Ocak ayında en az 158 işçinin hayatını kaybettiğini söyleyen İSİG Meclisi, Ocak ayı iş cinayetleri raporunu açıkladı.
Raporun başlangıcında 6 Şubat 2023 günü 04.17’de Pazarcık’ta 7,7 ve 13.24’te Elbistan’da 7,6 büyüklüğünde on bir şehri (Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Şanlıurfa, Kilis ve Elazığ) etkileyen iki depremde hayatını kaybeden onbinlerce insanımız saygıyla anıldı ve başsağlığı dilendi. “Unutmadık, unutturmayacağız, yeni bir yaşamı hep birlikte kuracağız...” denildi.
Ocak ayında en az 158, her gün “en az” 5 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği söylenen rapora göre:
İnşaat, Yol işkolunda 45 işçi,
Taşımacılık işkolunda 22 işçi,
Tarım, Orman işkolunda 16 emekçi (10 işçi ve 6 çiftçi),
Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 11 işçi,
Metal işkolunda 9 işçi,
Konaklama, Eğlence işkolunda 9 işçi,
Belediye, Genel İşler işkolunda 9 işçi,
Petro-Kimya, Lastik işkolunda 6 işçi,
Madencilik işkolunda 5 işçi,
Ağaç, Kağıt işkolunda 5 işçi,
Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 5 işçi,
Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 4 işçi,
Gıda, Şeker işkolunda 2 işçi,
Tekstil, Deri işkolunda 2 işçi,
Enerji işkolunda 2 işçi,
Savunma, Güvenlik işkolunda 1 işçi,
Ve elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolu belirlenemeyen 5 işçi hayatını kaybetti.
•En çok ölüm inşaat işkolunda meydana geldi.
•Devletin yaptığı inşaatlarda daha çok iş güvenliği önlemi alındığı belirtiliyor. Oysa inşaatlarda kamu, büyük özel şirket ya da müteahhitlerin yaptığı iş fark etmiyor.
•Türk inşaat şirketlerinin yurtdışında yaptıkları işlerde de can kayıpları sürüyor.
•Şoförlerin ölümü ise trafik kazası olarak görülüyor. Oysa yoğun aşırı-fazla-yoğun çalıştırma, araçların bakımının yetersizliği ve yol sorunları birçok şoförün (tır, kamyon, servis minibüsü, taksi vd.) ölümüne yol açıyor.
•Ocak ayında en az 5 moto kurye arkadaşımızı çalışma koşulları nedeniyle kaybettik.
•Gemi işçisi beş arkadaşımızı kaybettik. Moto kuryeler gibi aynı şekilde gerek sendikal hareketin mücadelesi gerek “Deniz İşçileri Platformu” gibi ağların çalışmaları deniz işçilerinin hak mücadelesini ve ölümlerini de görünür kılıyor.
•Ocak ayındaki iş cinayetlerine sektörel açıdan bakarsak 59 sanayi sektörü işçisi,
45 inşaat sektörü işçisi,
38 hizmet sektörü işçisi ve
16 tarım sektörü işçisi hayatını kaybetti.
Ocak ayında 42 şehirde ve yurtdışında 7 ülkede iş cinayeti tespit edildi.
•Raporlarda toplu bir iş cinayeti olmadığı sürece en çok ölümün olduğu şehir İstanbul oluyor.
•İzmir ise ölümlerde her ay ilk sıralarda. Sanayi, hizmet sektörü ve ek olarak Aliağa bölgesi ve yine tarımsal üretimin yoğunluğu göze çarpıyor.
•Şanlıurfa ve Gaziantep havzası ise emek yoğun üretime dayalı olması; tarım, inşaat, tekstil, metal sanayinin ağırlığı ve çocuk, kadın, göçmen gibi korunmasız emeğin ucuz işgücü olarak çalıştırılması sonucu ölümlerin yoğunlaştığı bir havza.
