Tarihe ya da doğaya yönelik saldırının yaşanmadığı bir gün dahi geçmiyor dersek, abartı yapmış olmayız. Coğrafyamızdaki tarihi ve doğal miraslarımız gün gün ranta kurban veriliyor, tahrip ediliyor, yok ediliyor.
Bugün İstanbulluların, yahut İstanbul’a bir kez olsun yolu düşmüş olan herkesin görmeden edemediği Galata Kulesi’nin restorasyon adı altında yıkımını da gördük ya... daha ne diyelim. Daha birkaç yıl önce Palmira Antik Kenti’nin IŞİD’ce patlatılarak yok edildiğini, dünyada eşi benzeri olmayan Salda Gölü’nün ranta kurban verildiğini, binlerce yıllık Dipsiz Göl’ün altın aramak için yok edildiğini... Ve dahası, oniki bin yıllık Hasankeyf’in baraja kurban edilmesini izledik... Tadilattaki Sümela Manastırı’nın tahribini, Narmanlı Han’ı veya restorasyon facialarını vs daha saymaya zamanımız yetmez. Sırada Galata Kulesi var.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden siyasi ve rantsal hesaplarla alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilen Galata Kulesi'nde geçtiğimiz ay da bir restorasyon çalışması başlatılmış, yuvalanan ebabil kuşları nedeniyle Ekim’e kadar bu işe ara verilmişti. Bugün yansıyan görüntülerse, iş makineleriyle, hiltilerle Kule’nin taş duvarlarının parçalanıp yıkılmasına ilişkindi...
Tüm İstanbul Boğazını, Tarihi Yarımada’yı ve Haliç’i panoramik olarak izleyebildiğimiz bu kule 528 yılında inşa edilmiş ve UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alıyor.