< İkizdere Katledilmesin!

İkizdere Dernekler Federasyonu - İstanbul Rize Masası, Cengiz Holding tarafından taş ocağı için Rize İkizdere İşkencedere (Eşkinci) Vadisinde süren doğa katliamına karşı Kadıköy'de Beşiktaş İskele Meydanı'nda yapıan basın açıklamasında "İkizdere Taş Ocağı Olmasın" denilerek tüm kamuoyuna taş ocağına karşı mücadele çağrısı yapıldı.

Rize'nin İkizdere ilçesinde İşkencelere Vadisi'nde Cengiz Holding tarafından yapılan taş ocağı nedeniyle ağaçların kesilerek doğanın katledilmesine karşı İkizdere Dernekler Federasyonu - İstanbul Rize Masası, Kadıköy'de Beşiktaş İskele Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi.

"İkizdere Taş Ocağı Olmasın! İkizdere Sahipsiz Değildir", "İkizdere Vadisi Taş Ocağına Kurban Edilemez" yazılı pankartlar açılan eylemde "Ormanlarımızı Devletten Koruyoruz", "İkizdere'de Talana Dersim'de Orman Yangınlarına Son", "Diren İkizdere Munzur Seninle", "İkizdere'de Taş Ocağı İstemiyoruz Doğamızı İstiyoruz", "Mafya Şirket Vadiyi Terket", "İkizdere Kazanacak", "İkizdere Sahipsiz Değildir", "İkizdere'de Direnenlere İstanbul'dan Bin Selam" yazılı dövizler taşındı. Açıklama öncesinde tulum eşliğinde Karadeniz ezgileri söylendi.

Basın açıklaması başlamak üzereyken açıklamaya destek için gelenlere polis müdahale etmek istedi. Eyleme katılanların tepkisi üzerine polis geri çekilmek zorunda kaldı.

Basın açıklamasını İkizdere Dernekler Federasyonu adına Musa Yılmaz okudu. İkizdere İşkencedere vadisinde fiili olarak 35. gündür mücadele ettiklerini belirten Yılmaz, hem yaşam alanlarını hem de İkizdere'yi korumak için doğa sevenler olarak, sürecin başından beri vadide yapılmak istenen taş ocağı projesini şiddetle karşı çıktıklarını söyledi.

 

"Sadece Bizim Yaşam Alanımız Değil Yaban Hayatı Yok Olacak"

Taş ocağının durdurulması için tüm gayretleriyle mevcut alanda yöre halkı ile nöbet tutup yaşam alanımızı korumaya and içtiklerini belirten Yılmaz, "Elbette ki vadimize yapılan hukuksuzluğa karşı sessiz kalamazdık. Bu bir doğa katliamıdır. Sadece bizlerin yaşam alanı değil, yaban hayatının da yok oluşudur. Havanın suyun yüzyıllık ağaçların yok oluşudur... deli balın kayboluşudur... tüm bunlar geri dönüşü olmayacak tahribattır. Bu yüzden taş ocağına sessiz kalmadık, kalamazdık! Haklı olduğumuzu kamuoyu da gördü, arkamızda durdu" dedi.

 

"Şirketler Keyfi İmtiyazlarla Yaşam Alanlarımıza Saldırıyor"

"Bizim başımıza gelen şirketlerin sorgusuz sualsiz, ayarsız keyfi hak ve imtiyazlarla doğal yaşam alanlarına saldırmasının son örneğidir" diyen Yılmaz, bu ayarsız güçlere karşı verdikleri mücadelenin de kamuoyu vicdanında yankı bulduğunu ifade etti.

