Son haftalarda Belarus-Polonya sınırında bir mülteci krizi sürüyor. Grodno şehrindeki Bruzgi sınır noktasında soğukta, aç susuz bekletilen mültecilerden soğuktan ve beslenme yetersizliğinden, sınır güvenliğinden açılan ateşlerle ölüm haberleri geledursun, ülkeler ve siyasiler birbirlerini suçlamayı, sorumlu aramayı sürdürüyor.

Sadece Ortadoğu’da değil, dünyanın hemen her yerinde mültecilik sorununun kaynağının emperyalist kapitalist sistemin yarattığı açlık, yokluk ve savaşlar olduğu su götürmez bir gerçek. Kürdistan’dan gelip Avrupa’nın kapısına Polonya sınırından dayananlar da bu durumun bir parçası.

8 Kasım günü Almanya’nın yüksek tirajlı gazetelerinden Bild, göçmen trafiğinin arkasında Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, Rus Devlet Başkanı Vlademir Putin’in ve Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bulunduğunu yazdı ve hava yoluyla Moskova, İstanbul, Antalya, Hewlêr ve Şam’dan nasıl Minsk’e taşındığını ayrıntılı olarak anlattı.

Alman Federal Polis Sendikası Başkanı Heiko Teggatz, göçmenlerin bölgeye %49 hissesi Türkiye Cumhuriyeti'nin elinde olan THY ile %51 hissesi Rusya’ya ait olan Aeroflot’un seferleriyle taşındığını bildirdi. 2019/2020 kışında Ortadoğu ülkelerinden Minsk’e haftalık 17 olan uçak sefer sayısı, bu kış 57’ye çıkarıldı. Sefer yapılan kentlere, Federe Kürdistan Bölgesi'nin Hewlêr ile Suriye’nin başkenti Şam da eklendi.

Mültecilerin en önemli iki toplama merkezi İstanbul ve Moskova olurken, THY İstanbul-Minsk sefer sayısını günde ikiye çıkardı. Belarus’un hava yolu şirketi Belavia’nın Antalya-Minsk seferlerinin ise internet üzerinden bilet alma işlemini iptal etmesine rağmen, bu seferler haftada 4 kere gerçekleşti…

Türkiye'nin Rusya ve Belarus ile yaptığı işbirliğiyle mültecileri AB’ye karşı silah olarak kullanma planının yanı sıra Federe Kürdistan Bölgesi ve Kuzey ve Doğu Suriye'yi boşatmayı amaçladığı söyleniyor. Belarus’a ulaşan göçmenlerin Irak vatandaşı olanlarının önemli kısmı Behdinan ve Süleymaniye etrafındaki ilçelerden gelen Kürt gençler oluşturuyor.

Bild, bu durumdan ötürü THY’nin AB yaptırımlarıyla karşı karşıya olduğunu da yazdı. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen aynı gün yaptığı açıklamada, "AB insan kaçakçılığında aktif olan üçüncü ülke havayollarını kara listeye alma da dahil olmak üzere nasıl yaptırım uygulanacağını araştıracak" diyordu.

Federe Kürdistan Bölgesel Yönetim Parlamentosu da, Polonya-Belarus sınırında bekletilen göçmenlerin durumunu yakından takip etmek için Polonya'ya bir heyetle gitmeye karar verdi.

Mardin Barosu İnsan Hakları Komisyonu ve Mülteci Hakları Komisyonu, konuya ilişkin BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinine "Acil Durum Kararı" alarak yaşananlara müdahale etme çağrısı yaptı, "Sığınma talebiyle göç etmek zorunda kalan mültecilerin insani temel ihtiyaçlara dahi erişememesi, aralarında kadın, çocuk ve yaşlılarında bulunması olayın ciddiyetini göstermektedir" dedi.

ANF de Güney Kürdistan’ın Hewlêr kentinde birçok seyahat acentesinin KDP’nin işbirliği ve gözetiminde insan kaçakçılığı yaptığını yazdı. “Bizimle Belarus’a seyahat etmeye hazır mısınız? Pasaportunuzu getirin, gerisini biz büromuzda halledelim” ve “Belarus’a vizeyi çıkartmak olabileceği kadar kolay, yapacağınız tek şey; pasaportunuzu getirmek” gibi reklamlarla seyahat acentelerine başvuranların vize hatta pasaport çıkarma işlemlerinin KDP ve AKP iktidarının işbirliğinde gerçekleştiği aktarıldı. Çünkü Belarus’un Güney Kürdistan ve Irak’ta resmi temsilciliği olmadığı için göçmenlerin vizeleri Türkiye’de çıkartılıyor.

17 yaşındaki Rojava’nın Dêrik kentinden bir genç, Almanya’ya nasıl ulaştığını anlatıyor ANF’ye. Zaxo ve Duhok ortasında bulunan Dumiz kampında 2012 yılından itibaren ailesiyle kaldığını söyleyen genç, KDP’li yetkililerin yardımıyla pasaportsuz bir şekilde götürüldüğü İstanbul üzerinden Almanya’ya geldiğini söylüyor ve reşit olmamasına rağmen hiçbir sorunla karşılaşmadığını anlatıyor.

AB buna karşılık 10 Kasım günü ilk adım olarak baskı ile Hewlêr ve Bağdat’an Minsk’e uçuşları iptal ettirdi, kaçak göçmenlerin taşınmasında önemli rol oynayan Türk Hava Yolu da dolaylı biçimde uyarıldı. Avrupa Halk Partisi’nin Grup Başkanı Manfred Weber "Erdoğan, Türkiye'den Belarus'a çok sayıda göçmen uçuşu yaparak AB'ye şantaj yapmaya girişiyorsa, buna açık bir cevap verilmesi gerekiyor” dedi.

Ancak bu süre zarfında sınır boyundaki kampa başka bir bölgede bekleyen ve Güney Kürdistanlı oldukları öğrenilen, çocuk ve kadınlardan oluşan 200 kişilik bir grubun da geldiği sosyal medya görüntülerine yansıdı. Ve 14 yaşında bir Kürt çocuğun yaşamı yitirdiği haberi geldi bugün. Ancak çocuğun ismi öğrenilemedi.

Belarus’a uçuşlar tartışılırken, Irak Hava Yolları, Belarus’a tüm uçuşların durdurulduğunu açıkladı.

THY de iddiaları reddetse de, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) Türkiye-Belarus uçuşlarında, Irak, Suriye ve Yemen vatandaşlarının kabul edilmeyeceğini açıkladı.

SHGM’nin açıklaması sonrası Belarus devlet havayolu şirketleri Belavia da yasağı teyit etti.

Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK), soruna ilişkin bölgeye bir heyet gönderdi. “Birkaç insan hakları örgütü dışında şimdiye kadar kimse onlara sahip çıkmadı. Açıklanan raporlara göre şu ana kadar soğuk, açlık ve imkansızlıklardan dolayı en az 10 kişi hayatını kaybetti. KNK, başından beri yaşananları yakından takip ediyoruz. Bu vahim duruma bir çözüm bulmak için KNK, Moskova’da bulunan temsilcilik aracılığıyla Rus ve Belarus makamlarıyla temas halindedir” denildi.

Heyet, Belarus-Polonya sınırındaki mültecilerin durumunu izlemek ve duruma çözüm bulmak için Beyaz Rusya ve Polonya yetkilileriyle görüşmeler yapmayı da planlıyor.