Sanat Yönetmeni ve Tiyatro ve Drama Eğitmeni Kemal Oruç, 15 Kasım günü gelen dosya ile okuldaki görevine son verildiğini öğrendi.

“Acil ve Günlüdür” notuyla sözleşmeli olarak 10 yıldır çalıştığı özel okula gönderilen dosyada “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125-E/I maddesi gereğince ‘Devlet Memurluğundan Çıkarma’ cezası ile cezalandırılmasıyla görevlerine son verilmiştir” denilmişti ve bu kararla tüm okullarla ilişiğim kesilmiş oldu.

“Artık çocuklarımdan uzak alacağım ve onlarla oyunlar oynayamayacağım” diyen Kemal Oruç yayınladığı açıklamasında bir yıl önce kendine açılan soruşturmadan kaynaklı görevden uzaklaştırıldığını söylüyor ve soruşturma sırasında kendisine sorulan soruları ve cevaplarını sıralıyor:

“•İtalyan ajanı mısınız? (Sanırım okulumun yabancı dili İtalyanca olduğu için…)

  • Hıristiyanlık misyoneri misiniz? (Bunu nereden çıkardıklarını ben de anlamadım.)
  • Cumhuriyet gazetesi yazarı mısınız? (Değilim. Ama bu suç mu?)
  • Nuriye ve Semih için neden mahkemeye çağrı videosu çektiniz? (150 sanatçıyla birlikte)
  • Dersim’deki orman yangınını neden eleştirdiniz? (Bir gazetenin haber metnini paylaştım.)
  • Devlet büyüklerine hakaret ettiniz mi? Devleti bölmeye çalıştınız mı? (Tek başıma mı?)
  • Trabzon’da 15 yaşındaki Eren’in askerin çatışmada kalkan olarak kullanmasından dolayı öldürüldüğü gazete haberini neden paylaştınız? (Ailesinin basın metnini paylaştım.)
  • Okullarda drama semineri vermişsiniz. Bu seminerlerde ne anlattınız? (MEB resmen görevlendirmişti. Öğretmenlere uzmanı olduğum drama üzerine seminer verdim.)
  • Çalıştığınız okulda İtalyan ajanlığı yapılıyor mu? (10 yıl çalıştım, asla böyle bir şey görmedim/duymadım.)
  • Çalıştığınız okulda Hristiyanlık misyonerliği yapılıyor mu? (10 yıl çalıştım, asla böyle bir şey görmedim/duymadım.)”

Kemal Oruç açıklamasında “Adımın altında ‘tanık’ yazan bu soruşturma dosyası bize ulaşmadı. Bunun yerine, ‘Bakanlık Maarif Müfettişleri tarafından hakkınızda düzenlenen ilgili raporda terör örgütlerinin propagandasını yaptığınız belirtilmektedir’ yazan bir dosya geldi. Hangi terör örgütleri olduğunu söylemediler. Ben de henüz bilmiyorum. Sanırım onlar da bilmiyor. Yazılı savunmamda hakkımdaki suçlamayı kabul etmediğimi, sosyal medya hesaplarımda ve gerçek hayatta herhangi bir terör örgütünün propagandasını hiçbir şekilde yapmadığımı, yaptığım sosyal medya paylaşımlarının tamamen yasal paylaşımlar olduğunu ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını belirttim” diyor ve kendisini anlatmayı sürdürüyor:

“Ben;

  • Hiçbir maddi beklentisi olmadan, başta öğretmenler ve öğrenciler olmak üzere, bu ülkenin insanları faydalansın diye, eğitim ve sanat üzerine dokuz akademik kitabı ve onlarca makalesi yayımlanmış olan,
  • Ülkenin birçok bölgesinde başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere binlerce insanla, uzmanı olduğum tiyatro ve yaratıcı drama, üzerine eğitim çalışmaları yapan,
  • Başta MEB olamak üzere; kamu kurumlarıyla ortak birçok eğitim projesi yürütmüş olan,
  • Çalıştığım hiçbir eğitim kurumda yöneticilerden, velilerden, öğrencilerden ve çalışma arkadaşlarından tek bir şikayet bile almamış olan,
  • Yazdığı onlarca tiyatro oyununu, hiçbir karşılık beklemeden, ülkenin öğretmenlerine, çocuklarına ve gençlerine hediye eden,
  • Birçok tiyatro oyunu sahneleyen ve yüzlerce oyuncu yetiştiren,
  • Onlarca tiyatro temelli sosyal projenin koordinatörlüğünü yapan,
  • Aynı zamanda doktora düzeyinde eğitimine devam eden,
  • Bilim, sanat ve eğitim için üreten/üretmeye devam eden bir bilim insanı, eğitimci ve sanatçıyım.

Yedi yaşında çalışmaya başlamış biri olarak hayatım boyunca mücadele verdim. Elbette bununla da mücadele edeceğim. Mutsuz ya da umutsuz değilim. Söylediğim ve yaptığım her şeyin arkasındayım. Kurduğum her cümlenin son noktasını bizzat ben koydum. Diğer bir taraftan, avukat arkadaşlarımız da hukuki süreci yönetecek.

Dayanışmayla…”

Tiyatrocu ve eğitimci dostumuz Kemal Oruç’a biz de “Yalnız Değilsin” diyoruz.