 

"İkizdere Kaybederse Herkes Kaybeder"

"Biz kaybedersek herkes kaybeder. Kazandığını sananlarda kaybeder" diyerek uyarıda bulunduklarını belirten Yılmaz "İkizdere de kaybedersek bu ayarsız güçleri nerede durduracağız. Bugün burada, yarın başka bir yerde başka bir doğal yaşam alanı aynı riski yaşayacak. Buna bir dur denmesi gerekiyor. İkizdere de bizler sadece bir taş ocağına karşı değil ama önü arkası hukuksuz, keyfi kararlara da itiraz ediyoruz. Yaptığımız hakkı hukuku göstermek, hukuksuzluğu ifşa etmektir" dedi.

 

"İkizdere'yi Yok Edecek Projeye Karşı Duracağız"

Direnişin başından beri her türlü haksız ithamlara, yaftalamaya rağmen geri adım atmadıklarını ifade eden Yılmaz "Çünkü, bu bizim haklı davamızdır. Küresel ısınma ile iklim değişikliğinin yaşandığı bu yüz yılda İkizdere vadisi gibi vadiler can suyu olacak vadilerdir. UNESCO'nun kesinlikle koruması gereken 53. Vadisi olan İkizdere'yi yok edecek bu projeye sonuna kadar karşı duracağız.

 

"Taş Ocağı İyidir Diyenler Kendilerini Tarihe Mühürlediler"

Vadiyi korumak için yapılan mücadeleyi bölmek için çeşitli gerçek dışı söylemlerle algı yaratılarak ve kamuoyuna servis edildiğini aktaran Yılmaz "Davamız, hak arayışıdır. Hakkımıza sahip çıkma davasıdır. Hak arayışında olan bizlere yapılan yakıştırmalarının tamamını ret ediyoruz" dedi.

Rizeliler olarak en başta Rize'den destek beklerken çeşitli meslek odaları ve kitle örgütlerinin ötekileştirme çabasına girdiklerini de aktaran Yılmaz "Hukuk varsa akıl ve bilim de vardır. “Taş ocağı iyidir “ diyen sözde meslek örgütü ve kitle örgütleri kendi sözleri ile kendilerini tarihe mühürlemişlerdir. Bu yapıların ettiği sözleri tarih kayıt altına almıştır.

 

"Ormandaki Demir Kapı Üzerine Afişlerini Astılar"

Rize Valiliğince sadece İkizdere için özel yasak kararı dahi alındığını da hatırlatan Yılmaz, “İkizdere'de Taş Ocağı'na Hayır” diyen pankartı kaldırtacak kadar katlanılmaz bulanlar, ormana koydukları demir kapının üzerine kendi propaganda afişlerini koymaktan utanmadılar" dedi.

 

"Vadiye Bahçeye Gitmemizi Yasakladılar Şirketi Çalıştırıp Toplantı Düzenlediler"

17 günlük pandemi yasağında sokağa çıkma yasağı uygulayıp bir tarafta şirketi gece gündüz çalıştırdıklarını, diğer taraftan yasaklara rağmen kapalı yer toplantıları düzenleyip halkı doğru olmayan bilgilerle ikna etmeye çalıştıklarını söyleyen Yılmaz, "Pandemi yasağı yetmedi, bizim yaşam alanımızda uygulamaya koydukları olağanüstü hal ile bizlerin bir araya gelmemizi engellemeye çalışanlar, halen şirketin gece gündüz çalışmasına, her gün daha fazla ağaç, daha fazla doğa alanını tahrip etmesine zemin hazırladılar. Halen kendi özel mülkümüze kimliklerle girip çıkmaktayız. Bağımıza bahçemize giderken kimlik sorgulamaları ile karşılaşmaktayız" dedi.

 

"Sadece Ikizderelilerin Değil, Ülkenin Meselesidir"

Olayın başından beri “taş ocağını” anlattıklarını ve mücadele ettiklerini belirten Yılmaz "Bu mücadele yağmur çamur demeden gece gündüz dimdik orada olan kadınlarımızın mücadelesidir. Bu mücadele yaşamı var eden kadınlarımızın mücadelesidir. Bu mücadele çoluk çocuklarımızın katıldığı bir mücadeledir. Bu mücadele topyekün yaşanı koruma mücadelesidir" dedi.