Ocak ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle:
14 yaş ve altı 3 çocuk işçi,
15-17 yaş arası 4 çocuk/genç işçi,
18-29 yaş arası 32 işçi,
30-49 yaş arası 62 işçi,
50-64 yaş arası 43 işçi,
65 yaş ve üstü 5 işçi,
yaşını bilmediğimiz 9 işçi hayatını kaybetti…
•Ocak ayında ilk dikkat çekilmesi gereken husus 18 yaş altında 7 çocuk işçinin hayatını kaybetmesidir. İkinci husus ise 18-29 yaş aralığında 32 işçiyi kaybetmemizdir. Yani bu ay her dört iş cinayetinin birisinde genç ya da çocuk işçiler hayatlarını kaybetti.
•Bir yandan emekli olamama, EYT ve emeklilikte adalet tartışmaları yapılırken, diğer yandan 50 yaş ve üzeri yaş grubunda iş cinayetlerinde ölenlerin oranı, neredeyse üçte bir düzeyindedir. Bu yaş grubu emeklilik hakkını alabilse de çalışmaya devam etmekte ve bu güvencesizlik kıskacı altında olmaktadır.
•Çocuk işçi ölümleri her ay farklı işkollarında meydana gelmektedir. Ocak ayında; 17 yaşında olan iki işçi Muhammed Şahin ve Türkmenistanlı Vefa’yı (soyadını öğrenemedik) metal işyerinin sahasında kaldıkları konteynerde çıkan yangında; 12 yaşındaki Miraz Terazi ve 14 yaşındaki Faruk Alkan’ı okulların tatil olmasıyla birlikte iş öğrenmek için aileleriyle birlikte çıktıkları uzun yol tır yolculuğunda; 15 yaşındaki Erol Can Yavuz ve 14 yaşındaki Arda Tonbul’u MESEM kapsamında çalıştıkları ağaç ve metal fabrikalarında; 17 yaşındaki Mehmet Ali Nar’ı ise moto kuryelik yaparken kaybettik.
•MESEM’i ise bu kadar ön plana çıkaran çocuk işçiliğini mesleki eğitim adıyla pazarlayarak “bir gün okulda dört gün işyerinde” diyerek “öğrenci” adıyla kitleselleştirmesi, eğitim ile sanayiyi içiçe geçirmesi (her işkoluna dönük MESEM faaliyetleri ve OSB’lerin içine taşınan meslek liseleri) ve böylece çocukların devlet eliyle ucuz işgücü olarak işgücü pazarına fırlatılmasıdır. Bu durum özellikle mevsimlik tarımda sıkça meydana gelen çocuk işçi ölümlerini şehir içine taşımakta ve görünür kılmaktadır. MESEM’li çocuklar 81 şehirde 922 ilçededir, her ailenin bir üyesidir ya da tanıdığımız bir çocuktur.
Ocak ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:
Ezilme, Göçük nedeniyle 28 işçi;
Trafik, Servis Kazası nedeniyle 27 işçi;
Yüksekten Düşme nedeniyle 25 işçi;
Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 23 işçi;
Patlama, Yanma nedeniyle 11 işçi;
Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 9 işçi;
İntihar nedeniyle 9 işçi;
Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 7 işçi;
Elektrik Çarpması nedeniyle 4 işçi;
Şiddet nedeniyle 3 işçi;
Kesilme, Kopma nedeniyle 1 işçi,
Covid-19 nedeniyle 1 işçi;
diğer nedenlerden dolayı 10 işçi hayatını kaybetti…
Ocak ayında iş cinayetleri nedenlerinde iki husus önemli. Birincisi, menenjit nedenli işçi ölümleri. İkincisi, işyerlerinde, şantiyelerde ve barınma alanlarında meydana gelen yangınlar…
Akkuyu Nükleer Santral İnşaatında menenjit nedenli işçi ölümleri yaşandı.
•11 Ocak’ta, 22 yaşındaki işçi Muhittin Oral menenjit tanısıyla tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Muhittin, Şırnak Güçlükonak Şıkeftêspî Köyü'nden çalışmaya gelmişti.
•14 Ocak’ta, hastanede tedavi gören 26 yaşındaki işçi Mustafa Avşar hayatını kaybetti. Mustafa, 2 yaşında bir kız çocuk babasıydı, 20 gün sonra da bir evladı olacaktı. Çalışmak için Şanlıurfa Harran’dan gelmişti.
