Mücadeleci işçi sendikaları, 9 Mart sabahı işkenceyle gözaltına alınan Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı'nın serbest bırakılması için Kadıköy Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı'nın 9 Mart sabahı evine yapılan polis baskınında işkenceyle gözaltına alınmasına tepki gösteren 13 mücadeleci işçi sendikası Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya geldi. Kanber Saygılı'nın gözaltına alınmasının sınıf mücadelesi veren sendikalara yönelik gözdağı olduğu ifade edilerek Saygılı'nın derhal serbest bırakılması istendi.
Sendikalar Saldırıya Karşı Sokağa Çıktı
Basın-İş, Enerji-Sen, Dev Turizm-İş Marmara Şubesi, Dev Yapı-İş, Dev Tekstil, DGD-Sen, Emekliler Sendikası, İnşaat-İş, Limter-İş, Kataş-Sen, Sinesen, Sosyal-İş, TOMİS'in çağrısıyla yapılan eylemde İşçi Sağlığı Ve İş Güvenliği Meclisi, DK-DER'in de aralarında bulunduğu demokratik kitle örgütleri katıldı.
Eylemde "Kanber Saygılı Yalnız Değildir, Serbest Bırakılsın" yazılı pankart açılarak "Kanber Saygılı Yalnız Değildir", "Kanber Saygılı Serbest Bırakılsın", "Çalışırken Ölmek İstemiyoruz" "İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek", "Baskılar Gözaltılar Bizi Yıldırama", "Yaşasın Sınıf Dayanışması", "direne direne kazanacağız" sloganlarının atıldı.
"Bir Adım Dahi Geri Atmayacağız"
Eylemde ilk olarak Limter-İş Genel Sekreteri Hakkı Demiral söz aldı. Üç gün boyunca Çiçek Tersanesi'nde direnişte olduklarını ve 8 Mart Cuma günü direnişi kazanımla sonuçlandırdıklarını aktaran Demiral, "Kanber başkan onlarca polisin karşısındaydı. Eğer bir sebeple ifade vermesi gerekiyorsa söyleyebilirlerdi. Fakat ifadeye çağırmak yerine sabah özel harekat polisi evini bastı, ona ve ailesine işkence uyguladı. Bu, sınıf mücadelesi yürütenlere gözdağıdır. Biz mücadelmizden bir adım dahi geri atmayacağız" diyerek gözaltıların verdikleri mücadeledeyi engelleyemeyeceğini vurguladı.
Dayanışmaya İçin Adliyeye Çağrı
Limter-İş Sendikası'nın avukatı Önder Özgür ise sürecin son derece hukuksuz olduğunu, dosyada gizlilik kararı bulunduğu için suçlamayı öğrenemediklerini belirtti. Özgür, "Yarın tüm emek dostlarını Kanber Saygılı'yla dayanışmak için 09.00'da İstanbul Adliyesine çağırıyorum" dedi.
"Gözdağı Amaçlı İşkence Ve Gözaltılarınız Mücadeleci Sendikacılar da İşe Yaramaz"
Basın açıklamasını okuyan DGD-SEN Genel Başkanı Neslihan Acar, 9 Mart sabahı evine yapılan baskınla gözaltına alınan DİSK/Limter-İş sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı'nın işkenceye maruz kalark ve bacağından yaralandığını belirterek "İşkence bir insanlık suçudur ve işkenceyle egemenler gözdağı vermek, hem işkence uyguladığı kişilere hem de tüm kesimlere mesaj vermeye çalışmaktadırlar. Kanber Saygılı’ya uygulanan işkence de, gözaltı da bu amacı taşımaktadır. Ancak yıllardır denenmekte olan bu yöntemlerin işe yaramadığını, biz işçi sınıfının içinde mücadeleci sendikacılığı hayata geçirenler olarak buradan bir kez daha göstermekteyiz" dedi.
