Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı'yla yapılan görüşmeler ve sürece ilişkin olarak Mülkiyeliler Birliği'nde basın toplantısı düzenledi. "Asgari ücret düzeninin bitmesi ve insanca bir yaşam için bize söz değil, yasa lazım" diye belirtti.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyeleri Taban Maaş Hakkı başta olmak üzere, taleplerinin karşılanması için 26 Mayıs'ta Ankara'ya Milli Eğitim Bakanlığı önünde yaptıkları basın açıklamasının ardından TBMM önündeki Mili Egemenlik Parkı'nda başladıkları Eğitim Nöbeti'nin 33. gününde.
Bir kaç gün önce Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in otelde 'eğitim paydaşları"na Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Uygulama Otel'inde verdiği yemeğe çağrlmayan öğretmenler nöbeti otel önüne taşıyarak bakanla görüşmeye kadar beklemişlerdi. Gece yarısı Bakan Tekin ile görüşen öğretmenler dün ise Bakan Yardımcısı Kemal Şamlıoğlu ile de bir görüşme gerçekleştirdi.
Öğretmen Sendikası talepleri ve yaşanan süreç üzerine bugün Mülkiyeliler Birliği'nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Sendika Hukuk Sekreteri Umut Erkut, okudu.
Özel öğretim kurumlarında çalışan yüz binlerce emekçinin Milli Eğitim Bakanlığından öğretmenliğin itibarı ve güvenceli koşullar için bir hamle beklemekte olduğunu belirterek "Bu hamle asla 'Biz süreci takip ediyoruz, patronları uyardık' şeklinde belirsiz, gözlemi zor, yaptırımı olmayan adımlar değildir. Asgari ücret düzeninin bitmesi ve insanca çalışma koşulları için bize söz değil yasa lazım!" dedi.
"Mesleğin İtibarını Emeğin Onurunu Gözeten Bir Eylem Yürütüyoruz"
Taban maaş talebinin özel öğretim kurumlarında çalışan yüz binlerce öğretmeni ilgilendirdiğini belirten Erkut; "Bu anlamı ile talebimiz sendikanın ayağa diktiği, görünür kıldığı haysiyet mücadelesinin özlü ifadesidir. Sendikamız, bu talebi kendi sınırlarında görmüyor. Taban maaş talebi başta tüm öğretmenler olmak üzere, toplumun geniş kesimleri, eğitim sendikaları, meslek odaları ve emekçiler tarafından desteklenmektedir. Bu doğal sonuca canhıraş bir mücadele sonucu ulaştık. Haklıyız! Haklı bir dava yürütüyoruz. Öğretmenler asgari ücret düzenine mahkum edilemez ediyoruz. Mesleğin itibarını ve emeğin onurunu gözeten bu yaklaşım bir hakikat olarak söze ve eyleme dönüşmüştür" dedi.
"Sendikamız Tüm Eğitim Paydaşlarının Çıkarlarını Gözetiyor"
.Arkalarına, geldiğikleri şehirlere ve çalıştıkları iş yerlerine baktıklarında eylemde olmanın gururunu ve onurunu yaşadıklarını vurgulayan Erkut, "Sendikamız üyeleri itibari ile de gençtir.
Sendikamız bu gençliğin güzel ve yürekli yanlarını taşımaktadır. Sendikamız aynı zamanda olgun bir sendikadır. Faaliyet yürüttüğü alanla ilgili tespite varan görüşleri vardır ve bu görüşler gün geçtikçe doğrulanmaktadır. Sendikamız sorumluluk duygusu yüksek bir sendikadır. Ne kadar özel de olsa bu eğitim alanının kamusal bir alan olduğunu bilmekte ve eğitimin tüm paydaşlarının eğitim odaklı çıkarlarını öne çıkarmaktadır. Sendikamız sadece eylem yapmayan, taleplerini kampanyalar ve bir dizi bilgilendirme çalışmaları ile ilgili herkese götüren bir sendikadır. Sendikamız gerek özlük hakları konusunda patronlar, kurum idarecileri, bakanlık yetkilileri ile gerek iş kolu sorunu konusunda Çalışma Bakanlığı ve iş kolundaki sendikalar ile muhataplık geliştirmek isteyen, karşılık bulduğu zamanlarda ise görüşmeler gerçekleştirmiş bir sendikadır." dedi.
"Yüz Binlerce Öğretmene Verilen Söz Tutulmadı"
Erkut, 13 bin üyeye sahip bir sendika olduklarını da hatırlatarak eğitim nöbetine başlama sürceni aktardı:
"29 Ocak tarihinde Meclis önünde yaptığımız eylem sonucunda taban maaş talebimiz ile ilgili Sayın Yusuf Tekin ile bir görüşme gerçekleştirdik. Başta Sayın Yusuf Tekin olmak üzere bakanlığın yetkili ağızları bizlere, taban ücret uygulaması ile ilgili bir çalışmanın içinde olduklarını ifade etti. Söz konusu çalışma ÖMK ile ilgili yapılacak değişikliğin içinde yer alacak ve öğretmenlik özel ve kamu fark etmeksizin bir statüde eşitlenecek denildi. Tarih olarak ise Nisan ayı işaret edildi. Bu düzenleme Maliye Bakanlığının kabul etmesi gereken formüllere dayanıyordu.
