< İnsan Doğanın Efendisi Değil Parçasıdır

İzmir Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) 22 Ağustos günü saat 18:30’da Munzur Vadisi’nde bulunan Munzur Gözelerine yapılmak istenen rekreasyon projesini protesto etmek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.

Okunan basın metninde Munzur Vadisi’nin 42.000 hektarlık bir alana sahip olduğu 1971 yılında Milli Park ilan edildiği, 1518 çeşit endemik bitki barındırdığı, Allium Tuncelianum olarak adlandırılan sarımsak çeşidinin sadece Munzur Vadisi’nde yetiştiği, Munzur Irmağı’nın Salmo Munzuricus isimli kırmızı  pullu alabalıkların vatanı olduğu, Munzur Gözeleri ve Vadisi’nin 1. Derece Sit Alanı olduğu belirtildi.

Munzur Gözeleri Rekreasyon Projesi kapsamında çadır kamp alanları, hayvan kesimhanesi, tuvalet, otopark, büfe, stand alanları, yürüyüş parkurları yapılmak istendiği, ancak bu projenin Anayasa’nın “Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması” başlıklı 63. Maddesine, “Dünya Kültürel ve Doğal Miraslarının Korunmasına Dair Sözleşmesi”ne ve Avrupa’nın “Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi”ne aykırı olduğu vurgulandı.

Açıklamada “Proje taraf olduğumuz dünya kültürel ve doğal mirasının korunması hükümlerine aykırıdır. Derhal vazgeçilmelidir. Yetkili ve söz söyleme hakkına sahip kurumlarca çevre değerlendirmesi yapılmamış, Dersim halkı ve kurumlarıyla paylaşılmamış bu proje tamamen tepeden inmeci, ihaleci ve hukuksal ve kültürel gereklere aykırıdır. Bu proje ilimiz, ülkemiz, ve dünya doğal ve kültürel mirasına çok ciddi ve ağır sorunlar yaratacaktır” denilerek yetkili kurumlar projeden vazgeçmeye çağrıldı.  Dersim halkının, inancını, sosyal ve kültürel yaşamını içinde yaşadığı doğayla biçimlendirdiği, insanı doğanın efendisi değil, bir parçası olarak gördüğü belirtildi.

“Yakın zamanda Dersim başta olmak üzere kutsal değerlerimizi ve kültürel yaşamımızı etkileyecek yüzlerce maden projesi ruhsatı verilmiştir. Rant temelli rekreasyon projeleri maden arama ruhsatları, çok sık yaşanan orman yangınları, barajlar, av ihaleleri, sosyal hayatımıza, insanımıza dönük esrar, alkol kullanımının yaygınlaştırılması, kadın ve çocuk tecavüzleri, adli cinayetlerle hedeflenen, Dersim toplumunun düşkün hale getirilmesi, devşirilmesidir. Dersim’in düşkünleştirilmesi Kızılbaş, Alevi toplumu başta olmak üzere eşitlik ve adalet temelli ortaklaştığımız  ve dayanışma içinde olmaktan onur duyduğumuz Türkiye toplumlarını da düşkünleştirecek v zayıflatacaktır” denilen açıklamada projeye hızlıca ve topyekün itiraz etme çağrısı yapıldı.

Hasankeyf, Bergama Alliaoni, Sart, Uşak Eşme, Mersin Akkuyu, Fırtına Deresi Loç Vadisi, Artvin, Rize gibi birçok yerde doğanın rantçı projeler yüzünden tehdit altında olduğu, ülke zenginliklerinin sermaye sahiplerine peşkeş çekildiği, toplumsal yaşamın sinsice yok edilmeye çalışıldığı vurulanan açıklama  “Ülkemiz ortak değerlerine, inancına, ekolojik yaşamına saygı duyan ve sahiplenen tüm Türkiye halklarına çağrımızdır: İtirazlarımızı ortaklaştırarak, ve dayanışma ile bu rantçı tepeden inmeci ve talancı zihniyetle mücadele edebiliriz. Bu davet bizim. Munzur Özgürdür Özgür Akacak. Dersim Onurdur Onuruna Sahip Çık. Munzur Peyzaj Düzenlemesine Hayır ” sözleriyle sona erdi.

Basın metninin ardından konuşma yapan HDP Milletvekili Musa Piroğlu “ Kiliseleri yıkıyorlar, yağmalıyorlar, mezarlarımızı yağmalıyorlar, ziyaretlere saldırıyorlar ve şimdi Munzur’u yok etmek istiyorlar. Tek dertleri var, iktidarları ömür boyu sürsün, halk hiçbir yerde ses çıkarmasın, yandaşları bu ülkenin bütün değerlerini yağmalasın. Ülkeyi bir çiftlik gibi görüyorlar, çiftlik gibi yönetmeye çalışıyorlar, her yeri yağmalamaya ve paraya çevirmeye çalışıyorlar. Her şeye ticarethane gözüyle b akıyorlar. Biz yoksullukla, sefaletle, kadın cinayetleriyle, çocuk tecavüzleriyle uğraşıp pandemiyle cebelleşirken, onlar ülkeyi yağmalamakla uğraşıyorlar. Munzur’u ticarete çevirmeye, Kaz Dağları’nı maden patronlarına, Aydın’da tarım arazilerini jeotermale, enerji baronlarına peşkeş çekmek için uğraşıyorlar. Libya’da, Suriye ‘de, Somali’de, Azarbeycan’da, her yerde savaşıyorlar. Burdan bir kere daha uyarıyoruz. Munzur, Hasankeyf, Kaz Dağları bizimdir. Direnen, buna karşı mücadele eden biziz. Öldürülen kadın, tecavüze uğrayan çocuk, intihar eden işçi bizimdir. Hesabını soracak olan, bu kör gidişe dur diyecek olan biziz. Bu gelmekte olan cehennemi ancak halkların birlikte mücadelesi durdurur. Biz kazanacağız.” dedi.

Musa Piroğlu’nun ardından Ege Çevre Platformu Dönem Sözcüsün Arif Ali Cangı “ Ülkenin bütün doğal alanlarını sermayeye çevirmeye çalışıyorlar ve bunlara karşı mücadele ediyoruz. Mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. Açıklama alkışlarla sona erdi.