Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, Ukrayna hükümeti, NATO ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından Rusya'nın Ukrayna'ya saldırdığı tarih olarak belirtilen 24 Şubat 2022'den çok önce başladı. Bir gazeteci ve Ukrayna'da şu anda yasaklı olan bir komünist örgütün üyesi olan Dmitry Kovaleviç'e göre, savaş aslında 2014 baharında başladı ve o zamandan beri hiç durmadı.
Kovaleviç, Kiev'in güneyinde bir yerden bana yazıyor ve bir anekdotu anlatıyor: Birisi “Cephe hattında neler oluyor” diye sorar. “Askerlerimiz her zamanki gibi kazanıyor!” yanıtını alır. “Askerlerimiz kim?” diye yine bir soru gelir ve soruyu sorana “Yakında göreceğiz…” cevabı gelir. Bir savaşta her şey tartışmalıdır, hatta Ukrayna'nın başkentinin adı bile (Ukraynaca'da Kyiv ve Rusça'da Kiev, tartışması internette hala devam ediyor).
Savaşlar, bir gazeteci için en zor habercilik görevlerinden biridir. Özellikle sosyal medyadaki ve ana akım haber televizyon kanallarının kara propagandasının sağanak gibi aktığı ve oldukça saldırgan oldukları bugünlerde, sahadaki meseleleri çözmek zor. Bir savaş sırasında meydana gelen olaylarla ilgili temel gerçekleri, bu gerçeklerin doğru yorumlanmasını sağlamak şöyle dursun, saptamak bile zordur. YouTube gibi sosyal medya platformlarında bulunabilen bariz savaş vahşeti videolarını doğrulamak imkansız. Çoğu zaman, bu platformlarda bulunabilecek savaşla ilgili içeriğin çoğunun ya yanlış tanımlandığı ya da başka çatışmalardan olduğu ortaya çıkıyor. Bu çatışmada çok güçlü bir Ukrayna ve NATO yanlısı tutum benimseyen BBC bile, Rus vahşeti hakkındaki bu kadar çok viral iddianın yanlış olduğuna dair bir açıklama yayınlamak zorunda kalıyor. Yaygın dolaşıma giren bu asılsız iddialar arasında, TikTok'ta dolaşan ve yanlışlıkla “Ukraynalı bir kızın bir Rus askerine karşı durduğu” iddiasında bulunan videonun gerçekte, o zamanlar 11 yaşında olan Ahed adlı Filistinli bir çocuğun videosu olduğu ortaya çıktı. 2012'de bir İsrail askeriyle yüzleşen Tamimi’nin videosu, TikTok'ta “Küçük [kızlar] Rus askerlerine karşı ayağa kalkıyor” başlığıyla dolaşmaya devam ediyor.
Bu arada Rus-Ukrayna savaşının başlama tarihini 24 Şubat olarak reddeden Kovaleviç, “Ukrayna'daki savaş Şubat 2022'de başlamadı. 2014 baharında Donbass'ta başladı ve bu sekiz yıl boyunca hiç durmadı” dedi. Kovaleviç, Ukrayna'daki komünist bir örgüt olan Borotba'nın (Mücadele) üyesidir. Borotba, diğer komünist ve Marksist örgütler gibi, 2015 yılında ABD destekli Petro Poroşenko’nun başında olduğu önceki dönem Ukrayna hükümeti tarafından yasaklandı (Devam eden bu baskının bir parçası olarak, iki komünist gençlik lideri - Aleksandr Kononoviç ve Mikhail Kononoviç - Ukrayna istihbarat servisi tarafından 6 Mart’ta tutuklandı).