Bu düzenleme hayata geçmedi. Yüz binlerce öğretmene verilen söz tutulmadı. Bunun üzerine 26 Mayıs'ta Ankara'ya gelindi. Eğitim nöbeti başladı ve bazı demokratik eylemlerimize polis müdahalesi gerçekleşti. Devamında patron derneklerinin temsilcileri ile uzun bir süredir olması için çaba gösterdiğimiz görüşmeler gerçekleşti. Bu görüşmelerde patron dernekleri taban ücret uygulamasına karşı olmadıklarını fakat kamu ile özel arasındaki brüt farkının fazla olduğunu, kendilerinin de maliyette eşitlik istediğini ifade ettiler. Kendilerinden çözüm noktasında önerilerini istedik. Çözüm odaklı davrandığımızı, talebimizin hayata geçmesi noktasında bazı eşikleri atlaması gerektiğini düşünerek ve dönemin de bazı gerçeklerini hesaba katarak talepte esnedik. Asgari ücretle öğretmen çalıştırmanın önüne geçecek bir yasal düzenlemenin şart olduğunu ifade ettik.
Bakanlık yetkilileri ve milli eğitim komisyonu üyesi milletvekilleri yaptığımız görüşmelerde taban ücret uygulamasının hukuki sınırlar açısından ÖMK'ye dahil edilemeyeceğini ama 5580 sayılı özel öğretim kurumları kanununa dahil edilebileceğini ifade ettiler. Sorunun çözümü noktasında yasal bir düzenlemeyi işaret ettiği için buna da olur yanıtını verdik. Çağrılmadığımız yerlerde olma isteğimiz ve görüşme çabamız sorunlarımızın çözümü için ne kadar istekli, samimi olduğumuzun karşılığıdır."
"Taleplerimizin Muğlaklığa Mahkum Edilmesini Kabul Etmiyoruz"
En önemli taleplerinin taban maaş olduğunun vurgulayan Erkut, "Taban maaş önemli. Çünkü mayıs ya da haziran aylarında bir sonraki dönem için bize sunulan teklif üzerinde herhangi bir pazarlık ve itiraz hakkımız bulunmuyor. Dayatılan ücreti kabul etmediğimizde bu istifa etmemiz anlamına geliyor. İstifa ettiğimizde geriye dönük biriken haklarımızı kaybediyoruz. Taban maaş uygulamasının olmaması tam anlamı ile kölelik ilişkisi yaratıyor. Mayıs ya da haziran aylarında kabul edilmek zorunda olunan aylık ücret yeni eğitim-öğretim döneminin başında, Ekim ayında öğretmenin hesabına yatıyor. Bu, mevcut enflasyon koşullarında anlaşılan ücretin daha da geriye gitmesi, erimesi demek. Asgari ücret üzerinde yıl içinde yapılan değişiklikleri de düşündüğümüzde öğretmenin aldığı maaşın asgari seviyesine ya da onun altına indiğini görüyoruz. Bu bir döngü.
Bu duruma son verecek olan yine taban maaş uygulamasıdır 10-Çarşamba günü Sayın Kemal Şamlıoğlu ile yaptığımız görüşmede kendisi sendikamıza özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin sorunlarını Bakanlığın çözülmesi gereken temel sorunlardan biri olarak gördüğünü açıklamıştır. Fakat taban maaşa dair bir düzenlemenin ne şekilde yapılacağı ve ne zaman yapılacağı konusunda herhangi bir bilgi vermemiştir. Maalesef görüşme iki gün önce Sayın Tekin ile yaptığımız görüşmedeki ilerlemenin gerisi düşmüştür. Çözüm odaklı, gerçekçi ve koşulları gözeten taleplerimizin yeninden bir muğlaklığa mahkum edilmesi bizler için kabul edilebilir değildir" dedi.
"Öretmenlerin Koşullarını Düzeltecek Şey Yasadır"
Özel öğretim kurumlarında çalışan yüz binlerce emekçi Milli Eğitim Bakanlığından öğretmenliğin itibarı ve güvenceli koşullar için bir hamle beklemekte olduğunu kamuoyuna bir kez duyuran Erkut, "Bu hamle asla biz süreci takip ediyoruz, patronları uyardık şeklinde belirsiz, gözlemi zor, yaptırımı olmayan adımlar değildir. Öğretmenlerin koşullarını değiştirecek, öğretmenleri güvende hissettirecek şey apaçık ortadadır. Asgari ücret düzenini bitmesi ve insanca çalışma koşulları için bize Söz değil yasa lazım!" dedi.