 

"Durmayacağız Sessiz Kalmayacağız"

Liman yapımında kullanmak üzere taş ocağı yapıldığını da hatırlatan Yılmaz, liman yapmanın başka çözümleri olduğuna dikkat çekerek "Durmayacağız! İkizdere Vadisi'nin yok oluşuna geri dönüşü olmayacak tahribatına sessiz kalmayacağız! Yüzyıllık ağaçlar hoyratça sökülüp çöp gibi atılırken, su kaynağı derelerimiz çamurla kaplanırken, koca bir köyün altı gece gündüz dinamitle oyulacakken neden buna sessiz kalalım!" dedi.

 

"Yok Edecekleri Tabiat Asla Eski Halini Almayacak"

Doğayı önce katledip sonra eski haline getirileceği iddialarına da tepki gösteren Yılmaz "Atacakları dinamitlerle su kaynağı akifer yapının bütünü ile değişeceğinden, bütünü ile çıplak kalmış 9670 eğimli bir dağdan erezyon, heyelan, sellerden bahsetmiyorlar. Biliyoruz ki yok edecekleri bu tabiat asla eski halini almayacak" dedi.

Yılmaz "Bugün susarsak, sessiz kalırsak yarın başka bir yer için aynı durum yaşanırsa konuşmaya savunmaya hakkımız olmayacak! O yüzden, hem mahkemelerde, hem de yıkmaya devam ettikleri alanda, hem de sesi olan her kentin her meydanında, sokağında hak arayışımızı sürdüreceğiz" diyerek mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.

Musa Yılmaz İkizdere Vadisi'nin yok edilmemesi için yürütülen mücadele kapsamında yapılanları ise şöyle aktardı:

1. Yürütmeyi durdurma kararı için hukuki süreçler devam ediyor.

2. Sosyal medya kanallarıyla her gün alanda yaşananlar aktarılıyor.

3. Oluşturduğumuz basın medya grubu ile kamuoyuna doğru bilgi aktarımı yapılıyor.

4. Aktif olarak sosyal medya hesaplarımız ile tüm Türkiye'ye sesimizi duyuruyoruz.

5. Türkiye'nin önde gelen Dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşları ile görüşmelerimiz devam ediyor. Davamızı yakından takip ediyorlar.

6. Siyasi bir çatı altında hiç olmadık. Buna istinaden pek çok siyasi parti temsilcileri bizzat alanda desteklerini göstermek için yanımıza geldi, gelmeye de devam ediyor. Davayı destekliyorlar. Bizi dinliyorlar. Hepimizin tek derdi; İkizdere taş ocağı olmasın!

7. TBMM'DE ve ilgili mercilerde sesimizi duyurmaya devam ediyoruz.

 

"Doğamızı Bugün Korumayacaksak Ne Zaman Koruyacağız?"

Başta İkizdereliler olmak üzere tüm halkımıza çağrıda bulunan Yılmaz "sözlerini Doğal yaşam alanlarımızı bugün korumayacaksak ne zaman koruyacağız! Yanımızda olun! Dün sahillerimizi kaybettik. Sonraki gün vadilerimizi, derelerimizi kaybettik. Ondan sonraki gün yeşil yollarla meralarımızı, yaylalarımızı kaybettik. Bugün de taş ocakları ile ormanlarımızı, köylerimizi, evlerimizi kaybediyoruz. Önceki gün yaban hayatın gideceği doğa parçası kalmadı diyorduk, bugün biz insanların gidecek bir yeri kalmadı diyoruz, Bunun sonu yok. Her gün ya daha beteri uygulamalara maruz kalacağız, ya da durun diyeceğiz. Çagrımızdır, yanımızda olun! Birlik olalım" diyerek tamamladı.

Eylem "Cengiz Holding İkizdere'den Defol", "İkizdere Taş Ocağı Olmayacak" sloganlarıyla sona erdi.