Bu ölümler üzerine Akkuyu Nükleer A.Ş. yaptığı yazılı bir açıklamada “Sosyal medyadaki iddialar üzerine açıklama yapma gereği görüldüğünü, tüm önlemlerin alındığını ve denetimlerin yapıldığını” belirtti. Ancak daha evvelki açıklamalarımızda da değindiğimiz üzere, Akkuyu’da sayısı belirsiz iş cinayeti ve hak ihlali yaşanmaktadır. Son ölümlerde de durum bellidir. Önlemler alınmamış, menenjit salgını yaşanmış ve en az iki işçi hayatını kaybetmiştir.
Bu noktada “menenjit nedir ve alınması gereken önlemler nelerdir” kısaca değinelim.
Meningokok olarak da bilinen “Neisseria Meningitidis” adlı bakterinin neden olduğu hastalıklara meningokok hastalığı denir. N. Menejitidis, geniz, üst yutak mukozal yüzeylerinde yerleşir, solunum yoluyla ve tükürük gibi boğaz salgılarıyla (örneğin aynı kapalı ortamda yaşama) hastalardan veya asemptomatik (belirti göstermeyen) taşıyıcılardan diğer kişilere bulaşır. Hastalık sıradan temasla veya basit nefes alıp vermekle bakteri bulaşmaz, yakın ve uzun süreli temas gerekir. Hastanın ağız sekresyonlarıyla (tükürük ve damlacıklar) doğrudan teması olan oda arkadaşlarının enfeksiyona yakalanma riskleri daha yüksektir. Hastayla yakın teması olan kişilerin hasta olmalarını önlemek için koruyucu antibiyotik tedavisi verilir. Tipik olarak bakteriye maruziyetten sonra 3-7 gün içinde gelişir.
Tedavi edilmeyen hastalarda ölüm oranı %50’ye kadar çıkabilir. Tedavi edilen hastaların ise rutin olarak takip edilmesi gereklidir. Zira %10-20 kişide kalıcı beyin hasarı, sağırlık, başka sinir sistemi hasarları, böbrek hasarı, uzuv kayıpları gibi sakatlıklar oluşabilir.
İşyerlerinde hastalıktan korunmak için meningokok aşısı, izolasyon ve temas önlemleri büyük önem taşımaktadır. Akkuyu Nükleer Santralı’nda hastalığın yayılmasının önlenmesi için hem işyeri bazında hem de tüm temaslıları kapsayacak biçimde şehir bazında önlem alınmalı (memleketine gidenlerin temaslıları dahil), kamuoyu hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hem de Sağlık Bakanlığı tarafından eksiksiz olarak bilgilendirilmelidir.
13 yıldır iş cinayetlerinin kaydını tutan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, bugüne kadar onlarca işçinin de işyerlerinde çalışırken ya da barınırken ısınmak isteyen ve bu durumdan kaynaklı yanarak/zehirlenerek ölen işçiler olduğunu belirtiyor. Hatırlatalım, Esenyurt Marmara Park AVM inşaatında çadırda 11 işçinin yaşamını yitirmesi (11 Mart 2012), Ümraniye’de ise konteynerde 4 işçinin ölmesi (dar ve havasız konteynerde boğulma) gibi iş cinayetleri birbiri ardına gelmişti. Ocak ayında ise;
•15 Ocak’ta 23 yaşındaki Murat Çolak, 17 yaşındaki Muhammed Şahin ve 17 yaşındaki Türkmenistanlı Vefa isimli işçiler, İstanbul Sultanbeyli'de çalıştıkları çelik yapı malzemeleri üreten Tube Çelik Yapı Sanayi sahasında kaldıkları konteynerde soba kaynaklı çıkan yangında;
•6 Ocak’ta 40 yaşındaki işçi Serkan Yılmaz, İstanbul Çekmeköy’de çalıştığı metal işyerinde soba kaynaklı çıkan yangında;
•31 Ocak’ta 31 yaşındaki işçi Mehmet Arslan, Gaziantep Şahinbey’de inşaat şantiyesinde kaldığı konteynerde elektrikli ısıtıcıdan çıkan yangında;
•24 Ocak’ta 50 yaşındaki işçi Mehmet Sadık Beder, Kocaeli Körfez’de İlimtepe TOKİ konutları inşaatında kaldığı barakada çıkan yangında; hayatlarını kaybettiler…