SES Bakırköy Şubesi üyeleri 1 Mayıs nedeniyle 5 Mayıs'ta gözaltına  alınan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan, işyeri temsilcisi Serdar Oğuz'un tekrardan işyerinde gözaltına alınarak tutuklanması ve Marmara Zindanı'na gönderilmesine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

SES Bakırköy Şubesi üyeleri 1 Mayıs nedeniyle 5 Mayıs'ta gözaltına alınan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan, işyeri temsilcisi Serdar Oğuz'un tekrardan işyerinde gözaltına alınarak tutuklanması ve Marmara Zindanı'na gönderilmesine ilişkin Bakırköy'de bulunan şube binasında basın toplantısı düzenledi.

"Taksim Onurdur Yargılanamaz Tutuklanamaz" yazılı pankart açılan basın toplantısına Şube Eşbaşkanları Nezahat Altınsoy Özen, Fikret Bulut, Örgütleme ve Eğitim Sekreteri Çiğdem Yıldırım ve şube üyeleri katıldı.

Basın açıklamasını okuyan Nezahat Altınsoy Özen 2024 1 Mayıs’ında ülkeyi yönetenlerin Anayasa’yı, yasaları ve mahkeme kararlarını bir kez daha ayaklar altına aldıklarını belirterek "İktidar olmanın 'kudretine' sığınarak suç işlediler!" dedi.

İktidarın her türlü hukuk dışı yasağa, engele, tüm şehrin bir açık hava hapishanesine çevrilmesine ve tehditlere aldırış etmeden yasal, anayasal haklarını kullanarak 1 Mayıs’ı meydanlarda kutlamaya çalışan işçileri, emekçileri, halkı suçlu göstermeye çalışarak, hukuku ve Anayasa’yı hiçe sayarak suç işlemeye devam etmekte ve gece yarısı operasyonlarıyla tüm Türkiye’ye gözdağı vermekte olduğunu ifade eden Özen, 1 Mayıs kutlamanın ardından gözaltına alınan ve serbest bırakılan SES İşyeri temsilcimiz Serdar Oğuz yeniden gözaltına alınıp tutuklanmıştır. 5 Mayıs günü gözaltına alınan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan, tekrardan işyerinde gözaltına alınarak Marmara Cezaevine gönderilmiştir. İşyeri temsilcimize yapılan bu hukuksuzluğa, keyfi tutuklamalara karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi buradan ilan ediyoruz" dedi.

İşçi ve emekçileri yıl boyu sömüren, iş cinayetlerine kurban gitmelerine seyirci kalan, emeklilere açlık ücretinin yarısını reva gören iktidarın; sıra işçi emekçi bayramına geldiğinde de, biber gazını, copu, tazyikli suyu, yani faşizmini gösterdiğini söyleyen Özen "Şimdi sıra bu faşizme karşı daha güçlenme ve yan yana gelme zamanı" dedi.

İktidarın 1 Mayıs’ı yasaklama ısrarı ve ardından yürüttükleri gözaltı operasyonlarının amacı gerçek suçluyu gizlemek ve Anayasal düzene karşı ciddi bir suçu örtbas etmeye çalıştığını, bizzat kendi iktidarlarının yarattığı açlığı, yoksulluğu, güvencesizliği gizlemek için bizleri ablukaya almak istediğini ifade eden Özen, "İster yasaklayın ister tüm sokaklara Tomalarınızla, polis gücünüzle barikat kurun, isterse hepimizi cezaevlerine doldurun toplumsal, tarihsel ve hukuki hakikati değiştiremezsiniz. Taksim 1 Mayıs alanıdır ve olmaya devam edecektir" dedi.

Taksim için mücadele etmenin demokratik bir hak ve meşru olduğunu vurgulayan Özen, İstanbul'da 1 Mayıs günü işlenen bir suçtan bahsedilecekse eğer bu başta Anayasa’yı, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını hiçe saymak, demokratik hakkın kullanımını zor kullanarak engellemek ve hukuk tanımaz keyfi operasyonlar yapmaktır. Ülkemizi sömürü cehennemine çeviren bu iktidarın, emekçilere saldırarak yoksulluğa karşı ortak mücadelemizi atalete uğratmasına izin vermeyeceğiz" dedi.

Her alanda ortak mücadeleyi inadına yükselteceklerini söyleyen Öze. "1 Mayıs gerekçesiyle yapılan gözaltı işlemlerinin hiçbir meşruiyeti yoktur. Gözaltına alınan herkes ve işyeri temsilcimiz Serdar Oğuz hemen, derhal serbest bırakılmalıdır. Taksim Onurdur, Yargılanamaz, Tutuklanamaz" diyerek sözlerini tamamladı.