< "Kanal İstanbul'u Yaptırmayacağız!"

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde Kanal İstanbul projesini Küçükçekmece Tarihi Köprü’de protesto etti.

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde Küçükçekmece’de eylem gerçekleştirdi. Avcılar'da eylem öncesinde “Doğa için Sanat” etkinliği gerçekleştirildi. Avcılar'da saat 14.00'te bisikletlerle bir araya gelen Koordinasyon üyeleri üzerlerinde "Ya Kanal Ya İstanbul" önlükleriyle Küçükçekmece'ye pedal çevirerek geldi. Köprü üzerinde, Eylemde "Kanal İstanbul'u Yaptırmayacağız! Yeni Şehir’i Kurdurmayacağız", "El Ele" yazılı pankartlar açıldı yazılı pankartlar açıldı, iktidarın sermayeye rant sağlayan talan politikalarını protesto eden dövizler taşındı.

 

“Kanal İstanbul’u İstemiyoruz"

Küçükçekmece Tarihi Köprü üstünde yapılan eylemde ilk olarak Validebağ Gönüllüleri adına konuşma yapıldı. Validebağ Gönüllüleri koruya zarar verecek projelere karşı mücadele ettiklerini vurgulayarak “Kanal İstanbul’u istemiyoruz” dedi.  

 

“Kanal İstanbul'a 185 Milyar Harcanmak İsteniyor”

Kazdağları İstanbul Dayanışması adına yapılan konuşmada iktidarın doğa düşmanı rant politikalarına değinilerek “Tarihin hiçbir döneminde böyle karanlık bir iktidarla karşılaşmadık. İnsanlarımız geçinemediği için intihar ederken Kanal İstanbul'a 185 milyar harcanmak isteniyor” denildi.

 

“Marmara Pervasız Çalışmalardan Yaşayamaz Hale Geldi”

Okmeydanı Çevre Derneği adına yapılan konuşmada ise Marmara Denizi’nde oluşan müsilaja dikkat çekilerek “Marmara AKP’nin pervasız çalışmaları ile yaşamaz hale geldi. Kanal İstanbul bunun finali olacak eğer yapılırsa İstanbul çürük yumurta gibi kokacak ve yaşanmaz hale gelecek. Bu mücadele çok önemli. iktidarın pervasız uygulamalarına karşı mücadeleye çağırıyoruz” denildi.

 

“İşçi Ve Emekçiler Mahallelerini Sermayeye Bırakmayacak”

Yarımburgaz Mahallesi Koruma Derneği adına yapılan konuşmada ise Kanal İstanbul’un en çok etkileyeceği bölgenin kendi bölgeleri olduğu belirtilerek “İşçi ve emekçiler mahallelerini sermayeye bırakmayacak” denildi.

 

“Kanalı da Millet Bahçesini’de Yaptırmayacağız”

Validebağ Savunması adına yapılan konuşmada ise “20 yıldır ülkenin üzerine çöken iktidar hem yaşam alanlarımıza hem doğaya saldırıyor. Ülkenin her yanı saldırı altında” denilerek “Kanalı da Millet Bahçesini’de yaptırmayacağız” denildi.

 

“Saros Temiz Ve Yeşil Kalsın”

Saros Gönüllüleri adına yapılan konuşmada ise “Bilim insanları da liman yapılmaması gerektiğini söyledi. 65 bin imza topladık ve son düzlükteyiz. Mahkemenin kararını bekliyoruz. Herkesi dayanışmaya çağırıyoruz. Saros temiz ve yeşil kalsın.”

 

“Doların Yeşili Yüzünden Doğanın Yeşili Kaybolmasın"

Doğa için Sanat adına yapılan konuşmada ise “Doların yeşili yüzünden doğanın yeşili kaybolmasın diye mücadele ediyoruz. Çılgın proje beton kanala karşıyız. Fatsa, Salda, İkizdere, Munzur gözeleri, İstanbul bizim! Ranta kurban edilmesine sessiz kalamayız. Katar zengin olacak bizim payımıza kaos düşecek” denildi.

 

“İstanbul'un Ciğerleri Sökülecek”

İstanbul Tabip Odası adına yapılan konuşmada oluşacak sorunlara dikkat çekilerek “Kanal İstanbul ile İstanbul'un ciğerleri sökülecek. Muazzam sağlık sorunları ve çevre kirliliği açığa çıkacak. Sosyal doku değişecek, deprem riski var. Bu su kanalının etrafına rant bölgesi kuracaklar” ifadeleri kullanıldı.

 

“Bilim Ve Akıl Dışı Projeye Hayır”

Avcılar Kültür Derneği adına yapılan konuşmada “Biz emekçiler bilim ve akıl dışı projeye hayır diyoruz. Yaşamlarımızın alt üst edilmesine izin vermeyeceğiz. Yaşamımız üzerinde rant oyunu oynamayın” denildi.

 

"Müsilaj Sizin Sermayenizin Salyası"

HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, "Öyle bir iktidarla karşı karşıyayız ki, adeta Moğol istilası gibi. Sanki iktidarları bittikten sonra bu ülkeyi terk edecekler gibi. Bu topraklarda, taşlarda, çocuklarımızın geleceği var" dedi.

Marmara Denizi'ni tehdit eden müsilaj krizine dikkat çeken Kenanoğlu, "Denizin salyası olmaz o sizin suratlarınızdan, ağızlarınızdan akan sermaye salyaları. Denizin salyası olmaz, deniz temizdir. Siz kirlettiniz sermayenizle, paranızla kirlettiniz. Deniz o pislikleri sizin suratınıza tükürüyor" dedi.