Kovaleviç bana “Yoldaşlarımızın çoğu Donetsk ve Luhansk'a göç etmek zorunda kaldı” diyor. Bunlar, “2014'te Ukrayna hükümetinin kontrolünden” kopan ve Rus destekli grupların kontrolü altında olan, çoğunlukla Rusça konuşan iki doğu eyaletidir. Ancak Şubat ayında, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden önce, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin “Ukrayna'nın doğusundaki bu iki ayrılıkçı bölgeyi” bağımsız devletler olarak tanıdı ve bu çekişmeli hareketi Rusya'nın son askeri işgali için bir basamak olarak kullandı. Şimdi, diyor Kovaleviç, yoldaşlarımız “Sürgünden geri dönmeyi ve yasal olarak çalışma yürütme imkanına kavuşmayı umuyor”. Bu beklenti, Ukrayna hükümetinin, ülkedeki Batı tarafından eğitilen ve finanse edilen Rus karşıtı aşırı sağcı, kanunsuz ve paramiliter ajanların da bulunduğu mevcut yönetimden kurtulmak zorunda kalacağı ve bunu tersine çevirmeye ihtiyaç duyduğu varsayımına dayanıyor. Poroşenko döneminin gerici ve azınlık karşıtı (Rus düşmanı ırkçı kanunlar dahil) yasalarının çoğunun da yürürlükten kalkması gerekecek.
“Endişeliyiz”
Kovaleviç bana “Kendimi oldukça gergin hissediyorum” diyor. “[Bu savaş] çok acımasız görünüyor ve Ruslar yüzünden değil, ülkeyi yağmalayan ve soyan Ukraynalı silahlı çeteler yüzünden.” Ruslar duruma müdahale edince Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky, ülkeyi savunmak isteyen her vatandaşa silah dağıttı. Başkentin hemen güneyindeki orta Ukrayna'da yaşayan Kovaleviç, “Bölgem askeri harekatlardan değil, sadece sağcı, milliyetçi çetelerin teröründen etkilendi” diyor.
Rus askeri müdahalesinin ilk günlerinde Kovaleviç, savaş bölgesinden kaçan bir Roman ailesini yanına aldı. Kovaleviç bana “Evimde boş bir oda vardı” diyor. Roman örgütleri, Ukrayna'da, çoğu Ukrayna'nın batı kesiminde, Zakarpatska Oblastında (Macaristan, Polonya, Romanya ve Slovakya sınırında) yaşayan yaklaşık 400.000 Roman olduğunu söylüyor. Kovaleviç, “Ülkemizdeki Romanlar düzenli olarak sağcı milliyetçiler tarafından saldırıya uğruyor” diyor. “Milliyetçiler, Romanlara alenen saldırıyor, kamplarını yakıp, buna ‘çöpleri temizlemek’ adını veriyor. Bu saldırılara polis hiç tepki göstermedi, çünkü aşırı sağcı çetelerimiz her zaman polisle ya da güvenlik teşkilatıyla işbirliği içinde çalışıyor.” Kovaleviç ve ailesi tarafından korunan bu Roman ailesi, Ukrayna-Roman nüfusunun çoğunun yaşadığı batı Ukrayna'ya doğru hareket ediyor. “Ama hareket etmek çok güvenli değil” diye aktarıyor Kovaleviç. “Ukrayna'daki tüm yollar boyunca bulunan kontrol noktalarında milliyetçiler var ve onlar kendilerine şüpheli görünen herhangi birini vurabilir veya sadece mültecileri soyabilir.”
Minsk Anlaşmaları
2014 yılında Donbass bölgesinde başlayan savaş, Belarus'ta 2014 ve 2015 yıllarında Belarus'un başkentinin adını taşıyan ve Minsk anlaşmaları olarak adlandırılan iki anlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlandı. Bu anlaşmalar, “Doğu Ukrayna'da Rusça konuşan Ruslar tarafından yürütülen ayrılıkçı savaşı [sonlandırma]” amaçlıydı. Bu anlaşmalardan ikincisi Ukrayna'dan (1994-2005 yılları arasında Ukrayna Devlet Başkanı Leonid Kuçma) ve Rusya'dan (Rusya Federasyonu'nun Ukrayna Büyükelçisi Mikhail Zurabov, 2009-2016) önde gelen iki siyasi figür tarafından imzalandı ve bir İsviçreli diplomat olan (2008-2009 Gürcistan'daki Çatışma Üzerine Bağımsız Uluslararası Gerçek Bulma Misyonuna başkanlık eden Heidi Tagliavini) tarafından denetlendi. Bu 2.Minsk Anlaşması anlaşması, 17 Şubat 2015 tarihli BM Güvenlik Konseyi'nin 2022 sayılı kararı ile de onaylanmıştır. Minsk anlaşmalarına bağlı kalınmış olsaydı, Rusya ve Ukrayna, Donbass'ta kabul edilebilecek bir düzenlemeyi güvence altına alacaklardı.
