sınır tanımamışladır. Marx, bunu şöyle açıklamıştır: "Bundan şu sonuç çıkar ki, sermaye birikimi oranında aldığı ücret ister yüksek ister düşük olsun, emekçinin yazgısı daha da beter olacaktır. Bu yüzden bir kutupta servet birikimi, diğer kutupta yani kendi emeğinin ürünü sermaye şeklinde üreten sınıfın tarafında sefaletin, yorgunluk ve bezginliğin, bilisizliğin, zalimliğin akli yozlaşmanın birikimi ile aynı anda olur." (Kapital, Cilt 1, Sf. 663)
Tekelci burjuvazi yaşadığı bütün bunalımların faturasını emekçilere işçilere yani yoksul halka ödettirmek için iktidara gelmesini finanse ettiği partileri, kendi amaçları doğrultusunda hareket ettirdiler; orduyu, polisi, sendikaları, sivil faşistleri de bunun için kullandılar...
Kitap, 1920-1924 yılları arasında Türkiye ve Kürdistan'da burjuvazinin nasıl ve kimler eliyle geliştirildiğini,, sonrasinda her türlü baskı, zulüm ve darbeler ile gelişerek işbirlikçi tekelci kapitalist düzeyine geldiğini ve '60'lı yılların ikinci yarısından itibaren egemen hale gelen tekelci kapitalizmin yapısal bunalımının nedenlerini anlaşılır, sade bir dille anlatmaktadır.
Türkiye Tekelci Kapitalizminin Bunalımını, Nedenlerini, Tarihsel Gelişim Sürecini ve ülkenin içinde bulunduğu durumu ekonomik, sosyal ve siyasal boyutlarıyla ele alan Taylan Işık'ın kitabı iktisat ve siyaset bilimi alanında eğitim veren fakültelerde ders kitabı olarak okutulabilecek yetkinliktedir. Ayrıca ekonomi ve siyasal tarih konusunda araştırma yapanlara çok önemli bir kaynak kitap niteliğindedir. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan 1994 yılına kadar geçen süreçte yaşananları tüm çıplaklığıyla yazar bu kitapta açıklamıştır. Bilgi hazinenize katkı olması temennisiyle...
H. Çolakoğulları
Emekli Gelir Uzmanı