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu adına basın açıklamasını okuyan Deniz Öztürk "Kanal İstanbul ve Yenişehir denen rant projesinin de yapılmak istenmesinin doğayı öldüreceği, İstanbul’un ve hatta Marmara Bölgesi’nin geri dönülmez biçimde tahrip olacağı bilindiği halde 'inat edenler' sadece kendi 'beka'larını düşünüyorlar" dedi.  

 

"Halkın Emekle Ayakta Tutmaya Çalıştığı Tarım Alanlarına El Konuluyor"

Bu akıl ve bilimden uzak projede yer alan şirketlerin hepsinin isimlerninin bilindiğini belirten Öztürk "Mafya, yandaşlar ve hatta büyük sermaye halkın büyük emekle ayakta tutmaya çalıştığı tarım arazilerine türlü mafyatik araçlarla el koyuyor" dedi.

 

"Doğayı Korumak İsteyene Ateş Açılıyor"

İtiraz edenlerin karşısında şirketlere kalkan olan kolluktan, aylardır bir bilirkişi keşfi yaptırmayan, yürütmeyi durdurmayan yargıya kadar hepsinin bu cinayetin işlenmesinde fail olduğunu ifade eden Öztürk "Doğa cinayetleri için ülkenin her yerinde saldırıyorlar, artık o hale geldi ki yandaş şirketlerin koruyuculuğunu yapanlar, jandarmaya ekolojik yıkıma direnen İkizdere’de kadınları yerlerde sürükletiyorlar, Van’da doğasını savunmaya çalışanlara ateş açtırıyorlar" dedi.

 

"Halk Açıklıktan Kırılırken Şirketlere Bütçe Ayrılıyor"

Covid 19 pandemisinde gerekli önlemleri almak için bütçe ayırmayan iktidarın kanalın maliyeti için 172 milyar TL’nin üzerinde bütçe ayırdığına dikkat çeken Öztürk ve "Halk açlıktan kırılırken, deprem kapımızdayken, halkın konutlarının yerinde yapılandırılması gerekirken, 3 – 5 şirkete milyarlarca dolar vaad ediliyor. İstanbul’un 3. Bölgesinde yaşayan halk yerinden edilmeye çalışılıyor. ÇED raporunda tarif ettikleri “nitelikli insanlar” için yani bir avuç zengin için “yeni bir şehir” inşa edilmek isteniyor" dedi.

 

"İstanbul Susuz Kalacak"

Öztürk'ün"Proje ile birlikte İstanbul'un su ihtiyacının yüzde 28.89’unu karşılayan Sazlıdere Barajı, Terkos Gölü, Küçükçekmece Lagünü yeraltı suları ile birlikte tuzlanacak, ekolojik yapıları tamamen değişecek. Sadece İstanbul halkının yüzde 28.89’u değil havzada yaşayan tüm kara canlılar yaşamları için gereken suya erişemeyecek" dedi.

 

"Marmara Denizi Ölüyor!"

"Marmara Denizi ölüyor, günlerdir videoları her yerde, deniz salyasının altında denizin canlı yaşamının durumunun ne kadar kötü olduğu henüz anlaşılabilmiş değil" diyen Öztürk,  bilim insanlarının, oksijensiz Karadeniz Marmara’ya bağlandığında yıkımın sonuçları sıçramalı olarak, kat be kat artacağı konusunda uyardığını hatırlattı.

 

"Kuzey Ormanları Yok Olacak Kültür Varlıkları Yutulacak"

İstanbul’daki doğal alanların; tarım alanları ve sulak alanların yüzde 13.5’inin yok edileceğini, Kanal İstanbul’un yapımı sırasında, 136 milyon m2 tarım alanı yok edileceğini, İmar Planı gerçekleşirse  Kuzey Ormanları'nın yok olacağını söyleyen Öztürk "Yarımburgaz Mağaraları, Bathenoa Antik Kenti  ve henüz gün yüzüne çıkarılmayan yüzlerce uygarlık izi, kültürel varlıklar proje tarafından yutulacak. Kanal güzergahı üzerinde 25 tane tescilli kültür varlığı, mevcut" dedi.

 

"Bu Projeler Doğaya ve Halka Karşı İşlenen Suçlardır"

Haziran sonunda atılacağı söylenen köprü temelinin, Marmara’nın kuzeyini boydan boya parçalayan, daha geçen ay hazine garantisi kapsamına alındığını, bu katil projenin, Kuzey Marmara Otoyolu’nun parçası olduğunu söyleyen Öztürk "Olmayan kanalın üzerine kurulacağı söylenen 6 karayolu köprüsünden biridir. Köprüler, yollar, yerleşim yerleriyle İstanbul’un kuzeyini yok eden bu projelerin hepsi halka ve doğaya karşı işlenen suçlardır" dedi.

 

"İstanbul’u Seviyoruz. Kanalı İstemiyoruz!"

Öztürk sözlerini "Biz İstanbul halkı olarak tekrar ediyoruz, bu projeden vaz geçin, bilimle, halkla inatlaşılmaz. İlan ediyoruz, vaz geçmediğiniz durumda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlı biçimde mücadele etmeye devam edeceğiz. İstanbul’u seviyoruz. Kanalı istemiyoruz!" diyerek tamamladı.