"Asıl Gözaltı Gerekçesi Sendikanın Yürüttüğü Mücadeledir"
Kanber Saygılı’nın gözaltına alınmasına ilişkin ne gerekçe gösterilirse gösterilsin asıl gerekçenin Kanber Saygılı’nın ve DİSK/Limter-İş sendikasının yıllardır emekle ve sabırla başta Tuzla Tersaneler bölgesi olmak üzere yurdun dört bir yanında sürdürdüğü mücadele olduğunu ifade eden Acar, bu mücadelenin hem işçilerin insanca yaşayacak ücret ve güvenceli çalışma koşullarına kavuşması mücadelesi, hem de iş cinayetlerine karşı “Artık yeter! Çalışırken ölmek istemiyoruz!” diyerek yürüttüğü mücadele olduğunu vurguladı.
"Saygılı İş Cinayetlerine Dur Demek İçin Mücadele Ediyordu, Devam Edecek"
İSİG Meclisi’nin açıkladığı rapora göre daha Şubat ayında en az 144 işçi kardeşimiz iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğine değinen Acar "İş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçi arkadaşlarımız en çok tersanelerde, gemilerde, inşaatlarda ve madenlerde bu duruma maruz kalıyorlar. Çünkü sömürünün sınırsızlaştığı, en temel İSİG önlemlerinin dahi alınmadığı iş kolları üzerinden patronlar bu yöntemle yani maliyeti kısarak kar elde ediyorlar. Yani patronlar bizleri yalnızca bir maliyet kalemi olarak görüyorlar. Ancak Kanber Saygılı bu gidişata dur demek için mücadele ediyordu ve mücadele etmeye devam edecek" dedi.
"Saygılı Üstüne Oynanan Oyunu Sınıf Dayanışmasıyla Bozacağız"
"Devletin bu mücadeleyi gözaltılarla sona erdirmek istemeaibdeki tek amacın ise patronların sömürüden kar etmesine, istediği gibi at oynatmasına göz yummayan işçi önderlerinin, sendikacıların ve sendikaların susturulmasıdır" diyen Acar, geçtiğimiz günlerde inşaat işkolunda, mücadele ettiği için İnşaat-İş sendikasının yöneticilerinin ev hapsiyle cezalandırılmak istendiğini hatırlatarak "O cezayı sınıf dayanışmasıyla geçersiz hale getirdik, Kanber Saygılı üstünde oynan oyunları da yine sınıf dayanışmasıyla geçersiz hale getireceğiz" dedi.
"İşçiler Hak Aradığında Sokaklar Yasaklanıyor"
Son yıllarda işçiler nerede bir hak arama eylemine girişse, nerede en temel hakları olan sendikalı olma hakkını kullansa ya yargı yoluyla ya da polis ve jandarma copuyla bastırılmaya çalışıldığını, Valilik ya da kaymakamlık kararlarıyla işçilerin belli sokakları kullanması yasaklandığını söyleyen Acar, Migros Depo direnişlerinde, EnerjiSa Sabancı direnişlerinde, İstanbul Finans Merkezi şantiyesi direnişlerinde, Özak Tekstil direnişlerini hatırlattı.
"İşçilerin Siyaset Yapması Hak Ve Meşrudur"
Sendikacılığın, sendikal örgütlenmenin, işçilerin hak ve özgürlük mücadelesini yürütmenin suç olmadığını, bunca yoksulluğun ve güvencesizliğin yaşandığı günümüz koşullarında en temel hak olduğunu vurgulayarak "Kanber Saygılı bu bilinç ve hakla hareket etmiş, yıllardır gecesini gündüzüne katarak işçiler için, işçilerle birlikte mücadele etmiştir. İşçilerin en genel çıkarları doğrultusunda siyaset de yapmıştır, yapacaktır. Siyaseti sadece zenginlere, patronlara, yandaşlara hak gören, işçiye yalnızca sınırlı bir seçmenlik hakkı tanıyan bu düzen karşısında işçilerin siyaset yapması da haktır, meşrudur" dedi.
Acar sözlerini "Eylemin çağrısını yapan 13 sendika başta olmak üzere, işçilerin hak ve özgürlükleri için mücadele eden herkesin Kanber Saygılı’nın yanında olduğunu beyan ediyoruz ve bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söylüyoruz. Kanber Saygılı yalnız değildir" diyerek tamamladı.
Videoyu İzlemek İçin Tıklayınız.