Ukrayna'da, ABD liderliğindeki NATO güçleri ile Rusya arasında devam eden sıcak savaş sekizinci haftasına girerken, kendisini bir vekalet savaşı olarak ortaya koyan bu çatışma, potansiyel bir dünya savaşına dönüşme riskine yol açtı.

Bu felaketle yüzleşmek ve onu durdurmak için emperyalist ülkelerdeki savaş karşıtı hareketler, toplumsal güçler ve işçi sınıfı, ABD-NATO güçlerinin savaşı giderek genişletmesini ve uzatmasını durdurmak için harekete geçmelidir. Bu, emperyalist egemen sınıfla sert çatışmalara yol açabilir, ancak mümkün olan tek yol budur.

Bu daha geniş bir savaş tehlikesi, Washington'un Mart başında Pekin'e Rusya'ya karşı yaptırımları yerine getirmesi veya daha büyük ABD düşmanlığıyla karşı karşıya kalması için baskı yapmasından bu yana büyüdü.

ABD emperyalizmi, Batı Avrupalı müttefiklerini -kendi çelişkili çıkarlarına rağmen- Rusya ile bir çatışmaya sürükledi. Batı bu çatışmada, Ukraynalıları yem olarak kullanıp ateşe atarak ve Ukraynalı bir aktör/komedyeni Kiev'de sözde lider olarak kullanıyor. Gerçekte savaşa dair emirleri Washington veriyor.

Pentagon ve ABD askeri-sanayi kompleksi, Ukrayna çatışmasını Batı Avrupa'da ve ABD'nin kendisinde silah üretimini katlamak ve askeri harcamaları artırmak için zaten kullandı. Almanya, orduya yaptığı harcamayı neredeyse ikiye katladı. ABD'nin Rusya'ya yönelik yaptırımları, Batı Avrupa'daki ekonomik planları bozdu, enerji fiyatlarını yükseltti ve enflasyonu yükseltti.

NATO, Kiev'deki kukla rejimin ordusuna stoklanmış silahlar gönderiyor. Bu silahlar muhtemelen Ukrayna'daki Batı yanlısı rejime zafer getiremeyecek olsa da, Rus birlikleri arasında daha büyük kayıplara neden oldular ve neden olacaklar. Ateşkesi engelleyerek savaşın süresini uzatacaklar. Silah imalatçıları, ölüm tüccarları yeni siparişler aldı ve büyük karlar ediyor.

ABD emperyalizmi, diğer NATO rejimleri ve onların kurumsal medyası, Rusya'ya ve onun başkanı Vladimir Putin'e karşı amansız bir propaganda savaşı yürütüyor.

ABD'de bu medya saldırısı Irak, Yugoslavya, Afganistan, Libya ve Suriye'ye karşı savaşlar için bahaneler sağlamak adına yürütülen benzer kampanyaların hacmini geride bıraktı. Putin'i, Irak'ta Saddam Hüseyin'i, Libya'da Muammer Kaddafi'yi, Yugoslavya'da Slobodan Miloseviç'i ve Suriye'de Beşar Esad'ı olduğu gibi tamamen şeytanlaştırdı. Emperyalistler her savaşta aynı tezgahı kullandılar.


Asıl Düşman İçeride

ABD'nin kışkırttığı savaşların yakın tarihine aşina olan herkes, Washington liderlerinin Putin'i savaş suçlarıyla suçlamak istediğini öğrenince çok kızmış olmalı. Ukrayna'daki sivil ölümlerinin hikayeleri doğru olsa bile -ve ne olduğu ve kimin sorumlu olduğu hakkında henüz hiçbir şey kanıtlanmadı- ABD’nin Irak, Afganistan, Libya, Yugoslavya işgallerinde ve bu işgallerde sivil altyapıya yönelik gerçekleştirilen bombalamalarda hayatını kaybeden milyonlarca insanla karşılaştırılamaz bile.

Batılı hükümetler, “ifade özgürlüğü” ile övünmekle birlikte, Rus tarafının haberlerini sunan RT, Sputnik gibi büyük medya kuruluşlarını sansürlerken, burjuva medyası ise NATO'nun Rusya'ya yönelik tehditlerinin yakın tarihini atlıyor:

1991'den beri NATO, Doğu Avrupa ülkelerini ve eski Sovyetler Birliği'nde bulunan ve Rusya'ya sınırı olan, Rusya düşmanlarının iktidarda olduğu bu ülkeleri ilhak ederek, üyelerini neredeyse iki katına çıkardı. NATO, Rusya sınırına yakın düzenli savaş tatbikatları düzenliyor. En önemlisi, ABD bölgeye beş dakika içinde Rus şehirlerine ulaşabilecek ve Rusya'ya ilk nükleer saldırıyı mümkün kılabilecek nükleer kapasiteli füzeler yerleştiriyor.

Dolayısıyla, NATO'nun doğuya doğru ilerlemesi, Rusya için ciddi bir varoluşsal tehdit, emperyalist tahakküme boyun eğmeye istekli bir Rus burjuvazisinin bir kesimi için en azından bir “rejim değişikliği” tehlikesi olarak görülmelidir. Böyle bir sonuç, dünya çapında ezilen uluslar için bir gerileme olacak ve en azından geçici olarak emperyalist egemenliği genişletecektir.

ABD'nin silah ve paralı asker göndererek Ukrayna'daki savaşı uzatma politikası dünyadaki tüm insanlar için bir tehlikedir. Aynı zamanda, ABD de dahil olmak üzere dünya çapında işçi sınıfına ve insanların yaşam standardına doğrudan bir saldırıdır. İşçilerin yaşam standartlarını savunmaya yönelik her türlü seferberliği, bu savaşı durdurmaya yönelik bir stratejiyi, dünya halklarının baş düşmanı olan emperyalist egemen sınıfın yenilgisini hedefleyen bir stratejiyi benimsemelidir.

Bu nedenle, savaş karşıtı hareketlerin ve işçi sınıfı örgütlerinin aşağıdakileri talep etmek için bilinçlendirme kampanyaları ve eylemler örgütlemesi hayati önem taşımaktadır:

Askeri Bütçeyi Kesin!

Ukrayna'ya Silah Sevkiyatına Son!

NATO Dağıtılsın!


Workers.World sitesinde yayınlanan metinden çevrilmiştir.


Çeviri Kolektifi