Kovaleviç bana “İki Ukrayna hükümeti Minsk anlaşmalarını imzaladı” diyor, “Ama Ukrayna yükümlülüklerini yerine getirmedi. Son zamanlarda Zelensky'nin yetkilileri anlaşmayı yerine getirmeyeceklerini söyleyerek açıkça bu anlaşmayla alay etti (elbette ABD ve İngiltere tarafından teşvik edildiler). Bu, tüm kuralların tamamen ihlali anlamına geliyordu; [anlaşmaları] imzalayıp sonra da yerine getirmeyi reddedemezsiniz.” Minsk anlaşmalarının dili, Kovaleviç'in dediği gibi “Hükümet için yeterince liberal” idi. Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyeti Ukrayna'nın bir parçası olarak kalacak ve bir miktar kültürel özerkliğe sahip olacaklardı (Bu, 12 Şubat 2015 Minsk 2 Anlaşması'nın 11. Maddesinin dipnotundaydı). Kovaleviç bana, “Bu, milliyetçilerimiz ve [sağcı milliyetçiler] için kabul edilemezdi” diyor. “Orada [Donetsk ve Luhansk'ta] tasfiye ve intikam saldırıları organize etmek istiyorlar.” Rusya'nın askeri müdahalesinden önce, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, Minsk anlaşmalarına rağmen Donetsk ve Luhansk'ta devam eden çatışmalarda 14.000'den fazla kişinin öldürüldüğünü tespit etti. Kovaleviç'i aşırı milliyetçilerin ve sağcı paramiliterlerin şiddeti hakkında yorum yapmaya kışkırtan işte bu şiddettir. Kovaleviç, “Seçilmiş yetkililer, Ukrayna'nın gerçek yöneticilerini maskeleyen bir kılıftır” diyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ve parlamentodaki müttefikleri ülkelerindeki yönetim sürecini yönetmiyor, aksine “Aşırı sağcı silahlı gruplar tarafından kendilerine dayatılan bir gündeme” sahipler.
Barış?
Ukrayna-Beyaz Rusya sınırında Ruslar ve Ukraynalılar arasında müzakereler sürüyor. Ancak Kovaleviç, bu müzakerelerden olumlu bir sonuç çıkacağı konusunda iyimser değil. Kararların sadece Ukrayna cumhurbaşkanı tarafından değil, sağcı aşırı milliyetçi paramiliter silahlı gruplar ve NATO ülkeleri tarafından alındığını söylüyor. Kovaleviç ve ben konuşurken, Washington Post “Ukrayna'da ABD destekli bir isyan için planlar” hakkında bir rapor yayınladı; Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, “Vidaları sıkmaya devam etmeliyiz” diyerek Ukrayna'da Afganistan tarzı bir gerilla savaşı olduğunu ima etti. Kovaleviç, “Bu, onların [ABD'nin] Ukraynalıları gerçekten umursamadığını ortaya koyuyor. Bunu, Ruslara biraz acı vermek için bir fırsat olarak kullanmak istiyorlar” diyor.
Clinton ve diğerlerinin bu yorumları Kovaleviç'e ABD'nin “Rusya ve Avrupalılar arasında kaosu örgütlemek” istediğini gösteriyor. Ukrayna'da barış, “NATO ile yeni küresel güçler, Rusya ve Çin arasındaki bir uzlaşma meselesidir” diyor. Böyle bir uzlaşma mümkün olana ve Avrupa rasyonel bir dış politika geliştirene kadar, “Savaşlardan etkileneceğiz” diyor Kovaleviç.
Globetrotter sitesinde yayınlanan ve Struggle La Lucha tarafından aktarılan makaleden çevrilmiştir
Çeviri Kolektifi