< İşçiler Örgütlenme Sorunlarını ve Çözümlerini Tartışacak...

İşçi Konseyleri Girişimi ve İşçi Meclisleri, sermaye sınıfı ve patronların işçi sınıfına yönelik saldırılarına karşı nasıl daha iyi örgütlenebileceklerini tartışmak ve birlikte çözümler üretebilmek amacıyla forumda buluşma çağrısı yaptı.

İSTANBUL - Tarihin her döneminde, işçi ve emekçiler patronların sömürüsüne karşı mücadele veriyor. İşçi sınıfının nihai kurtuluşu ise örgütlenmekten geçiyor.

İşçi Konseyleri Girişimi ve İşçi Meclisleri, her geçen gün artarak sürmekte olan sermaye sınıfının emekçilere yönelik saldırıları karşısında nasıl daha güçlü örgütlenmeler yaratabileceklerini tartışmak ve birlikte çözümler üretebilmek için işçilere forumda buluşma çağrısı yaptı. İşçi Konseyleri Girişimi ve İşçi Meclisleri, her sektörden işçinin foruma katılarak sorunlarını aktarması, örgütlenme deneyimlerini ve çözüm önerilerini paylaşabilmek üzere 25 Mart 2018 Pazar günü Şişli'de Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde yapılacak forumda söz almaya çağırdı.

İşçi Konseyleri Girişimi ve İşçi Meclisleri tarafından yapılan çağrı şöyle:

İŞÇİLER ÖRGÜTLENME SORUNLARINI ÇÖZÜMLERİYLE BİRLİKTE TARTIŞIYOR

Patronlar, tarihin her döneminde kendi iktidarlarını korumak için, baskının en ağır haliyle ilk elden işçi sınıfının örgütlü gücünü hedef almıştır. Bugüne geldiğimizde patronlar ve işçi sınıfı arasındaki mücadele farklı biçimlerde devam etmektedir. Örgütlenme zorunluluğunun yemek-içmek gibi en doğal ve zorunlu olma hali, bu temel kavganın mayasında saklıdır.

Bugün yaşadığımız coğrafyada, patronlar sınıfının en iyi muhafızlığını yapan mevcut iktidarın cisimleşmiş saldırılarıyla yüz yüzeyiz. Hükümet Kanun Hükmünde Kararnamelerle yargı, mahkeme, polis zoruyla, özelleştirmenin cisimleşmiş hali olan taşeronluğun özel ve kamusal çalışma alanında sırtını sağlamlaştırarak, kıdem tazminatı, kamuda iş güvencesi (657 sayılı yasa) gibi kazanılmış haklara, topyekun olarak işçi sınıfına cepheden saldırmaktadır.

Savaş gerekçesi işçi sınıfının tüm demokratik ve ekonomik haklarına saldırı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu gün “zeytin dalı" olarak başlattıkları Afrin operasyonu işçi ve emekçilerin geleceklerini karartacak sıkıntıya, patronların karlarını artırmak, ceplerini doldurmak için fırsata dönüşmektedir. Düşük ücret politikaları, uzun mesai saatleri, kötü çalışma koşulları savaş bahanesiyle işçilere dayatılmaktadır. Yine savaş bahanesiyle işçi sınıfının tüm demokratik savunma biçimleri yasaklanabilmektedir. Hatta daha ileri gidilmiş Afrin de yürütülen savaşa , Polatlı’da ORS Rulman fabrika patronu istedikleri sayıda işçiyi gönderme hakkını kendinde bulmuş, basına beyanatlar vermiştir.

İşçi sınıfına yönelik en büyük saldırı, işçilerin örgütlü hayatlarına yönelik saldırıdır. Örgütsüzlük işçi sınıfını tepkisiz yığınlar haline getirmekte yada bedeli ağır çözümden uzak bireysel tepkilere yöneltmektedir. Son zamanlarda basına da yansıyan kendini yakma eylem biçimlerinin özünde örgütsüzlüğün yarattığı çaresizlik yatmaktadır. İşçinin kini çaresizliğe dönüşmekte, bu çaresizliğin en ağır bedelini yine kendi ödemekte, patronların çarkı ise dönmeye devam etmektedir.

Tüm bu saldırılar tek bir sınıf adına yapılmaktadır. Patronlar sınıfı... Sermaye sahipleri... Dünyanın tüm zenginliğini, mülkünü, üretim araçlarını elinde tutan bir avuç sömürücü olan patronlar sınıfı şunu iyi bilmektedir ki, işçi sınıfının örgütlü gücü karşısında kurdukları sömürü çarkı yerle bir olacaktır. İşçi sınıfının tarihte belirleyeceği rol yine kendi ellerindedir. İşçiler , çalışma alanlarında, sendikalarda, bulundukları her alanda kendi mücadelelerine özgün komitelerle öz örgütlenmeler yarattıklarında başta patronlar olmak üzere kendinsinin karşısında duracak tüm engelleri yıkma gücüne sahiptir.

OHAL süreci ve kısa bir süre sonrasında savaş süreciyle işçi sınıfına yönelik saldırılar yeniden dizayn edilerek derinleşirken, yaşanan saldırılar karşısında işçi sınıfı mücadele deneyimleriyle bu dönemin tarih sahnesinde yerini almıştır. TTK özeleştirilmesine karşı üç bine yakın maden işçisi kendi örgütlü gücüne dayanarak, kendilerini madenlere kapatmış ve özelleştirmenin önüne geçmişlerdir. Aynı şekilde Metal işçileri 2014 ve 2015 Metal mücadelelerinin birikimiyle yarattıkları mücadele kıvılcımı, MESS’in üç yıllık sözleşme dayatmasını rafa kaldırmıştır.

İşçi Meclisleri ve İşçi Konseyleri Girişimi olarak bu gerçeğin referansıyla örgütlenme imkan ve olanaklarımızı sınıf mücadelesinde harmanlamayarak, çıktığımız bu yolda topyekün saldırı karşısında topyekün örgütlü mücadeleyi örmek için birlikteyiz. İşçi sınıfı mücadelesini yükseltmek, örgütsüz işçi kitleleri arasında sınıf mücadelesinin ekseninde örgütlenmek için biraradayız. İşçi sınıfının güncel -siyasal ve politik meselelerinde örgütlü çözümler üretmek, en geniş alanda işçi kesimlerini kapsamak iddiasıyla bir aradayız. Birlikte olduğumuz tüm işçilerle deneyimlediğimiz her mücadelede yeniden öğrenerek, mücadele tarihimize yeni deneyimler, kazanımlar ekleme iradesiyle birlikteyiz.

İşçi Konseyleri Girişimi ve İşçi Meclisleri olarak tüm işçileri birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

Kavganın Halayına Birlikte Davetliyiz!

Yaşasın Sınıf Dayanışması! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!

İşçi Konseyleri Girişimi ve İşçi Meclisleri"

 

Foruma ilişkin bilgiler için: https://www.facebook.com/events/737060643154692/?ti=cl